English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Bumpy

Bumpy tradutor Turco

100 parallel translation
Bumpy...
Bumpy...
Bumpy voulait qu'on t'amène à Harlem.
Bumpy seni Harlem'e götürmemizi istedi.
Le type qui est passé par la fenêtre était à Bumpy Jonas.
Şu pencereden fırlattığın herif Bumpy Jonas'ın adamıydı.
Bumpy ne va pas apprécier.
Bu, Bumpy'nin hoşuna gitmeyecek.
Je m'en fous!
Bumpy'yi ipleyen kim!
Bumpy veut vous voir.
Bumpy bir iş için seni arıyor.
Bumpy sait ce qui se prépare.
O neler olduğunu biliyor.
Avec Bumpy qui vous cherche et l'enfer qui va se déchaîner?
Düşünsene, Bumpy de senin peşinde olacak.
Vous avez le numéro privé de Bumpy?
Sende Bumpy'nin telefon numarası var mı?
Tu as bien fait d'entrer, Bumpy.
İçeri girdiğinize sevindim.
Et j'aurai ta peau, Bumpy.
Ve seni bulurum.
Bumpy pense que c'est peut-être toi.
Bumpy bunu sizin yaptığınızı düşünüyor.
Bumpy pourrait probablement vous le dire.
Bumpy sana bunun cevabını verebilir.
Bumpy a doublé le nombre de ses gorilles à Harlem.
Sana Bumpy'nin ekibini genişlettiğini söylemiştim, hatırlıyor musun?
Mafia contre Bumpy.
Mafya Bumpy'ye karşı.
J'aimerais savoir pourquoi Bumpy vous a engagé.
Bumpy'nin seni niye tuttuğunu bilmek işime yarar.
- Bumpy m'attend.
- Bumpy ile randevum vardı.
Dis à Bumpy qu'on est venus.
Bumpy'ye geldiğimizi söylersin. Yürü Ben.
Bumpy te trouvera.
Bumpy seni öldürür.
Tu es un négrillon prudent, Bumpy.
Sen sinsi bir ispiyoncusun Bumpy.
J'ai fait des découvertes, Bumpy.
Şunu fark ettim Bumpy.
Tu as voulu me rouler, Bumpy.
Beni kullandın Bumpy. Beni kandırdın.
Tu viens de te faire posséder.
Anlaştık Bumpy.
Je parle au nom de Bumpy Jonas.
Bumpy Jonas adına buradayım.
Et Bumpy Jonas y est mêlé.
Bumpy Jonas'tan da haberi var.
Qu'il questionne Bumpy.
O zaman Bumpy'ye sorsun.
Retourne dire à Bumpy que sa fille va bien.
Harlem'e gidip Bumpy'ye kızının iyi olduğunu söyle.
Si je t'emmenais chez Bumpy?
Bumpy'ye seni teslim etsem belki de daha iyi olur.
Bumpy s'occupera du transport.
Bumpy onları aldırtır.
Il y a aussi Bumpy.
Bumpy de burada.
Bumpy, tu n'as rien à faire ici. Winona, t'occupe pas des autres.
- Bumpy, burada, arkada işin yok.
Un mec de New York, au début du siècle, Bumpy quelque chose.
New York'tan biri, eski günlerden... - Bumpy bir şeydi...
- Bumpy?
- Bumpy mi?
"Bumpy, on est désolés, on est désolés." "Sors d'ici, s'il te plaît."
"Hey, Bumpy, üzgünüz adamım, lütfen git, lütfen lütfen!"
Bumpy.
Bumpy.
Mais Bumpy...
Ama Bumpy, o hayvanı çok severdim.
C'est Bumpy, n'est-ce pas?
Bumpy yüzünden, değil mi?
Quand tu avais 13 ans et que tes parents ont fait partir Bumpy... ce n'était pas, comme ils te l'ont dit, vers de vertes pâtures pour son bonheur.
Sen 13 yaşındayken ailen Bumpy'i uzaklara göndermişti ya. Söyledikleri gibi daha mutlu olacağı yeşil bir meraya göndermediler.
Bumpy est allé à l'abattoir!
Bumpy'i bir mezbahaya gönderdiler.
Tu as mangé ton précieux Bumpy!
Biricik Bumpy'ini yedin!
Désolée pour les turbulences du trajet.
Bumpy turu ile ilgili üzüldüm
Donne-m'en une, Bumpy!
Bana bütün bir hindi at Bumpy!
Bumpy!
Bumpy!
- Bumpy! On t'adore!
- Seni seviyoruz Bumpy!
Certains disent que Bumpy Johnson était un grand homme, un homme généreux, si l'on en croit tous les éloges.
Bazıları Bumpy Johnson harika bir insandı diyor. Düzülen methiyelere bakılırsa, cömert bir halk adamıydı.
Personne ne semble se souvenir du qualificatif le plus souvent associé au nom d'Ellsworth Bumpy Johnson : gangster.
Kimse onu hatırlarken... Ellsworth "Bumpy" Johnson'ın en meşhur lâkabı "Gangster" i kullanmayı seçmiyor.
Bumpy Johnson, qui vient de mourir à l'âge de 62 ans, était une sorte de héros populaire à Harlem depuis plus de 40 ans.
62 yaşında vefat eden Bumpy Johnson... Harlem'de kırk küsur yıldır bir halk kahramanı olarak tanınıyordu.
C'est vrai, je suis sûr que s'il était pas mort, le buffet aurait été mieux que ça.
Bumpy'nin ziyafeti çok daha mükellef olur diye düşünürdüm.
Je sais que Bumpy était discret là-dessus, mais il m'a fait promettre, s'il lui arrivait malheur, que je fasse en sorte que tu ne manques de rien.
Eminim Bumpy sana bir şey dememiştir, ama bana kendisine bir şey olduğu takdirde hiçbir eksiklik çekmemeni sağlamam için yemin ettirdi.
Tu sais que la moitié des gens qui sont venus à l'enterrement de Bumpy lui devaient de l'argent.
Bu odadaki insanların yarısının Bumpy'ye borcu vardı.
Bumpy... essaie d'être un peu moins voyant. Votre table, c'est là-bas.
Daha az göze çarpsan, iyi olmaz mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]