Translate.vc / Francês → Turco / Beatles
Beatles tradutor Turco
683 parallel translation
A vec de la musique en conserve, on aurait obtenu quelque chose comme les Beatles.
Pomeroylar'ın geçmişinde de birkaç garip kişilik mevcut. Gerçekten mi? Ancak profesyönel etik bu konudan bahsetmemi yasaklıyor.
On ne boit pas plus un Dom Pérignon tiède qu'on n'écoute les Beatles sans boules Quiés.
'53 Dom Perignon'u 3C'nin altında içmek gibi. Beatles'ı kulak tıkamadan dinlemek gibi.
Vous n'avez pas entendu parler des Beatles.
Sanırım sen Beatles'ı da duymamışsındır.
J'aime expliquer, de sorte qu'ils viennent m'écouter, et retournent aux autres stands en ayant appris quelque chose.
Oyuncular 30 üstü yaş grubundandı. The Beatles o zamanlar hala çok modaydı.
- Tu as un disque des Beatles?
- Sende hiç Beatles plağı var mı?
Que chantaient les Beatles?
Beatles'ın şarkısı nasıldı?
Regardez les Beatles, ils ont commencé une révolution.
Beatles'a bakın. Büyük bir toplumsal devrim başlattı.
Les Beatles!
Beatles'ın barı.
On vient d'acheter un disque des Beatles.
Geçen gün buradan yeni bir plak aldık. Şu Beatles'ın şarkılarını bilirsiniz.
Et les Beatles.
Beatles'ı.
Et les Beatles.
Bir de Beatles'la.
Ces pauvres Beatles étaient isolés, car les gens les auraient écorchés vifs pour rapporter chez eux leurs bijoux de famille ou leurs chaussures.
Zavallı Beatles da aynı durumdaydı. Çünkü binlerce insan onları neredeyse ezecekti. Aletlerini koparıp eve götürmek... ayakkabılarını çalmak istiyorlardı.
Je pense qu'il a changé la face du rock, beaucoup plus que les Beatles.
Bence Rock müziğin yapısını... Beatles'tan çok daha fazla etkilemiştir.
- D'accord. Les Beatles.
- Peki, Beatles.
Je ramène les Beatles à Hambourg.
Beatles'ı Hamburg'a getireceğim.
Il ne ramènera jamais les Beatles à Hambourg!
Beatles'ı asla Hamburg'a getiremeyecek.
Vous vous prenez pour les Beatles?
Beş bin dolar? Siz kim olduğunuzu sanıyorsunuz? Beatles mı?
En sombrant dans l'inconscience, je récitais Shakespeare, le Talmud, les formules d'Einstein, tout ce qui me venait, même une chanson des Beatles!
Shakespeare'i, Talmud'u Einstein'ı ve Beatles'ı düşünüp direndim.
Mais j'aimerais d'abord vous présenter quatre garçons de Liverpool :
Önce Liverpool'dan dört genci tanıtmak istiyorum, The Beatles.
Avez-vous l'album Blanc des Beatles? Peu importe.
Sizde The Beatles'ın "White" albümü var mı?
J'étais jusqu'aux genoux dans les rizières... avec des fusils qui marchaient pas, à bouffer du coco... pendant que des lavettes comme vous... faisaient la fête ici, portant des bandeaux et se droguant... en écoutant un album des Beatles!
Dizlerime kadar pirinç tarlasında çalışmayan bir silahla, Charlie'ye karşı giderken..... sizler gibi tembellik edip parti yapıp, saç bantlarını takıp uyuşturucu içip, lanet olası Beatle albümlerini dinlemiyorduk!
John Lennon a dit "Je ne crois pas aux Beatles, je crois en moi".
John Lennon'un bir sözü : "Ben, Beatles'a değil, sadece kendime inanırım."
Je vais aller à Liverpool découvrir les Beatles!
Liverpool'a gidip, Beatles'ı keşfedeceğim.
Nous les regardons à distance... mais j'avoue que j'aime assez les Beatles.
Her şeyi makul bir mesafeden izliyoruz. Yine de The Beatles'dan hoşlandığımı itiraf etmeliyim.
Les bégonias adorent les Beatles.
Beatles çalınca, begonyalar canlanıyor.
C'était avant que le Président Kennedy ne soit assassiné... avant que les Beatles n'arrivent... quand j'étais impatiente de joindre le "Peace Corps"... et que je ne pensais jamais trouver un gars aussi chouette que mon père.
Başkan Kennedy daha süikaste uğramamıştı... Beatles popüler olmamıştı... Barış Organizasyonuna katılacağımı beklemiyordum..... ve babam gibi mükemmel bir erkekle hiç karşılaşamayacağımı düşünüyordum.
Ai-je raison de croire qu'écrire un scénario pour les Beatles nous intéresse toujours?
Hâlâ Beatles senaryosu yazmakla ilgilendiğini düşünmekte haklı mıyım?
C'est le scénario qu'il écrivait pour les Beatles le dernier été avant sa mort.
Bu son yaz Beatles için yazdığı filmin senaryosu.
J'ai commencé à bosser le scénario pour les Beatles.
Beatles için senaryo yazmaya başladım.
- Dis-le aux Beatles.
- Beatles'a sana yardım ettiğimi söyle.
Je pense aux Beatles.
Beatles hakkında düşünüyorum.
Je vais tout lâcher, Beatles ou pas Beatles.
Bu işten vazgeçeceğim, Beatles olsun ya da olmasın.
J'ai donné le numéro pour les Beatles.
Beatles'ın ofisine numarayı bıraktım.
Les Beatles courent tous après la même fille, c'est ça?
The Beatles aynı kızın peşinde koşuyor, değil mi?
Peggy a vendu le scénario des Beatles à quelqu'un d'autre.
Peggy, Beatles senaryosunu başkasına satmış.
Pour les Beatles, chaque chanson, chaque album, chaque film était un journal qui racontait ce que nous étions.
Bir Beatles elemanı olarak yaptığımız her şarkı, her albüm... her plak ve her film, yapıldığı zamana ait bir günlüktür zaten.
La ville était pleine de voyous, qui adoraient les Beatles et leur envoyaient des caisses de bière sur scène.
Bir de bir sürü gangster vardı. Bunlar Beatles hayranıydılar. Onlara, sahnedeyken kasa kasa bira gönderirlerdi.
- Manager des Beatles et leur sens de l'humour, en scène.
- Beatles'ın Menajeri espri anlayışlarına hayran kalmıştım.
- Producteur des Beatles de s'entendre tout de suite.
GEORGE MARTIN - Beatles'ın Yapımcısı böyle iyi anlaşabilmemiz, büyük şanstı.
Quand les Beatles étaient déprimés, croyaient le groupe foutu, quand on touchait le fond dans une loge minable, je disais. "Où on va, les gars?"
Grubun keyfi yerinde olmadığında, grubun iyiye gitmediğini düşündüğümüzde... Bu boktan bir anlaşmaydı, burası boktan bir soyunma odası, gibi şeyler... Derdim ki, "Nereye gidiyoruz dostlar?".
Quand j'étais un Beatle, je disais.
Ben bir Beatles elemanıyken...
Les Beatles étaient au sommet, je travaillais.
Beatles her zaman önce geliyordu. Bu nedenle sürekli çalışıyordum.
J'ai tous leurs disques, et on n'a pas pu les voir.
Evde bütün Beatles plakları var. Ama onları göremiyoruz.
NEW YORK - LES BEATLES À LA CONQUÊTE DE L'AMÉRIQUE
NEW YORK BEATLES AMERİKA'Yl FETHETTİ
LE TOUR DU MONDE DES BEATLES
BEATLES DÜNYA TURUNDA
Vous croyez que les Beatles ont mis le paquet pour être les Beatles?
Sizce de Beatles, Beatles olabilmek için... sahip olduğu her şeyi feda etmedi mi?
Le phénomène Beatles dépassait l'entendement.
Bu Beatles meselesi kolay anlaşılabilecek bir şey değil.
Le mois dernier, 75 jeunes de Pennsylvanie ont demandé à la Reine d'anoblir les Beatles.
Geçen ay, Pennsylvania'lı 75 genç... Beatles'ın şövalye ilan edilmesi için Kraliçe'ye dilekçe verdi.
Mais aujourd'hui, ils ont été décorés de l'Ordre de l'Empire Britannique.
Beatles'ın, İngiliz İmparatorluğu'nun... en onurlu rütbesini aldığını söylemekten mutluyum.
The Beatles, mais d'abord...
Ancak The Beatles'dan önce...
- Agent des Beatles il lui a lancé son couteau. ALLAN WILLIAMS
ALLAN WILLIAMS