Translate.vc / Francês → Turco / Atf
Atf tradutor Turco
497 parallel translation
Le colonel Remsing. Et ici, l'agent spécial Burnside.
Bu da Albay Remsing ve ATF Özel Ajanı Burnside.
Tenez-moi au courant.
ATF. Beni haberdar et.
- GD Browning, de l'antigang.
- Browning. G. D. Browning, ATF.
A mes côtés le lieutenant Browning, de la Brigade antigang.
Yanımda ATF'den ajan Browning var.
A.T.F.?
ATF?
Agent Flemming, A.T.F...
Ajan Flemming, ATF.
Je voulais savoir comment ça s'était passé avec l'ATF.
A.T.F'de işerin nasıl gittiğini öğrenmek için aradım.
J'ai vu vos troupes arriver... et je ne veux pas d'une situation avec vous et l'ATF en charge... sans le moindre soupçon de preuve.
Birliklerinizini gördüm. Sizin ve ATF'nin el koymanızı istemiyorum ortada delil yokken.
Vous faites quoi quand une secte va se suicider collectivement?
Peki, ATF dini fanatikler toplu intihara kalkıştığında ne yapacak?
Selon l'ATF, le couple a refusé de se rendre, sorti de gros pistolets et ouvert le feu.
ATF'ye göre, bu çift işbirliği yapmayı reddetti ve çok büyük silahlar çıkararak herkesi vurmaya başladı.
L'ATF a dû les abattre et se replier stratégiquement.
ATF'nin bu manyak çifti vurmaktan başka çaresi yoktu ve şimdi belirsizlik hâkim.
Le commandant de l'ATF pense qu'il y a des enfants dans la maison.
ATF komutanı, bize evde çocuklar bulunduğuna inanmak için gerekçesi olduğunu... Bir dakika...
L'ATF croit que vous êtes une secte. Allez leur parler.
Dışarıda ATF birlikleri var, ve sizin dini bir kült olduğunuzu sanıyorlar.
Si vous dites pas à l'ATF que vous êtes pas des fantastiques religieux, ça va mal finir, moi, je vous le dis.
Eğer derhal dışarı çıkıp o ordu adamlarına dini fantastikler olmadığınızı söylemezseniz kıyamet kopacak! Kıyamet, duydunuz mu beni?
Je suis avec Danny Gans qui commande l'ATF.
Şu anda ATF komutanı Danny Ganz ile birlikteyim. Komutan, son durum nedir?
Depuis 4 h, l'ATF tente de communiquer avec la secte retranchée dans la maison.
ATF kuvvetleri saatlerdir bu evin içindeki dini fanatiklerle iletişim kurmaya çalışıyor.
On l'a dit à L'ATF, mais ils nous ont tiré dessus.
ATF adamlarına söylemeye çalıştık, ama bize ateş ettiler. — Başka bir şey?
C'est sûr, on leur a fichu la trouille à ces vilains de l'ATF.
O ATF hergelelerinin kalbine Tanrı korkusu saldık, inanın bana.
Et voilà ce que j, ai trouvé sur la page de l, AtF.
Ve tahmin edin ne buldum.
L, AtF fait une enquête sur lui car la secte est armée.
ATF şu an bu konuyu araştırıyor çünkü fazlasıyla silahlanmışlar.
On a pris des paris. j, ai dit fbi, et eux AtF.
İddiaya girdik - ben FBl dedim, onlar ATF dedi.
Agent spécial james Hamner, AtF.
Özel Ajan James Hamner, ATF.
La brigade des stups est ici pour me soutenir... et est aussi chargée d'enquêter sur les armes et la drogue.
DEA ve ATF ajanları, bana destek sağlamanın yanı sıra... uyuşturucu ve silahlar için buradalar.
Bob Sneed, de la brigade antialcoolique et antitabac.
Bob Sneed, ATF'den.
Allons voir les ATF. C'est une arme rare.
Alkol, Tütün ve Ateşli Silahlar Bürosu'na bakalım.
AGENT DE L'ATF RUSSELL STONE D.C. Nous a envoyé les fragments.
AIF AJANI RUSSEL STONE Bize göre bu sabah D.C. şehri mermi izleriyle doluydu.
- L'ATF fera L'examen balistique.
- A.T.F. öğleden sonra balistik raporunu alacak.
Je reviendrai avec un spécialiste et vous fermerez 2 ou 3 jours.
Çok yazık. Birazdan bir ATF ajanıyla geleceğim ve burayı birkaç günlüğüne kapatacağım.
On la depuis quand? Ce matin. Avec les compliments de lATF.
- Bu sabah, ATF'nin katkılarıyla.
Le Bureau des alcools, tabacs et armes à feu.
Alkol, Tütün ve * Firearm Bürosu. ATF
Je veux juste humilier le type des Feds.
İstediğim şey o ATF lavuğunun tükürdüğünü yalaması.
- Et les types de la DST au Pérou?
- Ya Peru'daki ATF'liler. - Ebola.
ATF. Je suis un agent.
Ben bir ATF ajanıyım.
Agent special John Calder, ATF.
Özel ajan John Calder, ATF.
Je ne saurais vous dire à quoi il ressemble même si l'ATF * défonçait ma porte. ( * Serv des EU appliquant la loi sur les armes )
Kapıya özel timi yığsanız bile neye benzediğini söyleyemem.
Le numéro de série sur l'arme correspond au pistolet d'un agent fédéral disparu.
Her neyse, silahın seri numarası kayıp bir ATF ajanının silahı ile eşleşiyor. Bu herif Federal polis mi?
Corey Fox. J'aime ça. Ton supérieur et ta femme arrivent en avion de LA.
ATF denetimcinizi ve eşinizi uçakla Los Angeles'tan getiriyoruz.
La compagnie d'électricité de San Francisco aimerait remercier l'ATF, le FBI, et la police locale pour leur dévouement et leur professionnalisme
San Francisco elektrik şirketi ATF'e, FBI'a ve yerel polise azimleri ve profesyonellikleri için teşekkür ediyor.
Toute la famille Lucarelli est surveillée par l'ATFet le FBI depuis trois mois.
Bu aynı adam mı? Lucarelli ailesi, son üç aydır... ATF ve FBI'dan oluşan karma bir birlik tarafından gözetim altına alınmış durumda.
Agence Alcool, Tabac, Armes.
ATF.
Agent spécial Stone, A.T.F.
Bu, Özel Ajan Stone ATF'den.
C'est la dame d'A.T.F. Qui bosse avec nous?
Bu ATF'li hanım bizimle mi çalışıyor?
Ne fais pas l'idiote, Mme A.T.F.
Saçmalama ATF'li hanım.
J'ai tout appris d'A.T.F.
Bildiğim her şeyi ATF'den öğrendim.
Un agent de l'A.T.F. Impliqué dans un trafic d'armes et un meurtre.
Yasadışı silah satışı ve cinayete karışan ATF Ajanı.
Fraudes, Frontières, Douanes et Sécurité intérieure... laquelle s'intéresse à moi.
Bilirsin, ATF, Sınır Güvenliği işine başvurdum. Ve benimle ilgilendiklerini söylediler.
Ou l, AtF.
Belki de ATF.
Je vais deviner.
ATF. Dur tahmin edeyim.
Comme la carte de Cokely a servi pour acheter des armes, l'ATF s'invite à la fête.
Yaşlı ve iyi giyimli bir adam. - Zengin amcası mı? - Para babası.
- ATF!
Ne mutlu ki Irina'nın evliliği iyi gidiyor.
ATF!
Valentina eski kocama parasını geri verdi.