Aus tradutor Turco

Le film a été terminé en 1988 aus studios "Mosfilm".

Bu film 1988 yılında MosFilm Stüdyosunda tamamlanmıştır.

Il ne va pas s'effondre l'écume aus lèvres.

Yani, kanı beynine sıçradığında yaş tahtaya basmıyor.

- L'histoire se résume par AUS.

Mesele belliydi, T.G.İ. T.G.İ mi?

- Vous portez "Eau de Flores"?

Parfümün Aus de Flores mu?

qui permettent aus gens de payer rapidement aux magasins ou stations services.

Bunlar aslında bir nevi pasif radyo alıcısı gibidir. Mağazalarda veya benzincilerde hızlı ödeme yapmanızı sağlar.

C'est merveilleux d'être aus USA.

Burada olmak çok harika.

Lytes, AUS, créatinine, calcium, TLF.

BUN, kreatinin, kalsiyum, LFT.

Avni, qui a étudié aus USA, parle le bengali, qu'elle n'a jamais appris.

Amerika ´ da okuyan Avni, hiç öğrenmediği halde birden Bengali ´ ce konuşmaya başlar.

"Aus" ( dehors en allemand )

Kıçlarını tekmeleyeceğiz, öyle değil mi?

Aus urgences Juste derrière ce mur.

Kapalı duvarın arkasındaki Acil Servis'ten.

Aus. La chlamydia. La chlamydia

Chlamydia out.

Brüno était aus.

Brüno out!

Je sais que tu as dit à tout le monde de ne pas faire ttention aus pleurs, mais ça me fous les jetons.

Gözyaşlarından kimseye bahsetmiyorsun biliyorum. Ama gerçekten, beni korkutuyorlar.

Il y un moment je pensais à une tarte aus pécans, et maintenant je n'arrive même pas à dire si j'aurais de l'appétit.

Az önce cevizli turta düşünüyordum. İştahım kaçtı.

Je ne peux même pas me payer le loyer ce mois-ci, pas comme cette fille super chic qui reste là avec son chien de riche, mangeant des cakes aus crabes gastronomiques,

Bu ayki kiramı bile ödeyemeyeceğim. Şurada, süslü köpeğiyle oturup yengeç mücverini yiyen zengin kadının aksine.

C'est des épinards et des choux aus pouvoir lisse.

Ispanak ve lahana püresi.

Donc s'ils ont le droit et le pouvoir d'imprimer des billets, alors moi-aus-si.

Onlar var ise Doğru ve güç o zaman, para basma. Yapın. I.

Mon pote, écoute, ma grand-tante Ida a des cors aus pieds et elle a besoin d'une chambre au premier étage.

Dostum, dinle... Büyük halam Ida'nın ayağında nasır varmış ve giriş kattaki bir odada kalması gerekiyor.

- Ouais, ouais, je t'aime aus...

- Tamam, tamam, bende sevi..

Montre aus caméras que tu aimes ta mère.

Annene ne kadar iyi davrandığını kameralara göster.

Aus... Ok, aussi, J'ai été promu.

Tamam, ayrıca, görevde yükseldim.

Je suis notée première chose demain avec le juge Frost et AUS Martinez.

Yarın ilk iş Yargıç Frost ve Savcı Martinez ile buluşacağım.

- Aus Bordeaux.

. Bordeaux'dan.

On dirait qu'il abandonne.

Sesler, bırakmaya hazır olduğunu söylüyor. Aus, yeter.