Translate.vc / Francês → Turco / Bail
Bail tradutor Turco
2,894 parallel translation
Je signe le bail ce soir.
Kontratı bu akşam imzalıyorum.
Mon frère a dû arranger tout ça dans le bail quand il m'a acheté le village.
Abim, kiralama anlaşması gereği kasabayı satın aldığında bunu da ayarlamış olmalı.
"pourquoi votre nom n'est-il pas sur le bail?" "Et où est le loyer?"
"Neden adınız kira kontratında yok ve kira nerede?"
On sera deux sur le bail.
Evet, 2 kişilik olacak.
Sauf que je ne suis plus vierge depuis un bail.
Bekaret kısmı hariç tabii.
Le gouvernement ne renouvellera pas son bail et cet endroit comprend 50 km ² de somptueux terrain vierge.
... devlet kira kontratını feshetmeyi düşünüyor. Böylece bu yerdeki 8,300 hektar dokunulmamış muhteşem bir alan boş kalacak.
Ça fait un bail.
Uzun zaman oldu.
Pas vus depuis un bail.
Yıllardır görmedim.
Ça fait un sacré bail.
Uzun zaman oldu.
Je ne me suis pas rasée là-dessous depuis un bail, épargne : - vous ça
Yıllardır onların altını tıraş etmiyorum. Görmek istemezsin.
Fallait le tuer y a un bail.
Çok önce öldürmeliydik.
Oui, je comprends ce que tu dis, Jimmy, et... - On a pas le choix, c'est vrai. - On est des amis depuis un bail, alors ça me tente pas d'en faire une histoire, mais...
Doğru, ne dediğini duydum, Jimmy, ve gidecek uzun bir yolumuz var, yani bunun dışında, büyük anlaşma yapmayacağım... ama, ben bir Bοndurant'ım.
- Ça fait un bail tout ça.
- Uzun zaman oldu.
Bien, ça alors! Un bail que je l'avais pas entendu celle-là.
- Bunu duymayalı epey oldu.
Ça faisait un bail.
Bu iyiydi.
Ils ont couché une fois il y a un bail.
Hayır, aylar önce bir kez yatmışlar.
Ça fait un bail! Comment ça va?
Selam, epey oldu görüşmeyeli, nasılsın?
Ça faisait un bail.
Uzun bir süre oldu.
Un bail.
Uzun zaman.
Oui, il me demandait si... j'avais vu Rosenthal... et je lui ai dit que ça fesait un bail.
Evet, bana Rosenthal'ı son zamanlarda görüp görmediğimi sordu. Ben de bir an bile görmediğimi söyledim!
On a déjà signé le bail.
Kontrat imzaladık zaten.
- Salut. Ça fait un bail.
Uzun zaman oldu, değil mi?
C'est mon premier long week-end depuis un bail, alors je veux en profiter.
Epeydir ilk uzatılmış hafta sonu tatilim. Keyfini çıkarmak istiyorum.
Ca fait un bail que tu es partie.
uzun zamandır burada yoksun.
Ça fait un bail, Costa.
- Görüşmeyeli çok oldu, Costa.
Un bail que je ne t'avais pas vu comme ça. - Comment ça?
Seni yıllardır böyle görmemiştim.
Je n'en avais plus eu depuis... un sacré bail!
Ne zamandır bunlardan yemedim. Leziz!
J'imagine que ça fait un bail que vous n'avez plus mangé de viande!
Bahse girerim et yemeyeli epey olmuştur değil mi?
On ne va pas signer un bail.
Kira kontratı imzalamıyoruz.
Linda et moi, on est en région depuis un bail, et on aimerait revenir.
Linda ile bir süredir şehir dışındaydık da geri gelmeye çalışıyoruz.
Ça fait un bail, Luke.
Uzun süre oldu Luke.
- Ça fait un bail, Alex.
- Uzun zaman oldu Alex.
Ça faisait un bail.
Ne kadar uzun zaman oldu.
Ça fait un bail qu'on a baisé, et il croit qu'on est ensemble.
Haftalar önce yattık, şimdi çıktığımızı sanıyor.
J'ai pas remis les pieds dans une église depuis un bail.
Evden ayrıldığımdan beri bunlardan görmedim
Ça fait un bail.
Çok uzamaya başladı.
Ça faisait un bail, Leon.
Uzun zaman oldu Leon.
ça faisait un bail.
Uzun zaman olmuştu.
Mais ça fait un bail.
- Rory uzun zaman oldu, tamam mı?
Salut, ça va? Ça fait un bail!
Merhaba, nasılsın?
Ça fait un bail. Oui.
- Uzun zaman oldu.
C'est le truc le plus cool que j'aie vu depuis un bail.
Bu, uzun zamandır gördüğüm en iyi tavlama yöntemlerinden biri.
Ça pourrait les aider de recevoir des conseils d'un gamin qui y est depuis un bail.
Bu ana kadar olan bir ufaklıktan rehberlik alabilirlerdi
Ça fait un bail qu'on se connaît, et je me souviens pas de mariage.
Uzun zamandır tanışıyoruz ve ben düğün çanlarının çaldığını hatırlamıyorum.
Ça fait un bail qu'on s'est pas vus et tout ça est arrivé.
Bir süredir konuşmadık ve onca olay oldu.
Je t'ai proposé un million de dollars pour lâcher ce bail.
Sana o kirayı bırakman için milyon dolarlar teklif ettim.
Ça fait un bail.
- Bayağı bir zaman geçti aradan.
Ça fait un bail.
- Uzun zaman oldu.
Ça fait un bail.
.. ama bi süre oldu
En fait, je suis copain avec le maire depuis un bail...
Belediye başkanıyla dostluğumuz çok eskiye dayanır.
Un bail?
Kira.