English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Bruno

Bruno tradutor Turco

1,410 parallel translation
Putain, t'aurais pu prévenir!
Tanrım. Bruno tam bir aptalsın.
Bruno dit que t'es pas dans la merde avec Frank.
Bruno bana başının Frank'le belada olduğunu söyledi.
Bruno.
Bruno.
Merci. On monte dans l'échelle sociale, Bruno?
Demek yükseklere tırmanıyorsun.
Où tu vas, Bruno? Hé, l'instit'!
Bruno, nereye gidiyorsun?
Elle ne va nulle part, Bruno.
O hiçbir yere gitmiyor Bruno.
C'est la dernière fois quej ai vu Bruno.
Bu, Bruno'yu son görüşümdü.
Dharma, si je laissais Edward mener à bien ses petits caprices... il se nourrirait de chips et travaillerait à Supercoupes à San Bruno.
Dharma, eğer Edward'ın küçük kız kaprislerine izin verseydim barbeküde patates kızartır ve San Bruno'da berber olarak çalışırdı.
Excuse-moi, Bruno.
Affedersin Bruno.
C'est Bruno Massera.
Bruno Massera. Nasılsın?
Tu gères mal cet endroit. C'est une aberration économique.
Hiçbiri iş yapmadı Bruno, onları satamıyorum.
Ne dis rien. Ne bouge pas.
Edebi kitaplar için yüzde on üzerinden anlaşma yapıyorum Bruno.
Pour n'en vexer aucune, je les ai emmenées chez moi et j'ai baisé les deux.
- Sen-- - Bella. - Bruno.
Adieu, Bruno.
Hoşça kal Bruno.
Ici, Bruno.
Merhaba. Ben Bruno.
Arrêtez!
Dur, Bruno!
Vous connaissez bien Bruno?
- Bruno'yu iyi tanır mısın?
Je prendrais bien une petite bière, et toi, Bruno?
Bir bira iyi olur. Sen ne alırsın?
Je vois pas le rapport avec Bruno...
Bruno ile bağlantısı ne ki?
Je vous en prie, éteignez ça!
- Lütfen Bruno, kapat şunu.
Bruno, bonne route, prends soin de toi.
Görüşürüz Bruno. Kendine iyi bak.
Bruno Anselmo, né en 1990, a servi en Iraq et a été exclu de l'armée.
Bruno Anselmo, 1990 doğumlu, Irak'ta askermiş, ordudan onursuz ihraç edilmiş.
- La petite amie de Bruno.
- Bruno'nun kız arkadaşı.
Bruno vient avec l'argent.
Bruno benimle gelsin.
Sonrisa a fait appel à moi car vous n'êtes pas assez professionnel.
Sonrisa, sen profesyonellikten yoksun olduğun için beni çağırmak zorunda kaldı Bruno.
Les autorités ont identifié l'agresseur : Bruno Anselmo, 32 ans...
Yetkililer, katilin 32 yaşındaki Bruno Anselmo olduğunu belirtti...
Bruno Goergen est tombé d'une cage d'ascenseur.
Bruno Goergen asansör boşluğuna düştü.
Vous êtes ici à propos de la mort de Bruno Goergen.
Bruno Gergan'in ölümünden dolayi geldin.
Matricule 00G115, inspecteur Bruno Goergen, condamné le 15 mars 2000, pour possession et vente illégale d'armes à feu, et assassinat.
Mahkûm no 00G115, Dedektif Bruno Goergen ; Mahkûmiyet Tarihi 15 Mart 2000, yasadışı silah bulundurmak ve satmak, birinci dereceden cinayet.
Un flic de la Criminelle qui enquête sur le meurtre de Bruno Goergen.
Bruno Gergan cinayetini araştıran cinayet polisi.
J'sais rien sur Bruno Goergen.
Bruno Gergan hakkında bir şey bilmiyorum,
D'après le dossier, Leroy Tidd et vous avez eu une altercation avec Bruno Goergen au gymnase.
Dosyaya göre sen ve Leroy Tidd spor salonunda Bruno Gergan'la çekişme yaşamışsınız.
- J'ai tué Bruno Goergen.
- Bruno Gergan'ı öldürdüm.
L'arrestation de l'inspecteur Basil pour le meurtre de Bruno Goergen met fin à notre opération anti-supêfiants, au moins pour le moment.
Bruno Gergan cinayeti nedeniyle Dedektif Basil'in tutuklanması gizli narkotik operasyonlarına açıkça bir son verdi, en azından şimdilik.
Soneji citait les dernières paroles de Richard B. Hauptman.
Soneji, Richard Bruno Hauptmann'ın son sözlerini tekrarlamış.
Quand Hauptman fut arrêté, on parla alors du "crime du siècle."
Bruno Hauptmann tutuklandığında bu olay "Asrın Olayı" olarak nitelendirildi.
C'est Bruno.
O Bruno.
Bruno Duris, surnommé L'Araignée.
Bruno Düris.
- Allo, Bruno?
Merhaba, Bruno?
Bruno...
Bruno...
- Je vous croyais mort.
- Bruno senin ölmüş olduğunu sanıyordum.
- Dis bonjour à Bruno Anselmo.
- Bruno Anselmo'ya merhaba de.
Ça vous dirait qu'on fasse voeu de silence pendant les prochaines 24 heures?
Bruno gelecek 24 saat boyunca sessiz kalsak nasıl olur? Hm?
- C'est un traitement de faveur.
- Seni her şeyden kurtardım Bruno.
- Et le tireur était Bruno Anselmo.
- Ve ateş eden Bruno Anselmo'ydu.
Bruno est un virus, et ils sont des milliers comme lui, prêts à le remplacer.
Bruno bir mikrop ve 10,000 kişi onun yerini almak için sırada bekliyor.
La maladie, c'est Steckler, et Bruno va le faire coincer.
Hastalık Başkan Steckler, ve Bruno onu çökertecek.
Allez, les enfants. On se rhabille. Bruno a école demain matin.
Haydi kızlar üstünüzü giyinin Bruno'nun yarın sabah okulu var.
Le dîner.
Bruno yemek.
Bruno, il faut qu'on se tire d'ici.
Bruno buradan gitmemiz lazım.
- Hmm Bruno.
Brunooo, kıyafetini sevdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]