Translate.vc / Francês → Turco / Aspect
Aspect tradutor Turco
1,348 parallel translation
Il ne faut pas juger les gens sur leur aspect.
İnsanları ne kadar saçları kaldığına bakarak yargılamamak gerek.
Qui de vous deux contrôle le mariage, lequel domine cet aspect de votre relation?
— Evliliği kim yönetiyor? Yani demek istediğim, evliliğin çeşitli yönlerinde kim baskın?
Laissez-moi m'occuper de l'aspect médical.
İşin tıbbi bölümü ile benim ilgilenmeme izin vermeni öneriyorum.
Les Goa'ulds ont déjà pris l'aspect humain.
Goa'uld da daha önce insanlar gibi konuşuyordu.
Leur douceur au toucher, leur aspect, si propre, si parfaitement vierge!
Onu ellerinde hissetmeye, görünüşüne. Çok temiz. Çok mükemmel derecede boş.
Mon pote, c'est là qu'on voit le meilleur aspect de l'humanité.
Dostum, çünkü buradaki insanlar en iyileri.
Ce jeune garçon se présente sous un autre aspect.
Gel bakalım genç adam. Hadi gülümse babana.
Cela modifie l'aspect des choses.
Bu konuya çok farklı bir ışık tutuyor.
Tout Ie monde veut quelque chose. J'adore cet aspect-Ià!
Herkes bir şey istiyor, bu işi seviyorum.
Je découvre un nouvel aspect de moi-même.
Bu özelliğimi yeni yeni keşfediyorum diyebilirim.
L'hospice se chargera de l'aspect technique des choses.
Hastane servisi tüm teknik işleri halleder.
"On a redécoré ce bâtiment pour qu'il retrouve l'aspect d'il y a 50 ans."
"Bu binayı'50 yıl önceki'görünümüne kavuşturmak için yeniden dekore ettik."
Mais je préfère mon aspect humain.
Ama genellikle insan olarak kabul edilmeyi tercih ederim.
- "Un aspect du démon"?
İblisin bir özelliğini mi?
J'espère que ce n'est pas son aspect physique.
Umarım fiziksel bir özelliği değildir.
"Aspect du démon."
"İblisin bir özelliği."
Ca doit faire apparaître les démons sous leur aspect véritable, ce qui, avec un peu de chance, annihile leur pouvoir.
İblislerin gerçek hallerinde görünmesini sağlayacak. Böylece şanslıysak, etkileri ortadan kalkacak.
Il faut qu'on me traduise l'aspect Y des choses.
Sizin tarafta olup bana durumu tercüme edecek birine ihtiyacım var.
C'est l'aspect essentiel.
- Çalışmanın özü de bu zaten, Jo.
Je pensais plus à l'aspect médical.
Hayır. Ben sağlık sorunlarını kastetmiştim.
Elles ont aussi un aspect étrange.
Çok ilginç bir dış görünüşleri vardır.
- Si vous nous dites que cet aspect...
Görünüşü hakkında bilgi verebilirseniz...
- Quel aspect?
- Ne görünüşü?
Quand le gouverneur a fait ce marché, le contrat stipulait que Weigert s'occuperait de l'aspect médical sans interférence de ma part.
Vali bu anlaşmayı yaptığı zaman, sözleşme... Weigert'in sağlık yürütme işlerine karışamayacağım şekilde hazırlandı.
Mais je n'avais pas remarqué l'autre aspect de ta personne.
Ama senin diğer yüzünde neler olduğunun hiç farkına varmamıştım.
Il y a plus d'un aspect qui me déplaît dans cette affaire.
Bu konunun rahatsızlık duyduğum pekçok bakış açısı var.
Il faut jouer sur l'aspect humain.
- O haklı. "İnsani ilişkiler hakkında bilgiler verin finansal açıklamalar değil."
- Notre aspect change. Absences mentales, délires, saignements.
- Görünüşünde değişikliklerle... zihinsel kusurlar, hayal görmeler... kendiliğinden kanamayla.
Mais cet aspect du processus de création m'a aussi causé de nombreux cauchemars et des visions torturées.
Ancak yaratılışın bu unsuru, aynı zamanda kâbuslar ve çılgınca hayaller görmeme de neden oluyordu.
Ce travail a un aspect politique qui éprouvait la patience du général.
Bu işte Generalin dayanamadığı politik unsurlar vardır.
Ils veulent voir des gens en prison, l'aspect sanglant de la drogue.
Onlar insanları hapiste görmek istiyorlar. Uyuşturucunun kanlı hikayesini.
L'aspect dérisoire veut dire qu'une chose est insignifiante... mais c'est ton jeune âge qui ne devrait pas t'empêcher... de poursuivre ton but.
"Değersizlik" önemsizliği belirtir. Yaş seviyen amaçlarına ulaşmanı engellememelidir.
Bon aspect musculaire.
Genel durumun iyi.
A ce stade, nous avons juste besoin... de vérifier chaque aspect de votre vie et trouver quiconque qui la connaissait.
Bu noktada, hayatındaki her gelişmeye bakmalı ve... onu tanıyan herkesi bulmamız gerek.
Je ne peux commenter cet aspect de l'enquête.
Soruşturmanın bu tarafı hakkında yorum yapamayacağım.
Quand ça atteint le point où la personne devient maître de votre sommeil, de votre aspect physique et psychique, ça peut devenir une question de... coordination, trahissant les coordonnées!
Bir kişi uykunun efendisi olabilmesi noktasına geldiğinde kendisinin fiziksel ve zihinsel tarafının parçası sonra düzenlemelerin uyumunu kötüye kullanma sorusu oluşabilir.
Y a-t-il un aspect particulier de la danse qui a attiré ton attention?
- Peki, hiç... özel bir tarafı var mı balenin... senin hayal edebileceğin?
Outre l'aspect juridique... - il y a l'aspect pratique. - C'est-à-dire?
Yasal etkenler de söz konusu fakat bir de uygulamaya yönelik etkenler var.
Parfois j'oublie l'effet que mon aspect a sur d'autres.
Bütün yaşanabilir gezegenler yanıp kül oldu.
La bouche de la victime avait le même aspect.
Kurbanların ağzında hep aynı leke vardı.
Ni ton aspect physique, ni ton intellect ne sont dignes d'intérêt.
Zorla görüyorsunuz ve fiziksel yada ruhsal olarak bile etkileyici değilsiniz.
J'étais en service à la station quand j'ai reçut des appels vidéo de quelques citoyens, au sujet d'une étrangère à l'aspect suspect courant dans les allées.
Karakolda nöbet tuttuğum sırada, vatandaşlardan şüpheli görünen bir dış dünyalının arka sokaklarda koşuşturduğu yönünde sayısız istihbarat aldık.
Dans les versions précédant le chef-d'œuvre de Zeffirelli, les rôles étaient tenus par des acteurs plus que trentenaires, ce qui donnait un aspect artificiel.
Bay Zeffirelli'nin başyapıtından önceki versiyonda roller 30 yaşlarındaki oyuncular tarafından canlandırılmıştı. Bu da yapmacık bir hisse neden oluyordu.
- Je peux t'aider avec l'aspect légal.
- Hâlâ sinirliyim.
Je place la pleine autorité entre les mains méritantes d'une personne qui a été étroitement liée à chaque aspect de l'affaire depuis le tout début...
Bütün yetkiyi baştan beri davayla yakından ilgili olan birine veriyorum.
Mais n'oublions pas l'aspect sexuel.
Sadece cinsellik cephesini göz ardı edemezsin diyorum.
Ils savent que l'art de l'amour a un aspect commercial.
Ruslar ise aşk sanatında her zaman biraz ticaret olduğunu bilir.
L'aspect?
Özellik bu mu?
Tu l'as, ton aspect du démon.
İblisin özelliğini almışsın.
Je voudrais qu'elle connaisse cet aspect de moi.
Sonuç, B'Elanna - - bunun için hayatını risk etmene izin vermeyeceğim. Kaptan, lütfen. İstek reddedildi.
L'aspect sans doute le plus difficile... du tournage d'un film IMAX... est d'acclimater les dauphins à la caméra très, très grande... qui fait du bruit et dont la taille peut les intimider.
Bu limana dönerken yol üstünde düşüneceğim birşey.