Translate.vc / Francês → Turco / Banner
Banner tradutor Turco
300 parallel translation
Achetez le Banner.
Sabah Banner'ınızı alın.
Le Banner.
Sabah Banner'ı.
Achetez le Banner.
Banner'ınızı alın. Her şeyi okuyun.
Le Banner, monsieur.
Sabah Banner'ı, efendim.
LE BANNER Le Banner de Gail Wynand est un journal abject.
Gail Wynand'ın Banner'ı şu dünyanın en iğrenç gazetesi.
Je suis le critique de la rubrique architecture du Banner.
Ne de olsa, The Banner'ın mimarlık uzmanıyım.
Je vais m'en remettre aux experts en architecture de la Banner.
Sanırım kararımı The Banner'ın Mimarlık Uzmanlarına danışarak vereceğim.
Vous pourriez faire carrière au Banner si vous me le demandiez.
Eğer isterseniz The Banner'da parlak bir geleceğiniz olabilir.
Je ne veux pas faire carrière au Banner.
Asla The Banner'da kariyer yapmak istemedim.
Le monde de la populace et du Banner.
Ayak takımının ve The Banner'ın dünyası.
J'en suis sorti, en créant le Banner.
The Banner'ı yaratarak, balçığın içinden yükseldim.
Le Banner doit être actif.
The Banner aktif olmak zorunda.
C'est la méthode qui a fait du Banner le journal le plus vendu de la ville.
The Banner'a en yüksek tirajı kazandıran bu prensiptir.
Pour la beauté. Vous critiquez le Banner?
The Banner'ı bana şikâyet mi ediyorsun?
Dominique, je serais prêt à vous donner tout ce que j'ai, à part le Banner.
Dominique, sana The Banner haricinde sahip olduğum her şeyi veririm.
Je vous prie d'accepter ma démission.
Lütfen The Banner'dan istifamı kabul edin.
Signez une pétition contre la Enright House, le Banner se fera un plaisir de la publier et nous gagnerons, car nous sommes des milliers, des milliers contre un.
Eğer Enright Evi'ni protesto eden bir metni imzalarsanız The Banner büyük zevkle yayımlayacak ve kazanacağız. Çünkü binlercesi bizim gibi düşünüyor. Binlercesi, tek kişiye karşı.
Elle a démissionné du Banner en signe de protestation.
Çizimine yapılan saldırıyı kınamak için The Banner'dan istifa etti.
Vous êtes le premier à avoir survécu aux attaques du Banner.
Daha The Banner'ın iftira dolu kampanyalarından kurtulan bir kişi duymadım.
- Que pensez-vous de cette campagne?
- Banner'ın kampanyası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mais la campagne vous a volé des années de votre vie.
Ama yıllarınız The Banner tarafından harcanıp, heba edildi.
Ce sont des lieux commerciaux sans importance et le Banner me permet de m'offrir vos services. La fin justifie les moyens.
Size bir ev yaptırabilmemi o değersiz ticari yapılar ve The Banner gibi kâğıt parçaları mümkün kıldı.
Aimerais-tu vivre à la campagne, loin de tout, - loin du Banner?
Kasabada her şeyden, The Banner'dan uzakta yaşamak ister misin?
As-tu oublié pourquoi j'ai démissionné du Banner?
The Banner'dan neden ayrıldığımı hatırlıyor musun?
Juste une des innombrables campagnes du Banner.
The Banner'ın iftira dolu kampanyalarından birisiydi!
Je sais ce que le Banner vous a fait et je soutiens - mon journal.
The Banner'ın size ne yaptığını biliyorum, ama The Banner'ın her kelimesinin arkasındayım.
Vous parlez de Gail Wynand du New York Banner?
Bunu New York Banner'ın sahibi Gail Wynand'a mı söylüyorsunuz?
Cette fois, le Banner part vraiment en croisade.
Bu kez, The Banner haçlı seferine çıkıyor.
Le Banner te sauvera.
The Banner seni kurtaracak.
Tu sais ce que j'aime? Le pouvoir que le Banner me donne.
Dominique, neden The Banner'ı sevdiğimi anlıyor musun?
Ça fera la une de tous les journaux demain.
The Banner da dahil yarın manşetlerde olacak.
- Et moi celui du Banner.
- Ve The Banner bana ait.
J'ai renvoyé ma cuisinière, je l'ai surprise en train de lire le Banner.
The Banner'ı okurken yakaladığım için aşçımı kovdum.
On n'a personne.
Kimse The Banner için çalışmak istemiyor.
Et personne n'ose lire le Banner.
Kimse okumak istemiyor.
Je serai fière d'écrire pour le Banner.
Artık The Banner için çalışmaktan gurur duyarım.
Personne n'achête le Banner.
Galiba kimse artık The Banner almıyor.
Le Banner n'aide pas Howard.
The Banner Howard'a yardımcı olmuyor.
Tiens bon et tu sauveras le Banner et toi.
Pes etmezsen kendini ve The Banner'ı kurtaracaksın.
Ce n'est pas moi qui dirigeais le Banner.
The Banner'ı hiç ben yürütmedim ki. Onlar yaptı.
Abandonnez ou fermez.
Pes et ya da The Banner'ı kapat.
Le Banner a cessé d'exister.
The Banner varlığına son verdi.
Les choses mortes, comme le Banner, ne sont que des engrais qui rendent ces projets possibles.
The Banner gibi ölü nesneler sadece orayı mümkün kılan finansal kaynaklar olacak.
La seule chanson que je connaisse ne serait guère appropriée... L'hymne américain.
Bildiğim tek şarkı var, neredeyse hiç uygun değil... "The Star-Spangled Banner".
Ecoute. Ici, "O Sole Mio", c'est comme "La Bannière Etoilée" chez nous.
Bak yavrum, burada "O Sole Mio" bizdeki "The Star-Spangled Banner" gibi bir şeydir.
T'as pas ça chez Fellini. T'as ça chez Banner.
Bunu Fellini filmlerinde bulamazsın, Banner'in filmlerinde bulursun.
Je suis venu parce que vous êtes un bon producteur... Regarde le dernier étage.
Bay Banner, sizi bulmaya geldim çünkü siz iyi bir yapımcısınız.
Vous pourriez vous branlez là-dessus? Un instant, M. Banner!
- Bununla eve gider ve boşalırsın değil mi?
Rentre chez toi et jette ça par la fenêtre.
- Bekleyin, Bay Banner.
Le carillon appartient aux deux pays.
Kule her iki ülkenin de kontrolü altında, ama Amerikalılar onların zillerinin "The Star-Spangled Banner" ı
M. Banner, je peux...
- Bay Banner.