Translate.vc / Francês → Turco / Calîn
Calîn tradutor Turco
234 parallel translation
Stacey Bridges et les frères Carlin sortent aujourd'hui de prison.
Belki duymamışsındır, Stacey Bridges ve Calin biraderler... - bugün hapisten çıkıyorlar.
Méfie-toi! C'est le plus calin de toute la bande!
Dikkat et, çetenin en çapkını budur.
KLAXONNEZ AVANT D'ENTRER
GİRİŞ İÇİN KORNA ÇALIN
- Pas sans un cälin.
- Birbirimize sokulmazsak tabii.
Alors tu peux retourner au dodo faire un gros calin ensemble
O zaman biraz sevişmemiz için yatağa dönebilirsin.
Viens me faire un calin.
Gel, sarıl bana.
C'est un calin.
Kucaklama yaptım.
Fais-moi un calin.
Sarıl bize.
Un calin.
Sarılalım.
Mr Calin.
Bay Snuggly!
Certainement la même honte que j'ai eu de ne plus dormir avec Mr Calin.
Birden bire artık Bay Snuggly'yle uyumadığım için utandım.
CREVEZ
KAPIYI ÇALIN VE ÖLÜN.
J'ai l'air mignon et calin... mais à l'intérieur, granit!
Size dindar gibi görünebilirim... ama içim taş gibidir!
- Je veux un gros calin.
- Sana sıkıca sarılmak istiyorum!
- ll a besoin d'un calin.
- Birinin şefkate ihtiyacı var.
L'heure du calin!
Taş gibisin.
L'heure du calin?
- Taş mı?
Rien qu'un petit calin.
Sadece küçük bir sarılma.
Viens ici, fais-moi un calin.
Bana sarıl. Bana sarıl.
J'ai une compèt demain, alors un ptit calin ça me mettrait en train.
Yarın yarışmaya gireceğim. Şöyle bir "iyi şanslar" sarılması fena olmaz diye düşünüyorum.
"Pour éviter d'être tué, tirez la sonnette"
ÖLMEMEK İÇİN ZİLİ ÇALIN
Nous ne sommes pas si différents tous les deux, fais-moi un calin!
Çok da farklı değiliz ha? Bir kucak ver bana!
oh le calin de fer.
Sarılmak iyi geldi.
Que ma mère me fasse un calin...
Annemin beni kucaklamasını...
- Fais-moi un calin.
- Buraya gel ve bana sarıl.
Les gars, vous voulez un calin, hein!
Size sarıIsam iyi olur galiba.
Tu as besoin d'un calin?
- Kucaklanmaya ihtiyacın var mı?
Je pense que je vais accepter le calin.
- Galiba şimdi kucaklanmam lazım.
Fais moi un petit calin.
Bize ufak bir kucak ver bakalım.
- C'est ce qu'on appelle un calin. - Désolé mon poussin
Bu sıkı bir sarılma.
Etre plus sensible, essayez de lui faire un calin.
Biraz daha hassas davranabilirsin. Ona sarıImayı dene.
Je peux faire un calin maximum par an, et j'en ai fait un à mon fis il y a six mois, donc :
Senede en fazla bir sarıImayı kaldırabiliyorum. Dokuz ay önce, oğluma sarıIdım, bu yüzden bunu senin yapman gerekecek.
Je viens te faire un calin.
- Sana sarılacağım.
BON POUR UN CALIN
Kucaklamakta iyidir.
Alors... Tu n'as plus trop envie de calin, n'est-ce pas?
Yani artık o modda değilsin öyle mi?
Viens me faire un calin.
Gel de bana sarıl.
Oh, un calin.
Sarıl bakalım.
Un calin de groupe?
Toplu kucaklaşma mı?
Fais un calin à papa.
Eğer baba sarılmak miyim?
Calin, calin, calin.
Hug, sarılmak, sarılmak.
Et bien, c'est incroyable, viens là chérie, fais-moi un calin!
Bu inanılmaz. Gel buraya tatlım, sarıl bana.
Dans ce pays, ca s'appelle la trêve Et on se fait un calin
Bu ülkede buna "ateşkes" denir, ve biz sarılırız.
Faire un calin à Princesse Sparkle, et regarder la saison 1 de que Valley en DVD.
Evet. Prenses Pırıltı'ya sarılır, The Valley'in ilk sezonunu DVD'de izleriz.
Ouais... Il a ce petit côté ours calin.
Ciddiyim, şu Ayı Teddy sıcaklığı var onda.
Faire un calin près de la cheminée après avoir fait l'amour...
Seviştikten sonra ateşin karşısında sarılıp yatacağız.
Ok, un petit calin rapide?
Ayak üstü oynaşalım.
Autorisation de faire un calin chef?
Sarılmama izin var mı, komiserim?
Un petit calin?
Sarıl bana.
Mais je peux te faire un calin.
Ama kucağım var.
- Un petit calin.
- Kucak kucak.
Ça m'a un peu manqué de ne pas avoir mon calin aujourd'hui.
Bugün bana sarılmanı özledim.