Translate.vc / Francês → Turco / Buddy
Buddy tradutor Turco
1,985 parallel translation
Buddy!
Bunu sevdim.
- Tu vas t'asseoir?
Buddy!
Buddy, voici Lorelai
- Beni kaldırdın.
Bonsoir Buddy
Merhaba Lorelai.
C'est très excitant pour nous parce que Lucas nous avait jamais amené ses copines avant
- Selam Buddy. Bizim için heyecan verici bir olay çünkü Lucas buraya hanım getirmez.
Et après, quand mon père est mort et que j'ai voulu faire un resto de la quincaillerie, Buddy m'a vraiment aidé
- Cidden mi? Evet, sonra babam ölünce ve nalburu lokanta yapmak istediğimde Buddy bana çok yardımcı oldu.
Maisy Fortner et Bertram Buddy Linds se sont rencontrés à un match de basket au collège.
Bir aşk hikâyesi. Mazie Fortner ve Bertrum. Buddy Linn'ler bir lise basketbol maçında tanıştı.
Maisy et Buddy libérèrent Sniffy et accoururent chez le vétérinaire où il fut immédiatement conduit en chirurgie
Bir kirişin altında sıkışmıştı. Mazie ve Buddy Sniffy'yi kurtarıp veterinere götürdü.
Hé, Buddy, peux-tu ne pas le braquer sur moi?
Ahbap, onu bana doğrultmazsan sevinirim.
En arrivant ce matin, j'ai trois messages sur mon répondeur venant de Buddy Ferraro, des travaux publics.
Bu sabah kalkıp telefondaki üç mesaja baktığımda..... Levazımdan Buddy Ferraro'nun aradığını gördüm.
Buddy et mon père sont de vieux amis.
Buddy ile babam eski dostlar.
Hagerstown l'a envoyé au magasin Buddy's Mondo Mart, au 1440 Propane Road, Falls Church, en Virginie. C'est là qu'il a été acheté.
Hagerstown da telefonun ilk olarak sokağa düştüğü Virginia, Falls Church, 1-4-4-0 Propane Yolu'ndaki Mondo Mart'a yolladıklarını söyledi.
Buddy s'est retranché dans un coupe-gorge.
Ama bir boyun kırma hareketi yaptı.
Buddy, bon sang! Dehors!
Buddy, lanet olası!
- Il a tous les disques de Patsy Cline, de Buddy Rich et d'Aznavour, et il a déjà tiré de la mitraillette quand il était dans l'armée.
Onda Patsy Cline'ın, Buddy Rich'in, Aznavour'un bütün plakları vardı. Ordudayken makineli tüfek bile kullanmış.
Un vrai petit Buddy Rich.
Küçük bir Buddy Rich sanki.
Tu es un idiot, Buddy.
Salaksın Buddy.
Buddy a parlé à Virgil, il connaît un type.
Buddy Virgil ile konuşmuş, Virgil'ın tanıdıkları var.
Buddy Garrity.
Buddy Garrity.
Que les entreprises locales, comme Virgil ou Buddy, nous donnent un petit quelque chose.
Yerel işletmelere ihtiyacımız var, Virgil gibi ve Buddy gibi. Yolumuzda ufak ufak ilerlemek için.
Comme s'engager avec Bud?
Buddy'den ayrılmak gibi mi?
Tu n'as pas gagné ce qu'elle a gagné, buddy! Ok.
Sen onun kazandığını daha kazanamadın dostum.
Infos locales : un junkie de l'école a été arrêté pour possession de drogue.
Yerel haberler ise, Buddy Cianci Ortaokulu öğrencisi uyuşturucu bulundurmaktan tutuklandı.
- On dirait le Buddy Holly Coréen.
- Koreli Buddy Holly'ye benziyorum.
Il était cool, Buddy Holly.
- Buddy Holly çok havalıydı.
- Qu'il repose en paix, mais il était pas très beau. - Moi, je le trouve beau.
Huzur içinde yatsın ama Buddy Holly çekici bir adam değildi.
Apparemment, c'était une mort pas triste, comme Buddy Hackett.
Bu, Buddy Hackett'ınki gibi, üzücü olmayan bir ölümmüş.
- Personne n'était triste pour Hackett?
Buddy Hackett'a kimse üzülmedi mi?
Tu écoutes mes vieux albums.
Eski Old Buddy plaklarımı diniliyorsun.
Je m'appelle Buddy.
Benim adım Dost.
Je suis Buddy. Je vous l'ai dit?
Sana zaten söylemiş miydim?
Vous étiez fans de Buddy Holly, soit, mais me le coltiner à vie, pas question!
Annemle sen dindar olduğunuzu için hayatım boyunca bununla yaşamam gerekmiyor.
"Buddy le grand ours."
"Can dostum ayı"
Buddy était un grand ours brun, empoté, trébuchant et gentil.
"Dostum, büyük bir boz ayıydı. Beceriksiz, yürüyemeyen, bal gibi tatlı bir ayıdır."
C'est bon de te revoir, buddy.
Seni görmek güzel dostum.
Roy Orbison, Elvis Presley, Buddy Holly and The Crickets...
Roy Orbison, Elvis Presley, Buddy Holly ve Crickets...
Buddy, elle a dit de bonnes choses, aussi.
Harika şeyler de söyledi.
Dean!
Buddy, Dean, Deano...
Et imaginez juste là un hommage en son et lumière à Presley, Otis Redding et Buddy Holly.
Hemen şurada, Presley'e, Otis Redding'e, Buddy Holly'ye bir selam çak.
- Salut mon pote.
- Buddy.
Et c'est comme ça depuis "The Buddy System"!
Her zaman etmiştir. The Buddy System'da oyuncu seçtiğimden beri.
Le F.B.I. Veut Sparazza et a besoin de l'aide d'un témoin-clé l'amuseur de Las Vegas, Buddy "Aces" lsrael.
FBl, Sparazza'yı hedef aldı ve ona karşı bir tanık buldu.. Las Vegas şovmeni Buddy "Aces" İsrael.
Buddy Israel?
Buddy İsrael?
Si le bruit court qu'on offre un million de dollars pour la tête de Buddy Israel, tous les tueurs à gages du monde seront à ses trousses.
Adamın ismi Buddy İsrael Hemen harekete geçmelisin yarın elimizde bişeyler olsun
- En plus du cœur. - Et de Buddy Israel.
Ve Buddy lsrael için
"Your mouth s got a hole in it" par Buddy Marrow.
gerçek kişi ve olaylarla ilgisi yoktur.
Lorelai.
- Buddy, bu Lorelai.
Buddy est allé travailler dans une crèmerie et Maisy à l'école mais ils rêvaient d'avoir un restaurant un jour, pour que leurs amis et leurs familles puissent venir et manger et rire avec eux, tous les jours
Kız oynuyordu, erkek oynamıyordu. Âşık oldular, evlendiler. Buddy bir mandırada, Mazie de okulda çalışıyordu.
Buddy détestait bosser dans cette crèmerie
Böylece bütün dostları ve aileleri her gün gelip onlarla yiyip, güleceklerdi.
Maisy et Buddy le cherchèrent partout
Mazie ve Buddy her yerde onu aradı.
Mesdames et messieurs, accueillez chaleureusement, à la manière de Las Vegas, une grande vedette de Las Vegas, monsieur Buddy Israel!
Ve adamımızın adı Buddy lsrael, Hadi Buddy