Benes tradutor Turco

Benes!

Benes!

- Ils savent qu'ils ont raté Benes.

- Benes'i öldüremediklerini biliyorlar.

- J'imagine que Benes a la solution. - Oui.

- Benes bunu kontrol etmeyi biliyor sanırım.

De plus, il a ramené Benes dans le pays.

Ayrıca, Benes'i bu ülkeye getirdi.

Le cerveau de Benes, reproduit aussi précisément que possible.

Benes'in beyni. Stereotaxic yöntemle haritasını çıkardık.

Impossible de l'atteindre sans endommager les tissus, ce qui serait fatal à Benes.

Aradaki dokuya zarar vermeden ona ulaşmak olanaksızdır...,... ki bu da Benes'in ölümü demek olur.

Benes sera dans une profonde hypothermie.

Benes'in vücut ısısını inanılmaz düşüreceğiz.

Par les défenses naturelles.

Benes'in doğal savunma sisteminden.

Cela a pu arriver lors de l'accident.

Benes yaralandığında oluşmuştur.

Pourrais-je passer un tube dans la paroi sans blesser Benes?

Benes'e zarar vermeden şu duvar boyunca bir tüpü çalıştırabilir miyim?

Tout ce que nous avons à faire, c'est fixer le tube à cette chambre à air, et, quand Benes inhalera, il y aura assez de pression pour remplir le réservoir d'oxygène.

Yapmamız gereken tek şey şnorkeli şu hava odacığına bağlamak. Benes soluk aldığında oksijeni tanka itmek için yeterli basınç oluşacaktır.

Benes peut provoquer une tempête rien qu'en respirant...

Öksürük mü? Yalnızca soluk aldı diye fırtınalar yarattıysa...

Filtrant à travers le tympan de Benes.

Benes'in kulak zarından süzülerek ulaşıyor.

- Je vais tout faire pour sauver Benes.

- Benes'i kurtarmak için her şeyi yapacağım.

Vous ne voyez pas que vous lui donnez l'occasion de tuer Benes?

Ne yaptığını görmüyor musun? Benes'i öldürmesi için ona kusursuz bir fırsat verdin.

Un fanatique dont le seul but est de tuer Benes!

Tüm amacı Benes'i öldürmek olan bir fanatik!

Et tuer Benes?

Benes'i öldürmek demek.

Elaine Benes, voici Joel Horneck.

Elaine Benes, bu Joel Horneck.

Une dernière chose, Benes.

Bir şey daha var, Benes..

Elaine Benes.

Elaine Benes.

Elaine Marie Benes.

- Elaine Marie Benes.

Ils sont sortis deux, trois fois, mais une fois rentré chez lui, il a constaté que les tatouages à la Benes sont tenaces.

- Ve bir kaç kez dışarı çıkmışlar... ama, anlaşılan, adam eve döndüğünde Benes dövmesinin çok da kolay çıkmadığını farketmiş.

Alton Benes est votre père?

- Alton Benes babanız mı?

Dire qu'on dîne avec Alton Benes.

Alton Benes ile yemek yiyeceğimize inanamıyorum.

- Pardon, M. Benes?

- Afedersiniz, Bay Benes. - Evet.

- M. Benes?

- Bay Benes? - Evet.

Nous voici auprès d'Elaine Benes, star du porno, sur le plateau de son nouveau film, "Elaine se tape l'Upper West Side".

Elaine Benes ile birlikteyiz porno film yıldızı yeni filminin setinde "Elaine Üst Batı Yakasını Yapıyor".

Jerry, vous avez découvert Elaine Benes.

Jerry, Elaine Benes'i sen keşfettin.

- Bonjour, ici Elaine Marie Benes.

- Alo, arayan Elaine Marie Benes. - Merhaba.

Elaine Benes Kennedy, Jr.

Elaine Benes Kennedy Jr.

- Quoi? - Par Elaine Benes?

- "Murphy Brown"?

- Quoi? Elaine écrit un Murphy Brown?

- "Elaine Benes tarafından" mı?

Si vous me le permettez, je le reconstituerai, car je l'ai maintes fois entendu.

Şunu bir daha canlandıralım, izin verirseniz, Bayan Benes çünkü bu hikayeyi bir çok kez dinledim.

Elaine Benes?

Elaine Benes?

Deion Benes?

Deion Benes?

Vous vous appelez Benes?

Soyadın Benes mi?

Elaine Benes. Génial.

Elaine Benes.

Tu m'avais parlé d'un personnage nommé Elaine Benes.

Elaine Benes adında bir karakter olacaktı sanıyordum.

Elaine Bennett!

Elaine Benes.

Justin Pitt, je vous présente Elaine Benes.

Justin Pitt, bu hanım Elaine Benes.

Je suis Elaine Benes.

- Ben Elaine Benes.

- Tu vas me le dire... ou pas? D'accord.

Bayan Benes, sakız mı çiğniyorsunuz?

Qui est le fils? - C'est moi.

- Hoşça kalın, Bayan Benes.

- Je vais voir Elaine Benes.

EIaine Benes'i görmeye geldim.

Benes?

Benes.

Mlle Benes nous dira peut-être pourquoi Jerry Seinfeld a signé le reçu de ceci, au moment où on a volé le canapé.

Belki Bayan Benes Jerry SeinfeId'in koltuğun çalındığı saatte bunu imzaladığını açıklayabilir.

D'accord, Benes!

Tamam, Benes.

Vous êtes Benes!

Benes'sin, değil mi?

Vous êtes sur la liste! Elaine Benes!

Listemizdesin Elaine Benes.

Elaine Benes?

Afedersiniz. Elaine Benes mi?

L'émetteur ou la vie de Benes?

Telsiz mi, Benes'in yaşamı mı?