English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Buy

Buy tradutor Turco

533 parallel translation
Elle a un tic! Chut!
Buy bir tik mi?
"Authorized to buy the Modigliani for 2 million dollars." "Autorisé à acheter le Modigliani pour 2 millions de dollars." signé musée de Boston two million dollars ( deux millions de dollars )
"Modigliani'yi 2 milyon dolara alma yetkisi verildi imza, Boston Müzesi Müdürlüğü" 2 milyon dolar mı? 2 milyon dolar!
Achète le meilleur :
Iyi Buy :
Qu'est-ce que c'est?
Lanet olsun! Buy run.
- Il est au magasin de jouets.
- Buy Me Toys'a kadar olan yolu yarıladı.
- C'est risqué, monsieur le président. Pourquoi ne pas attendre au second mandat?
Bu çok riskli Buy başkan.İkinci görüşmeye kadar neden beklemiyoruz?
- Mme Jamtoss Cours d'histoire
TODAY I'LL BUY NO SORROWS
- Je travaillais pour chaîne.
- Best Buy'da çalıştım.
/ / Buy an old drop top Find a spot to pimp / /
/ / Buyan olddrop top Findaspot topimp / /
Dans ce cas, étant donné vos sentiments sur le sujet... avez-vous déjà commis l'adultère?
Buy düşüncedeki fikirlerinizi almak adına.... Zinayı kabul ediyor musunuz?
Je prends la Ferrari pour aller aux putes.
I'm taking your Ferrari to buy hookers.
Au fait, dolor en el asno signifie "casse-bonbons."
Ve buy arada "dolor en el asno" "baş belası" anlamına gelir.
Tu sais, Best Buy, Circuit City.
Bilirsin, Best Buy, Circuit City.
Autant acheter un Trans Am.
You might as well go and buy a TransAm.
* Buy and sell you *
Alıp satacağız.
- "Gobias Industries".
- "Gobias İşletmecilik." - Git bize al. ( Go buy us )
Buy Buy Birdie est la seule boutique d'oiseaux exotiques dans le comté de Clark.
Evet, doğru yere geldiniz o zaman. Bu civarda benim dükkan tek egzotik kuş dükkanıdır.
Relances limitées à 3, buy-in de 20 $
Üç arttırma limit, oyuna girmek için 20 $.
Sœurette va t'acheter un petit oiseau
Sis is gonna buy you a mockingbird
Nigga, you s a window shopper ln the jewelry store Looking at shit you can t buy
Zenci, sen ancak vitrinlere bakarsın Mücevher dükkanında Satın alamayacağın şeylere bakıyorsun
Et un bon d'achat de 50 $ chez Best Buy.
Ve Doğu Bank'dan da 50 dolarlık hediye çeki.
Asking you to buy a share of freedom today
Soruyor size, alır mısın diye bonolardan?
Je me rendais au magasin de fourniture pour restaurant to buy some urinal cake mix when I was suddenly sideswiped... par l'amour.
Pisuar keki almak için restorana gidiyordum sonra neyin geldiğini anlamadan çarpıldım aşka.
Écoute, rencontre-moi sur le stationnement du magasin Big Buy.
Bak, benimle Big Buy'ın arkasındaki parkta buluş.
We had to commit the amplifier and TV just to have the money to buy the Corn Dogs.
Televizyon yönünden eksik değildik sanki, sadece Corn Dogs alacak paramız vardı.
there went around to buy drugs a sweep against a wall and stuff of that kind.
Courtney'le çıkmaya başlamıştım, ve esrar kullanıyorduk, dışarıda duvara karşı sevişiyorduk.
Always to do things for others, to buy gifts.
O, hep başkaları için bir şeyler yapar, bana her zaman hediyeler alır.
Arrête. Tu vas à la fête Pro Buy avec Walter ce soir alors oublie tout ça.
Oh ve ne yaparsan yap, dün geceden bahsetme.
Betty, bienvenue dans la famille Pro Buy.
Bunu herkes onaylıyor mu?
Juste ici, à Pro Buy. Les transports, un jeu d'enfant.
Tabi ki onaylıyorum, Betty.
"Black Cat", "You Break Me, You Buy Me", "Jesus Saves, But Where Does He Shop?"
"Black Cat," "You Break Me, You Buy Me," "Jesus Saves but Where Does He Shop."
Tu sais ce que ça veut dire en dollars Buy More?
5 dakika dolara çevirilince ne kadar olur biliyor musun?
On est des responsables. Des leaders de Buy More.
Biz artık Lideriz, daha çok satan Liderler.
Je suis un informaticien conseil au magasin Buy More.
Buy More'da Nerd Herd'in amiriyim.
S'il y avait une catastrophe, séisme ou attaque nucléaire, n'importe qui pourrait faire évacuer le Buy More rien qu'en disant ce mot.
Korkunç felaket anlarında kullanılır. Nükleer saldırı, deprem filan. Hepiniz tek sözümle Aldıkça Al'daki herkesi tahliye edebilmelisiniz.
A ton avis, tu brûles combien de calories par jour au Buy More?
Aldıkça Al'da kaç kalori yakabileceğini düşünüyorsun ki, John?
Si on était au zoo, je partirais en courant, mais on est chez Buy More.
Hayvanat bahçesinde olsaydık kaçın, kurtulun derdim ama Aldıkça Al'dayız.
Salut, bienvenue chez Buy More.
Aldıkça Al'a hoş geldiniz.
Alerte chez Buy More.
Düşman Aldıkça Al'da.
Alors, Morgan, vous travaillez chez Buy More?
Morgan... Buy More'da mı çalışıyorsun?
On va fêter le Noël de Buy More.
Resmi Buy More yılbaşı...
Je travaille chez Buy More.
Buy More'da çalışıyorum.
Est-ce que tu imagines la honte? C'est comme si ces brigands de Large Mart ou d'ailleurs installaient leur marchandise sur un présentoir de Buy More.
Large Mart örtüsünün reyonumuza örtülmüş olmasının ne kadar utanç verici olduğunu hayal edebiliyor musun?
Il travaille sous couverture chez Buy More.
Kamufle olmak için Buy More'da çalışıyor.
J'adore les chansons sur les extraterrestres.
\ Because I'm gonna buy the records that they play on the radio... Bu dünyaya ait değilmiş hissi veren şarkıları sevmez misin?
Supermarché :
Rite Buy supermarketi.
- Gobias... comme dans "go buy us..."
- Tabi.
Grands achats?
Big Buy mı?
Quoi? Non, non.
Çıkmaya ilk başladığımızda Pro Buy'a uğramıştın.
Pour ceux d'entre vous qui l'ignorent, ce vendredi, nous fêtons Noël chez Buy More...
Bilmeyenler için söylüyorum.
La fin d'année.
Bu cuma bizim yıllık Buy More yılbaşı tatil partisi var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]