English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Cancún

Cancún tradutor Turco

137 parallel translation
Cancún, Richard.
- Cancún, Richard.
Cancún.
Cancún, Meksika'da.
A Cancun.
Cancún.
A Cancun, pourquoi?
Cancún mu, neden Cancún?
" "Clarence et Alabama à Cancun." " Tu trouves pas?
Clarence ve Alabama Cancún'a gidiyorlar, nasıl sence?
On devrait essayer de contacter la police de Cancun par radio.
Sanırım Cancún polisini aramalıyız gemideki telsizden.
On est allés à Cancún l'an passé pour un de ses concerts.
Geçen sene konser için Cancun'daydık.
Voilà pour les photos de Cancun quand maman m'a abandonnée. Passons à Accapulco. Quand elle m'a abandonnée.
yani.. bunlar annemin Cancún'da çektirdiği fotoğraflar beni terkettiği zaman şimdide Acapulco'ya dönen annemin çektirdiği fotoğraflara dönelim beni terkettiği zaman
Votre femme vient de partir à Cancún à cause de ça.
Bence yediğiniz halt ortaya çıkınca karınız Cancun'a tatile çıktı.
Ils t'envoient à Cancun?
Seni Cancún'a mı gönderdiler?
L'an prochain, je vais à Cancún avec mes amis.
Önümüzdeki sene arkadaşlarımla Cancún'a gidiyorum.
Et si tu veux aller à Cancún, tu vas devoir trouver du travail. Oh, oui.
Ve Cancún'a gitmek istiyorsan işe girmen gerektiğini biliyorsundur.
Il lui vend les plages de sable de Cancún, pour l'instant.
Şu an kıza Cancun kumsallarını satıyor.
Le mieux dans la croisière, c'est qu'on était déjà à Cancún.
Gemide evlenmenin en güzel yanı, o an zaten Cancun'da olmamızdı.
Faites passer l'héroïne par Cancùn.
- NasıI gidiyor, Stu? 7 kişinin kafasını kesmişler.
Et qui s'est tapé une hôtesse de 26 ans à 26 000 pieds d'altitude en route pour cancun?
Tahmin et kim 30 yıllık hostesi... Cancun'a giderken 7,500 metrede becermiş?
lors de son voyage de noces à Cancun.
Balayında hiçbirşey onu Cancun'a gitmeye ikna edemezdi.
Tu sais... c'est, ok... Sinon, j'ai reçu un fax aujourd'hui à propos d'un vol pas cher pour Cancun.
Neyse, sabahleyin Cancun'a giden ucuz bir uçus olduguna dair faks aldim.
C'est une carte qui prétend montrer... l'endroit des sept villes de Cibola, près de Cancun... sur la péninsule du Yucatan.
Yucatan Peninsula'da... Cancun'un yakınında, efsanevi Cibola kentinin olduğu yeri... Gösteren bir haritadır.
Cancun, Mexico.
Cancun, Mexico.
" Il y avait une lesbienne de Belle-Île,
Bir zamanlar Cancun'lu bir lezbiyen vardı
On a préféré Cancun.
Cancun'la değiştirdik.
J'ai vu ses photos... de Cancun.
Cancun seyahatinden çektiği resimleri gördüm.
On pourrait aller à Acapulco, à Cancun, aux Bahamas.
Uzaklara gideriz. Acapulco'ya. Ya da Cancun'a.
Les vacances de Pâques à Cancun pour pouvoir prendre des nombrils en photo?
Bahar tatilinde Cancun'a gidip, insanların göbeğinden içki mi içeceksiniz?
- Oh pas très bien mais je suis sur que quand Laurie reviendra de sa lune de miel à Cancùn, les choses iront mieux!
- Harika değil. Ama oldukça eminim ki, Laurie Cancun'daki balayımızdan döndüğünde, işler düzelecek.
Oh regarde Fez, c'est un petit verre à cul-sec plein de Tequila collante!
Bak Fez, orijinal Cancun shot bardağı. Hala tekiladan yapış yapış.
Cancún?
- Cancun mu?
"Pourquoi on en parle? " On ne devait pas aller à Cancun?
" Gelecek hafta tatil köyüne gitmiyor muyuz?
Ou Cancun, j'ai entendu dire que c'est...
Meksika olabilir. Evet, Meksika'yı severim.
Bref.
Ya da Cancun'a.
Ces filles de Cancun sont chaudes et sauvages!
Cancun'da ki kızlar çılgın.
Carlos et moi, on a cassé un lit à eau à Cancun.
Carlos ve ben Cancun'da su yatağını patlatmıştık.
Ensuite, quoi? Un week-end à Cancun?
Yani, sıradaki ne, Cancun'da bir haftasonu mu?
Une cliente, Loretta Cancun, danse au Seventh Veil.
Müşterim Loretta Cancun, Yedinci Peçe'de dans ediyor.
Elle dit que le Seventh Veil a une façon intéressante de conserver sa licence 4, malgré son indulgence sur la clientèle.
Bayan Cancun'un dediğine göre Yedinci Peçe gevşek bir kimlik politikası olmasına rağmen içki ruhsatını kaybetmemenin bir yolunu bulmuş.
Loretta Cancun dit que le Seventh Veil a un moyen intéressant de conserver sa licence 4.
Loretta Cancun, Yedinci Peçe'nin içki ruhsatını enteresan bir şekilde koruduğunu söylüyordu.
Puis-je en profiter pour demander l'abandon de l'affaire du ministère public contre Loretta Cancun?
Sayın Hakim, artık Loretta Cancun'a karşı kamu davasının düşmesini talep etmek için iyi bir zaman mı?
Je t'ai dit, avec Keith, à Cancun.
Baba, sana söylemiştim. Annem Keith "le birlikte Cancun" a gitti.
- Celui de Cancun.
- Hangisi - Cancun.
Dis lui que j'ai toujours les photos de Cancun. Et que je vais lancer un website.
Cancun'daki fotoğraflar elimde ve bir internet sitesi açıyorum.
Miss Cancun, s'il vous plait, vous ne vous aidez pas.
Bayan Cancun, lütfen, kendinize yardımcı olmuyorsunuz.
Mais qu'est-ce qui ne va pas avec l'ancienne chambre?
CANCUN, MEKSİKA Eski odanın nesi vardı?
Cueillie à la plage de Cancun.
Bir Cancun Sahilinden çıkardım.
D'accord... Essayons Cancun.
Tamam Cancun'a bir bakalım.
Je peux t'emmener à Cancun juste à temps pour le coucher du soleil ce soir, à siroter des margaritas.
Seni gün batımına Cancun'a yetiştirebilirim, margaritalarımızı yudumlarız.
Elles ont l'air sympa, dans le genre : " Je vais picoler
Cancun'da deli gibi sarhoş olup göğüslerini millete göstermek gibi şeyler için çok iyiler.
"et montrer mes seins à Cancun." Tu juges mal Lucy et Olivia.
- Lucy ve Olivia'yı yanlış tanıyorsun.
Je ne ferais pas le projet d'aller à Cancun si j'étais vous.
Yerinizde olsaydım Cancun'a geri dönme planları yapmazdım.
- Demande à propos de Cancun.
Cancun'u sor.
Attend, attend, Tony, Cancun!
Bekle bekle, Tony, Cancun!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]