Translate.vc / Francês → Turco / Canal
Canal tradutor Turco
1,938 parallel translation
Répète ça? Adleman, peut-on avoir un canal plus audible?
Adelman, temiz bir kanal ayarlayabilir misin?
Restez branchés sur le canal 23.
Hattı açık tutun.
Francis Goehring? Canal 2!
Francis Goehring?
Mon père était l'avocat de la plus riche famille de New York jusqu'à ce que son avion coule dans le canal de Long Island.
Babam, New York'un en zengin ailesinin avukatı olarak çalışıyordu. Ta ki uçağı Long Island Açıklarında düşene kadar.
- Retournons au canal.
- Kanala dönmeliyiz.
Je prenais mon café et je remarque que Conchita a un canal carpien dû à la caisse enregistreuse.
Garip bir şey oldu. Kahvemi alırken Conchita'da karpal tünel sendromu olduğunu fark ettim.
Le canal cystique et l'artère.
Sistik kanal ve arter.
Le canal cholédoque est vide.
Sistik kanalı temiz.
- Il faut aller au canal.
Kanala dönmeliyiz.
Lund, on a fouillé le canal, y avait rien.
Kanalı araştırdık. Bir şey bulamadık.
Le canal va jusqu'où?
Bu kanal nereye gidiyor? - Buraya.
Enfin, malgré ton état - Et j'ai déja, bien... demander un poste sur le canal 6
Şu andaki durumunda... fazladan bir güvence iyi olabilirdi.
Ecoutes, As-tu demandé un poste au canal 6? Oui j'ai postulé.
Sen Kanal 6'ye iş başvurusunda bulundun mu?
eh bien, tu parles au nouvel assistant directeur de canal 6.
Sen bunu nereden biliyorsun? Şu anda Kanal 6'nın yardımcı haber yönetmeniyle konuşuyorsun.
j'ai perdu un reporter de canal 12, I parti pour congés maternité.
Kanal 12'ye bir muhabir kaptırdım, bir başkası da doğum iznine ayrıldı.
C'est le syndrome du canal carpien et c'est bien fait pour ta pomme.
Buna karpal tünel sendromu deniyor ve açıkçası bunu hak ediyorsun.
Ya un canal de 30-metres vertical Pour trouver une terrace en dessous.
Aşağıdaki geniş düzlüğe ulaşmak için 30 metrelik dikey bir iniş yapmak gerekiyor.
Nous avons l'habitude des fleuves qui se deversent dans la mer, mais la force en surcharge de la marée remonte la rieviere! Ce canal est de...
Bizler genelde nehirlerin denizlere döküldüğünü düşünürüz ancak buradaki gel-git akımı ters bir akıntıya yol açıyor.
Vous allez devoir satisfaire l'avocat du réseau, ou celui de la station de télévision ou de radio que ce que vous voulez faire est légal et que tous les droits et permis ont été obtenus, et sans doute qu'une assurance est obtenue avant que vous aillez accès à un canal de communication de masse.
Ve kitle iletişim kanallarına girmeden önce, yaptığınız şeyin yasal olduğu, gerekli izin ve onayların alındığı konusunda şebekenin, ya da televizyon kanalının ya da radyo istasyonunun hukuk danışmanını memnun etmeniz gerek ve muhtemelen sigorta yaptırmanız ve gerekli güvenceleri sağlamanız gerekecektir.
C'est vrai je regardais au canal des sports l'autre jour.
Geçen gün şu spor şovunu izlerken...
Sur le canal de l'Ourcq, â l'ouest de Meaux.
Meux'un batısında ki l'Ourcq kanalında.
Ils ont marché au bord du vieux canal
Yürüdüler eski kanal boyunca
– Vous, longez le canal.
Sen kanalları kontrol et.
C'est un canal radio H.F. Il fonctionne peut-être encore.
Bu bir kısa dalga radyo kanalıdır. Hâlâ çalışıyor olabilir.
L'efficacité est meilleure quand elles sont dans le canal.
Kanala tam olarak oturduğu için diğerlerine göre daha net sonuç verecek.
Emmènes-les au delà du canal!
Kanalın öbür tarafına bırak.
Mon fils est accro au Canal Découverte.
Oğlum sürekli Discovery Channel seyrediyor.
Sur quel canal?
Bu hangi kanal?
10 canards discutent sur le canal. Et un dit : "ll y a plein de cancans, ici."
Kanalda 10 tane ördek yüzüyordu ve birisi de burası çok vakladı dedi.
Je voudrais passer sur le canal 4.
Beni dördüncü hatta yönlendirir misin?
Quelques années plus tard, on inaugura le canal de Suez.
Birkaç yıl sonra, Süveyş Kanalı açıldı.
On est dans un canal de drainage.
Bir kanaldayız.
Un canal agricole.
Bir sulama kanalı.
Probablement pris dans un canal.
Sanırım çayırların sulanması için açılmış.
Tu m'emmènes naviguer dans un canal?
Beni tekne gezisi için bir kanala mı getirdin?
On utilisera le canal 2.
2. kanalı kullanacağız.
Je veux juste savoir si tu as une demande de la Securité Intérieure sur le canal prioritaire. Non.
- Gelmedi.
Il veulent établir un canal et je voulais vérifier auprès de vous.
Bir kanal kurup, senden onay almamı istiyorlar.
Ouvrez ce canal militaire et passez-le dans la zone de conférence.
Askeri kanalı açıp Konferans Odası'na bağla.
Avez-vous ouvert le canal militaire dans la salle de conférence?
Askeri kanalı açıp Konferans Odası'na bağladın mı? Evet.
Monsieur? On a quelqu'un sur un canal auxiliaire qui dit être dans le musée.
Efendim, yedek kanalda bir adam var.
Regardez... j'ai sectionné le canal nerveux principal.
Orada! Ana sinir bağlantısını kestim. Liflerin nasıl geri çekildiğini görüyor musun?
Le bout de canal déférent que je viens de couper.
Ayık kalmak için bir neden göremiyorum.
Non, je me suis pas fait retirer un bout de mon canal déférent pour porter une capote comme un ado boutonneux.
Yanıma almayı bile düşünmedim şimdi sonsuza kadar gitti. Çıldırdım ama. Açık tabut olayının sorunu da bu işte.
6-0-1-3-0 sur le canal 2.
6-0-1-3-0 2. kanalda.
7ème Ward, par le Canal de Floride.
Florida Kanalı kenarındaki 7th Ward'danım.
Rapport à toutes les unités pour le Canal Dixie.
Tüm birimler Dixie Kanal'ına.
C'est un blocage du canal urinaire.
Temelde idrar yolu tıkanıklığıdır.
On va vers le canal.
Adamları suya doğru gönderiyorum Lund.
Le canal impérial privé?
Moralleri bozulacaktır...
T'es qu'un canal.
Ben söylüyorum.