English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Bence

Bence tradutor Turco

90,024 parallel translation
C'est minimal, pour moi.
Bence bu asgari.
Je crois que c'est une idée géniale.
Bence harika bir fikir.
Si tu cherches une explication de l'endroit où on est, tu la trouveras pas là.
Her ne cehennemdeysek, buna mantıklı sebep arıyorsan orada değildir bence.
- Ils doivent s'ennuyer.
- Bence orada yapılacak çok şey yok.
Moi, je crois que la force peut s'allier à la force.
Fakat bence güçlü kuvvetle çalışabilir.
Sauf votre respect, je crois que nous devrions faire venir un autre membre de l'unité canine pour remplacer Max.
Saygıyla, efendim. Bence belki başka bir taktik köpek getirmeyi düşünmeliyiz Max'i değiştirmek için.
TJ, il est peut-être temps de procéder à un changement
TJ, Bence belki zaman yaptık
Je crois que...
Bence...
Je crois savoir.
Bence biliyorum.
Je pense qu'il comprendra.
Bence sahiden... Bence hâlden anlar.
- Vous seriez surpris. - Fermez-la.
Aslında bence görsen şaşardın Mike.
Sinon, je penserai que t'as perdu la tête.
Yoksa bence sen aklını kaçırmışsın.
C'est juste une façade, c'est pas ce qu'on croit.
- Mike öyle dedi. Bence kılık değiştirmiş. Göz önünde saklanmak derler ya.
Je crois aussi que vous avez vu Dieu.
Bence de Tanrı'yı görmüş olabilirsin.
Mais faut utiliser Genesis seulement en dernier recours.
Gıcıklık ediyor, saçı bok gibi ama bence Genesis son çare olmalı.
Mr. Burns, je pense que Jay voulait que vous vous ruiniez.
Bay Burns, bence Jay kendinizi batırmanızı istedi.
Je crois que tu l'aimeras.
Bence seveceksin.
Je ne pense pas que vous devriez porter le bâton tout le temps.
Bence sopayı devamlı yanında taşımamalısın.
- Ça devrait ętre avec moi.
Bence iyi bir fikir değil.
Je pense vraiment que vous devriez être plus inquiet Ce qui vous arrive.
Bence daha çok kendin hakkında endişelenmelisin.
Je pense qu'il devrait être bien,
Bence sorun olmaz,
- Qu'est-ce qui ne va pas?
Bence bu doğru değil.
Je crois vraiment que tu dois...
Bence sen gerçekten...
Je pense que vous devez quitter notre maison.
Bence artık evimizden gitmeniz gerek.
Merci pour le verre, mais vous devriez sûrement partir.
İçki için sağol, ama bence burdan gitmen gerek.
On connait tous les amis de Bud.
Bence Bud'ın tüm arkadaşlarını tanıyoruz.
Je pense que quelle que soit cette chose, elle est dans sa tête, et il est un peu trop tard pour clouer la porte.
Bence her ne ise, kafasında, ve bunu düzeltmek için biraz geç olabilir.
Je pense que celui-ci est associé au calendrier maya.
Bence bu Maya takvimi ile ilgili.
Je pense.
Bence.
Tu t'es assez amusée pour aujourd'hui.
Bence şimdiye kadar yeterince eğlendin.
Et il n'y a aucun moyen de vraiment le savoir... mais d'après ses peintures, je pense que Giovanni a pu être un Grimm.
Ve bir gerçek olduğunu bilmenin bir yolu yok... Ama neye dayanarak baz aldı, Bence Giovanni bir Grimm olabilirdi.
Je pense que ça pourrait être lui.
Bence bu o olabilir.
Ces médecins sont impliqués dans des expériences qui ne sont pas traditionnelles.
Bence bu doktorlar bazı deneylerde yer alıyor. Bu normal listede değil.
Mais peu importe ce que c'est... je ne crois pas qu'il nous reste beaucoup de temps... avant que ça soit là.
Ama ne olursa olsun... Bence çok zamanımız kalmadı... Buraya gelmeden önce.
Tant que personne ne le regarde, on ne risque probablement rien.
Bence hiçbirimiz ona bakmadığınız sürece, Muhtemelen iyidir.
Je pense qu'on a un périmètre.
Bence bir çevre var.
Je pense que c'est une bonne idée.
- Evet, bence bu iyi bir fikir. - Evet.
Tu devrais laisser tomber ce cas.
Bence sen araya girme, Nick.
Je ne pense pas.
- Bence değil.
Je te raconte ça parce que... je crois qu'il faut parler du tunnel à Renard.
Sana söylüyorum çünkü... Bence Renard'a tüneli anlatmamız gerek.
Tu devrais apporter le bâton.
Bence sopayı getirmelisin.
Ils savent ce que nous cherchons.
Bence kimin peşinde olduğunu biliyorlar.
Je pense qu'il est venu ici pour le dire à Zerstoerer.
Bence Zerstoerer'e söylemek için buraya geldi. Kim olduğumuzu burada biliyoruz.
Je pense que ça n'augure rien de bon.
Bence iyi bir şey değil.
Je pense qu'une part de toi est restée de l'Autre Côté
Bence bir parçan Öbür Yeri'nde kaldı.
Je suis d'avis qu'ils le fassent!
Bence onların olsun!
Elle est juste contrariée.
Bence üzülmüştür.
Avec plaisir.
Bence olur.
Mais on est fatigués.
- Tamam mı? Bence zaten hepimiz yorgunuz.
On est proche. Je pense qu'on s'en approche.
Bence bu yakınlaştık demektir.
Donc tu as raison.
Bence sen haklısınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]