Translate.vc / Francês → Turco / Bark
Bark tradutor Turco
117 parallel translation
Pas de maison, rien.
Ev yok bark yok.
- Pas maintenant.
- Şimdi söyleme Bark.
Ça devait être une robe de chambre.
Hayır Bark, sabahlık olmalı.
Tu as déjà vu une robe de chambre à fleurs?
- Sabahlığın üstünde hiç çiçek olur mu? - Bark!
Il m'a dit : "Bark, je n'aime pas y être obligé..."
Kolunu bana doladı ve dedi ki "Bark, sana bunu yapmak zorunda olmaktan nefret ediyorum."
C'est toi, Bark?
Sen misin Bark?
Des gens charmants.
Çok şeker insanlar Bark.
Et toi?
Ya sen nasılsın Bark? Ne demek istediğimi biliyorsun.
Trois mois, ce n'est pas si long.
Tabii, tabii. Ama üç ay o kadar da uzun değil Bark.
Il fait froid.
Bark, havalar gittikçe soğuyor.
Bien sûr, tu me manques.
Tabii ki seni özlüyorum Bark.
Ça a été bon de t'entendre.
Sesini duymak çok güzel Bark.
Bonsoir, Bark.
Hoşça kal Bark.
Cher Bark... "J'ai pensé à toi toute la journée. " Jamais je n'ai tant eu besoin de te parler.
Sevgili Bark, bütün gün seni düşündüm ve hayatımda hiç olmadığı kadar seninle konuşmak istedim.
" C'est un endroit lugubre.
Bark, O yaşlılar evi o kadar bunaltıcı ve kasvetli ki...
" Si seulement nous pouvions être réunis!
Bark, hayatım keşke bir yolu olsa da, birbirimize kavuşabilsek.
Je suppose que tout le monde a droit à un certain bonheur dans la vie.
İşte Bark, fark ettim ki mutlu olmak hayatta herkese bahşedilmiş.
Je t'interdis de dire ça.
Kendine hayal kırıklığı demene izin veremem, Bark.
On ne peut pas...
Yapamayız, Bark.
Elle est belle, hein?
- Oldukça güzel, değil mi Bark?
Ça ne fait rien :
Önemli değil, Bark.
On ne peut pas, Bark!
- Hayır Bark. Yapamayız.
Il faut partir.
- Bark, gitmek zorundayız.
Randy Dunlap lui faisait la cour en même temps que moi.
Benimle birlikte aynı zamanda, Randy Dunlap da onunla flört ediyordu. - Bark. Keser misin şunu?
Il y a des tas de jolies filles.
Saçma, Bark. Oldukça güzel birçok kız var.
- Tu es gentil.
Bark, çok tatlısın.
Veux-tu danser?
Dans etmek ister misin, Bark?
J'en suis sûre.
Hiç şüphem yok Bark.
Tu ne m'as jamais rien dit d'aussi gentil.
Bark, bu yaptığın belki de en güzel konuşmandı.
Je préfère être mariée à toi qu'à aucun autre. Je préfère être mariée à toi qu'à aucun autre.
Dünyada herkesten çok senin karın olmayı istedim Bark.
C'est un domaine que j'étudie depuis des années, et je l'étudierai encore quand vous serez mariées et mères de jumeaux...
Yıllardır araştırmalarımda asıl meşgul olduğum konudur. Hatta sizler ikizlerinizi bulup ev bark sahibi olduğunuzda da ben büyük ihtimal aynı şeyi yapıyor olacağım.
Ça bouffera tout ici!
Şunların hâline bakın! Evimi barkımı yiyip bitiriyorlar.
Je veux un jeune fermier avec quelques hectares.
Evi barkı olan genç bir çiftçi istiyorum.
Je n'ai pas de chez moi, sergent.
Evim barkım yok çavuş.
Ivan se marie. Il fallait bien avoir un foyer.
Sonunda İvan evlendi, ev bark sahibi olmalıydı.
Il vivait dans un garni.
- Evi barkı yoktu. Üçüncü sınıf bir otelde kalıyordu.
- A quoi sont les arbres?
Papper, ağaçta ne vardır? Bark :
La vie de famille.
Ev bark sahibi olmak.
On ne fonde rien dans ces conditions.
Bu durumda ev bark kurmak zor.
- Tant mieux.
Bark? Nestle? Hershey?
Bruce Lee, Bark Yin, et Ng Chor Fan l'ont joué dans le passé.
Bruce Lee, Bark Yin, Ng Chor Fan bile o oyunu oynamıştır.
, Barque, quelque chose.
"Bark" birşeydi.
Barque. Barquette. Barricade!
Almond bark, Barcalounger, Beter Böcek!
Le SS-4 est capable... d'envoyer une tête nucléaire de 3 mégatonnes à 1600 km.
lron Bark, SS-4'lerin yaklaşık 1600 km. menzilli 3 megatonluk bir nükleer gücü olduğunu söyledi.
It is the star to every wandering bark who worth s unknown although his height be taken.
Asla düzelmeyecek bir işaret... "fırtınaya bakan ve asla sarsılmayan. " Bütün başıboş gezen ağaç kabuklarındaki yıldız.
Il vit dans le coin?
Buralı mıymış? evi barkı neresi?
Personne ne viendra te tuer, personne ne viendra détruire ta famille.
Kimse evini barkını elinden almayacak. Kimse aileni katletmeyecek.
Ceux qui m'aiment prendront le chien
Jurassic Bark
Tout se passera bien.
- Baba, endişelenecek bir şey yok. - Bark, böyle söylememelisin.
Ici Lucy.
Ben Lucy, Bark!
Nous nous sommes mariés le...
- Bak şimdi Bark, evlendiğimizde...