English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Badges

Badges tradutor Turco

508 parallel translation
L'an dernier en novembre, vous passiez votre temps à lire les badges électoraux au revers des clients.
Hatırlarsanız geçen Kasım'da günün büyük bir kısmını müşterilerin yakasındaki parti rozetlerini okuyarak harcamıştınız.
Les placeurs porteront ces badges.
Teşrifatçılar bu rozeti takacak.
Portez ces badges dans le bâtiment et rendez-les en sortant.
Binada bu rozetleri kullanabilirsiniz çıkarken de bırakırsınız.
Pendant que vous êtes dans le bâtiment, portez ces badges.
Binada olduğunuz sürece bu rozetleri takın.
Vous risquez vos badges pour usurpation de pouvoir.
İftira diye iş bozulur.
La police recevra des badges spéciaux au dernier moment pour éviter toute imposture.
Polislere güvenlik kartları son anda verilecek. Ne de olsa güvenlik görevlisi kılığına girebilir.
Photos et badges de Tommy, une demi livre pour le bouchon.
"Tommy" resimleri ve kibritleri... yarım papel mantarlar.
Ça doit faire 5000 badges.
Toplam 5000 adet civarında rozet olması lazım.
Achetez des badges.
Düğmelerinizi alın.
Comment je le sais? Ils avaient des badges.
CIA olduğunu nereden mi biliyorum?
Montrez-moi vos badges.
Kartlarınızı göreyim.
Donnez-moi vos badges.
Kimlik numaralarınızı verin.
Bon, vérifiez vos badges.
Pekala, rozetleri kontrol edeyim.
Les badges sont faits pour ça.
İsim etiketi takılmasının sebebi bu.
Je n'aime pas les badges.
İsim etiketlerine güvenmem.
C'est vrai que tout le monde s'aime, à l'arrière... lls se tatouent'amour sur le front... lls portent des badges sur leurs chemises à fleurs...
Yaşadığın anın değerini bilemiyorsun. Geri döndüğünüzde burada yaşadığınız günleri düşünüp duracaksınız.
Ils ont aussi des badges de lui.
İnsanlar çabuk alışıyor.
Junior, j'ai des badges et des autocollants pour les enfants.
Junior, çocuklar için rozetlerim ve bisikletleri içinde çıkartmalarım var.
T'as l'air bizarre sans ta veste avec les badges.
Montundaki armalar olmadan iyi görünmüyorsun.
Disons que... j'ai la méga-collec'de casquettes et badges à mon nom.
Şöyle söyleyeyim... İsim kartı ve saç bonesinden oluşan büyük bir koleksiyonum var.
Le Times a déjà écrit que ça lui coûtera la mairie. Des badges!
The Times bunun ona seçime mal olduğunu yazıyor.
D'autre part, Dinkins a limogé son conseiller, Lloyd Braun, responsable, selon lui, du fiasco des badges.
Diğer bir haber ise, Başkan Dinkins bir numaralı danışmanı Lloyd Braun'u etiket fiyaskosu sonucu kovdu.
Chéri, va m'acheter une carte et demande les badges.
- Evet. - Bana bir harita alır mısın? Gelirken belgeleri de getir.
On m'a dit qu'il fallait des badges, ce papier ne suffit pas?
Görevli yalnızca belge almam gerektiğini söylemişti. Başka bir şey gerektiğini bilmiyordum.
Voilà vos trois badges.
İşte. Bunlar da belgeleriniz.
Vous voulez nos badges?
Belgelerimizi görmek ister misiniz?
Des bijoux andoriens, des badges IDIC vulcains, de l'acier cristallin boléen.
Andorian mücevherleri Vulcan IDIC pimleri Bolian kristal çelikleri.
Environ 30 $ de la vente des badges de Debra.
Debra'nın rozetlerinden 30 dolar.
Je voudrais revoir vos badges, tout de suite.
Kimliklerinizi tekrar görmek istiyorum, hemen.
Les flics portent des badges, des cartes de crédit, des photos de leur famille.
Polisler rozet, kredi kartı, ailelerinin resimlerini taşıırlar.
Juste leurs badges émetteurs.
Ama radarda hala gözüküyorlar.
Je ne ferai pas de mal à vos badges.
Rozetlerine zarar vermem.
Au lieu de ça, on est les victimes de l'homme aux badges.
Bunun yerine, Rozet Adam'ın iki yerel kurbanı olduk.
- Il finira comme l'homme aux badges.
- Rozet Adam gibi olacak herhalde. - Hayır, olmaz.
C'est une graine d'homme à badges.
Yaratılma safhasında olan bir Rozet Adam o.
On en a parlé... mais avec tous ses trophées de sciences, ses plaques, ses badges du Mérite...
Bunu konuştuk ama kardeşinin çok sayıda bilimsel ödülü, plaketleri ve rozetleri var.
Je vais essayer de me souvenir de vos noms mais portez bien vos badges pour qu'on puisse les voir.
İsimlerinizi hatırlamaya çalışacağım ama kimlikleriniz görülebilir yerlerde kalsın.
JE CRAQUE POUR DOLE Ces badges de campagne sont très partisans.
Bu kampanya rozetlerinin hepsi parti taraftarı.
Je les connais ces enfoirés, avec leurs badges.
Kulüpleri ve nişanları olan bu adamları biraz tanırım.
Et vous devez pas raffoler des badges d'identification.
Burada kimsenin isim etiketi takmak istediğini sanmıyorum.
Les badges des témoins seront à l'entrée à 21 h.
Medya ve tanıklar 9'da kapıda olacak. Tanık listesi bende.
- Ça désigne... tous ces badges, ces pin s, tous ces accessoires...
Oh, bunlar, belki bilirsin... şu çorap askıları gibi rozetler, şey gibi...
- Je voudrais qu'on parle de tes badges.
Rozetlerin hakkında konuşmalıyız.
Ça ne te dérange pas de devoir porter cette kyrielle de badges débiles?
"Chotchkie'nin Yeri" yanlış. Sabah kalktığında üzerine bir sürü... rozet takamak zorunda olman yanlış değil mi?
Les nazis avaient des badges qu'ils faisaient porter aux Juifs.
Nazi'ler de Yahudilere rozetler takarlardı.
Ou plutôt ton manque de savoir-faire, car je ne vois toujours que 1 5 badges.
Evet. Ya da sendeki rozet eksikliği, çünkü... Bakıyorum, ve sadece 15 tane sayabiliyorum.
Et les badges clignotent... lorsque ce cerveau est en activité.
İçlerinde parlayan bölgeler...
Elle aime pas les badges.
Armaları sevmez.
Pas de badges dans les enveloppes!
Çok fazla rozet yok, o yüzden zarflara rozet koymak yok.
Des badges?
Etiketler!
Voici mes badges de sécurité.
Bu benim güvenlik kartım. Eğer Meghna bir yanlış yaparsa ben devreye gireceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]