Translate.vc / Francês → Turco / Avancé
Avancé tradutor Turco
17,495 parallel translation
Tu ne m'aurais pas avancé l'argent si tu n'étais pas d'accord.
Fikrime katılmasaydın bana maddi destek vermezdin.
Nous envoyons un groupe avancé maintenant, et dans la matinée, nous enverrons le reste.
Şimdi bir grubu göndereceğiz. Sabahleyin de geri kalanını.
Transfert du groupe avancé...
Ekibin transferi...
Prêt pour le Groupe Avancé.
Yeni ekip için hazır.
Son état a l'air assez avancé.
Durumu epey ilerlemiş görünüyor.
C'était prévu à l'avance.
Bu planlanmış bir şey.
Notre cause réussira, mais il ne peut pas bouger avancé sans argent, et argent qu'il aura.
Davamız başarıya ulaşacak.
Ça avance.
İyi
Alors là-haut comment ça avance?
Nasıl gidiyor orada, çocuklar
Ça avance bien mais en fait on...
Gidiyor...
Ça avance, merci!
İyi gidiyor teşekkürler!
On a décidé de le fêter en avance.
Erkenden kutlayalım dedik.
Tu as pris de l'avance.
Biraz seni izleyeyim.
Il me faut une longueur d'avance.
Bana bir avans lazım.
C'est ma longueur d'avance.
İşte benim avansım.
- Avance. - Vous?
Yürümeye devam et.
On avance.
Hadi.
C'est bon, avance.
Tamamsın. Yürü.
Ça avance, Thurgood Marshall?
- Thurgood Marshall ne durumda?
Veuillez m'excuser par avance.
Görecekleriniz için özür dilerim.
Comme avance sur honoraires.
Vekalet sözleşmesi.
- Une avance?
- Vekalet sözleşmesi mi?
Je ne suis pas venue vous demander une avance.
O nedenle bir vekalet sözleşmesi getirmedim.
Elle prend les vingt neuf des électeurs de Floride, ça lui en donnera sept d'avance.
Florida'dan 29 oy daha alırsa onu 270'i aşacak.
Avance, mec! Putain de porc!
Kalk hadi lan.
Cet endroit avance bien, Marcos.
Burası adam olmaya başladı Marcos.
Tout avance en direction de sa fin.
Her şey sona doğru yol alır.
Mais sans des hommes pour travailler, le travaille n'avance pas.
Ama iş yapacak adamlar olmazsa, ilerleme de olmaz.
Il avance!
Harekete geçiyor!
Ta thèse avance?
- Doktoranı alacak mısın?
Tu comprends? Rends-moi service, avance-moi.
Belki arkadaşına yardımcı olmak için biraz borç verirsin diyordum.
On avance, allez!
Pekala, yürüyün. Gidelim.
Avance d'un poil avec le fric et je t'explose.
O parayla daha ileriye gidersen seni kafandan vururum.
On avance!
Çabuk, çabuk, Çabuk!
Tu as toujours un coup d'avance.
Senin her zaman hazırda bir planın vardır.
Peu importe le nombre de passes que je faisais, il voulait juste que la balle avance.
Ne kadar pas atarsam atayım onun tek istediği koşu oyunuydu.
Les jeux étaient faits d'avance.
Her şey daha başlamadan bitmişti.
Avance.
- Tamam.
{ \ 1cH00ffff } Je voudrais m'excuser à l'avance.
Tamam dört! Hey, sadece çok üzgün olduğumu söylemek istedim.. unutmuşum.
Merci d'être en avance.
İyiyim. Sorduğun için sağol.
{ \ 1cH00ffff } Bien sûr. Tu peux partir en vrille. Mais préviens-moi à l'avance.
Tabii, eğer istersen sende delirebilirsin.
On peut le prédire, car on prépare ses voitures personnelles plusieurs jours d'avance.
Vakti öngörebiliriz çünkü valizleri birkaç gün öncesinden hazır edilir.
- Je me réjouis d'avance.
- Zevkli olacak.
- On avance.
- Gidiyoruz.
On avance.
Gidiyoruz.
Ça dépend de votre cœur. On peut pas savoir à l'avance s'il tiendra le coup.
Bunu bilme şansımız yok.
Une avance.
- Avans.
- Avance, avance!
- Yürüyün!
Avance. "
Yürü. "
Là on avance.
İşte bir yerlere varıyoruz.
Je veux dire, il a toujours un train d'avance sur moi à chaque fois.
Hep benden bir adım önde gidiyordu.