Translate.vc / Francês → Turco / Asl
Asl tradutor Turco
98,078 parallel translation
Ta mère devait savoir qu'on séchait, mais elle s'arrêtait de bosser pour me donner des gâteaux.
Annen de aslında ektiğimizi biliyordu bence ama ne zaman olsa işini bırakıp bana bir paket Little Debbie verirdi.
Il aurait pu réussir.
Aslında batmayabilirdi.
Les sœurs m'ont appris des choses d'importantes, que je chérie encore aujourd'hui.
Aslında rahibeler bana çok güzel şeyler öğretti. Hala da değer verdiğim şeyler.
C'était ma ronde.
Biliyor musun, aslında orası benim bölgemdi.
- En fait, si, avec une autorisation spéciale de ce comité.
- Aslında, alabilir, bu komiteden gelen bir karar doğrultusunda.
En fait, pas un jouet.
Aslında bir oyuncak değil, oyuncak değil.
- J'en ai 29.
- Aslında 29 yaşındayım.
Petite clarification.
Aslında, aydınlatmak adına...
Non, c'est super. Ce que j'ai entendu est génial.
İnanılmaz, aslında, küçük bir kısmını duydum.
Non, Geraldine. On a un secret. Plusieurs secrets, même.
Hayır, Geraldine, bir sırrımız var, çok yönlü sır, aslında.
En fait, je suis avec Keller.
Aslında, Keller benimle.
En fait, je suis incroyable.
Aslında harikayım.
Au moins elle ne fait pas semblant d'être un papillon alors que c'est une guêpe.
Evet, en azından Cheryl rol yapmıyor. Aslında eşek arısıyken, kelebekmiş gibi davranmıyor.
- Non, j'allais te voir.
Aslında gelip seni bulacaktım Cheryl.
On ne s'en sort pas trop mal.
Aslında sandığınız kadar kötü bir yer değil.
Ce lieu a une histoire absolument fascinante.
Bu tesisin aslında çok muazzam bir geçmişi var.
Assez longuement, à vrai dire.
Aslında bu konuyu çok düşündüm.
Pas vraiment, non.
Aslında hayır. Hayır.
Quand ça se produira, ils se diront que le coin était défectueux et ils le remplaceront.
Ama kırıldığında hatalı malzemelerden kaynaklandığını düşünecekler ve aslıyla değiştirecekler.
On vient de le rendre.
Aslında teslim ettik.
Oui. Pourquoi?
Evet, var aslına bakarsanız.
On a menti sur tout!
Her şey yalandı aslında!
Je ne suis pas vraiment morte!
- Tamam mı? Aslında ölü değilim!
En fait, Jane, je préférerais partir.
- Aslında Jane, ben gitsem daha iyi olur.
Pour être honnête, shérif, je... ne sais pas où est le corps.
İşin aslı şu ki Şerif, ben cesedin yerini bilmiyorum.
C'est la vérité.
İşin aslı bu.
Eh bien, je l'ai fait. C'est juste...
Vardı aslında...
En même temps, tu te fais vieille!
Aslında önceden evlenmeliydin Jenny artık senin için çok geç.
C'est bien de se marier jeune.
Aslında, erkenden evlenmek iyi bir şeydir.
Elle devrait vous plaire, et à votre mari aussi.
"Yaramazlık, aslında senin için süper bir şarkım var."
J'ai oublié mes croquis...
Aslında... Kız kardeşinin tarafından var. Yeğen.
Quelqu'un pourrait objecter.
Birilerinin olabilir, aslında.
Autant que je sache. Nous n'avions que peu à faire avec eux.
Bildiğimiz kadarıyla.Bak aslında onlarla neler yaptığını çok fazla bilmiyorduk.
- Plutôt normal, en fait.
- Normal gelebilir, aslında.
- Je devrais y aller.
- Aslında, belki de gitsem iyi olur.
En fait, je voulais vous voir pour quelque chose.
Aslında bir konu hakkında sizi görmek istiyordum.
En fait, Mme Pettybon, je suis là pour vous parler de votre lettre, la lettre de menaces.
Aslında Bayan Pettybon, buraya sizi ölümle tehdit eden o mektupla.. .. ilgili konuşmak için gelmiştim.
Ça dépend vraiment du dosage.
Aslında dozun miktarına bağlı.
À vrai dire, j'ai commencé à partir, mais...
Aslında ayrılacaktım ama sonra...
Si, en fait.
- İnanıyorum aslında.
Cette nuit était magnifique.
O gece çok güzeldi aslında.
La vérité est que le Roc ne vaut plus grand chose.
Aslında Casterly Kayası'nın artık pek bir değeri yok.
Peut-être pourrait-il prendre le Noir, Majesté.
Aslında Siyahlara bürünebilir majesteleri.
Il devait le garder secret.
Bunu kendisine saklayacaktı aslında.
- En réalité,
- Aslında,
Elle est très sympa, en fait.
O aslında gerçekten hoş birisi.
- Attends...
- Bekle, aslında...
Du tout. J'ai peur d'avoir perdu ma meilleure amie, ce soir.
Aslında, bu gece en iyi arkadaşımı kaybetmekten ödüm patlıyor.
Disons 17h30..
Aslında 5 : 30.
Hey!
"Ben aslında büyük bir aile içinde yaşıyorum, üç yıldır da evliyim."
Il avait rencontré Brad dans l'Air Force.
Yok, aramızı aslında kuzenim yaptı.