Translate.vc / Francês → Turco / Camion
Camion tradutor Turco
11,626 parallel translation
Laissez moi le sortir du camion d'abord.
İzin ver önce kamyondan alayım.
Y'a quoi dans le camion? Joe Blake?
Kamyonda ne var, Joe Blake?
Tu as vu cette ligne d'énergie frapper ce camion citerne?
Elektriğin hattının tankere çarptığını gördün değil mi?
Un camion de glaces l'a écrasé. C'est triste.
Dondurma kamyonunun teki ezdi.
Il voulait quelqu'un pour tirer sur un camion blindé.
Zorlu bir aracın tekerlerine ateş edecek birisi lazımdı.
- Un camion à viande, réfrigéré.
Soğutulmuş et vagonuna.
Le camion va refroidir ton corps à un degré.
- Kamyon vücudunu 34 derece soğutacak.
Y a un camion dehors avec tout mon tribut.
Dışarıda bir kamyon bekliyor tamamı haracımla dolu.
Le mur embouti par le camion semble intact.
Kamyonun çarptığı panel sağlam duruyor.
Mais ce camion derrière les murs, je serais à l'intérieur si c'était pas pour moi.
Ama duvarların dışındaki o kamyon ben olmasaydım içeri girmiş olacaktı.
Je n'ai pas eu l'occasion de le dire... Tu as bien fait avec le camion, en tuant le conducteur.
Hiç söyleme fırsatım olmadı ama kamyon olayında iyi iş çıkardın.
T'as vu où on a laissé le camion?
Kamyonu bıraktığımız yeri gördün mü?
Où est le camion?
- Kamyon nerede?
Merde, j'ai laissé mon flingue dans le camion.
Siktir, tabancam kamyonda kaldı.
Ce fils de pute est resté près du camion.
Bu orospu çocuğu kamyonun yanında kalıyor.
Vous laissez le film dans le camion.
Filmi kamyonda bırakacaksın.
Sa cellule à New York a été attaqué par les S.S., au moment où il a eu son foutu camion.
New York'ta onun da içinde olduğu birim S.S tarafından vurulurken bu nasıl olduysa koduğumun kamyonuna bindi.
C'est pas comme si j'avais un projecteur dans le camion de toutes façons.
Kamyonda bir projeksiyonum var sanki de.
T'es-tu toi, l'ancienne directrice adjointe, déguisée? As-tu viré deux gardes, en réquisitionnant un camion de transfert, pour aider une présumée terroriste à s'évader?
Eski bir müdür yardımcısı olarak kılık değiştirip, iki ajanı etkisiz hale getirerek nakil arabasını ele geçirip teröristin kaçmasına yardım mı ettin?
Tu traite le tien comme un camion-poubelle.
Sen, çöp kamyonu gibi bakıyorsun.
Et qui dit caserne dit camion de pompier et qui dit camion dit route.
Ve itfaiye araçlari olmadan itfaiye olmasi anlamsiz olur. Yollar olmadan itfaiye araçlari da olmaz.
Je devrais être sur ce camion, aussi, monsieur.
Bana geri bildir. Ben de orada olmalıyım efendim.
Je veux que vous presser deux de plus sur ce camion.
Neden? Araca iki kişi daha almanı istiyorum.
Je comptais sur la rubrique sur avec un camion rempli d'armes qui Hunter si aimablement fourni.
Hunter'ın verdiği bir kamyon silahla dışarı çıkmayı planlıyordum.
Je n'ai pas pris le camion.
Pikabı ben almadım.
Arrête le camion.
Aracı durdur.
Si vous étiez surveillé par les insurgés au dépôt du camion, votre couverture restera intacte.
Kamyondan indiğinizde direnişçiler tarafından izleniyor olsaydınız kimliğiniz ortaya çıkmamış olurdu.
Le reste ira libérer les animaux, et les mettra dans le camion.
Geri kalanımız hayvanları serbest bırakacak. Tıra bindirecek.
Cody, reste près du camion.
Cody, aracın yanında kal.
Je sais pas, mais la moitié des animaux dans ce camion mangerait l'autre moitié s'ils le pouvaient.
Bilmiyorum ama yapabilselerdi o tırdaki hayvanların yarısı diğer yarıyı yerdi.
Comme à l'intérieur du camion.
Tırdaki gibi.
Ou ce camion?
Ya da o tırı.
A l'arrière d'un camion à toute vitesse avec des animaux suicidaires. dirigé à la pointe du fusil. en chemin pour un rendez-vous avec un avion volé?
Sürat yapan bir tırda, öldürücü hayvanlarla birlikte kaçak bir uçağa doğru gidiyoruz.
Il savait où était notre camion.
Aracımızın nerede olduğunu biliyordu.
Emmenez-les, préparez le camion-citerne.
Onu al ve tankeri hazırla.
Patron. Je veux conduire le camion.
Patron, bırak tankeri ben süreyim.
Oui, un cambriolage de camion.
- Evet. Gerçek bir soygun.
- Où est le camion?
- Tanker nerede?
Arrête le camion.
Kamyonu durdur.
Arrête le camion, cabrón!
Durdur kamyonu, orospu çocuğu.
Il m'a enfermé dans un camion.
Adı da komik. Beni bagaja tıkmıştı.
J'ai acheté son camion.
Kamyonu satın aldım.
Il commence à parler au type au moment où un camion de pompiers passe dans l'arrière-plan, c'est ça?
Arkadan itfaiye arabası geçerken adamla konuşmaya başlıyor, değil mi?
Mais vous n'avez même pas levé les yeux quand un camion de pompiers est passé avec les gyrophares et la sirène.
İtfaiye ışıklarla sirenlerle geçerken kafanızı kaldırıp bakmadınız bile.
Bien sûr, je n'avais pas mis le passage du camion en relation avec les gars.
İtfaiye arabasını insanlarla aynı anda izleme fırsatım olmamıştı tabii.
Je ne m'inquiète pas pour moi mais plutôt pour ce camion.
Benim için sorun değil de arabaya bir şey olur diye endişeleniyorum.
Ne sortez pas du camion. Ça va être un massacre.
Kamyondan çıkarsan katliam olur.
Démarre le camion.
- Kamyoneti çalıştırın.
Je vais démarrer le camion.
Kamyoneti çalıştıracağım.
Retournez au camion.
Kamyonete.
- Comme un camion est tombé sur moi.
Üzerime kamyon düşmüş gibi.