Translate.vc / Francês → Turco / Cap
Cap tradutor Turco
6,847 parallel translation
C'est un nouveau cap.
Bu... yeni bir yön.
Non, Gina, je l'ai acheté avec l'argent que j'allais dépenser pour notre lune de miel à Cap Canaveral.
Hayır, Gina, bunu Canaveral Burnu'ndaki balayımıza harcayacağım parayla aldım.
Bon point, Capitaine Holt, ou devrais-je dire "Cap'tain Raymond le charmeur"
İyi noktaya parmak bastın, Baş Komiser Holt yoksa "Cinsel Büyücü Baş Komiser Raymond" mı demeliyim?
Maria Hill, Cap, deux autres, et maintenant vous et moi.
Maria Hill, Kaptan, birkaç kişi daha, şimdi siz, bir de ben.
C'est mieux d'oublier que de ne jamais savoir, Cap.
Unutmuş olmak hiç bilmemekten daha iyidir Cap.
Capp, maintiens prêt le câble du treuil.
Cap vinç halatını hazırla.
J'ai dit à Cap et aux autres gars qu'on allait sortir ensemble mais...
Cap ve diğer bazı çocuklara bir araya geliriz dedim ama...
Tiens le cap, Sameen. Très bien.
- Plana göre hareket etmeye devam et Sameen. - iyi.
Continuez d'écoutez, Cap.
Sen dinlemeye devam et, Albay.
Le monde a dépassé un cap longtemps craint.
Dünya çok korkulan bir dönüm noktasını aşmış bulunmakta.
Donal Henry rencontre les anti-traités dans l'arrière pièce du Mother Red Cap à Saltley par moment deux fois par semaine.
Donal Henry Saltley'deki Mother Red Cap Barının arka odasında,... anlaşma karşıtı İrlandalılarla buluşuyor hem de bazen hafta da iki kez.
Michael a fait un CAP - 6 mois.
Michael City and Guildes'de altı ay eğitim aldı.
Une bombe comme ce... gadget... le rayon d'explosion serait de plusieurs kilomètres.
Böyle bir bomba... bir alet yanma yarıçapı millerce genişliğinde olur.
Au-delà des espérances.
- Ülke çapında.
Sauf s'il savait que son expérience pouvait causer une infertilité mondiale.
Ta ki onların yaptığı şeyin dünya çapında bir kısırlığa sebep olacağını bilmiyorsa.
EN 2016, IL Y EU UNE CHUTE ALARMANTE DU TAUX DE NATALITÉ MONDIALE.
2016 yılında, dünya çapında doğum oranlarında büyük bir düşüş yaşandı.
J'ai marqué les traces à la craie pour determiner l'emplacement des meubles ce qui n'est pas trop difficile vu que toute la moquette est recouverte de sang donc j'ai trouvé deux zones intéressantes ici la tache la plus concentrée
Hiç zor olmadı çünkü tüm halı kanla kaplıydı. İki tane ilginç alan tespit ettim. En yoğun leke burada, 60 santim çapında.
Il côtoie les riches et les puissants du monde entier.
Dünya çapında zenginlik ve kudret bir araya gelmiş.
C'est le point le plus haut dans un rayon de 80 kilomètres.
Burası 50 millik yarı çap içindeki en yüksük nokta.
Le soigneur du clan Beaton est célèbre à travers les Highlands.
Beaton klanının şifacıları İskoçya çapında ünlüdür.
- Pour l'aire, c'est pi x 2r.
- Tamam, yüzölçümü için pi sayısını çap uzunluğuyla çarpacaksın.
Regarde, tu multiplies le diamètre par pi.
Bak, pi sayısıyla çapı çarpıyorsun.
Au fait, l'aire d'un cercle, c'est pi x r ².
Bu arada, dairenin alanı pi çarpı yarıçapın karesidir.
S'il avait besoin d'air, il a été servi Grâce à trois trous de 9 mm dans le dos, de balles à pointe creuse.
Eğer hava almak çıktıysa, aldığı tek şey sırtına 9mm çapında 3 tane delik olmuş.
Il n'y a pas de caméra, mais je vais récupérer les vidéos du trafic. dans un périmètre de 2 pâtés de maison.
O caddede kamera yok, ben de 2 blok çapındaki tüm kamera görüntülerini istedim.
Pourquoi n'élargissons-nous pas à 5 pâtés de maison? 5?
- O çapı 5 blok olarak genişletelim.
J'ai récupéré les images dans un rayon de 5 pâtés de maisons, comme tu as demandé.
İstediğin gibi 5 blok çapındaki tüm görüntüleri aldım.
Est-ce le maraudeur Hun à travers l'Europe?
Avrupa çapında ani baskın yapan yağmacı göçebeler mi?
Je te garantis que tu seras le roi de la colline.
Kendi çapında bir prens olabilirsin.
C'était un concours national.
Ülke çapında bir yarışmaydı.
On a ouvert une chasse à l'homme dans tout l'état.
Eyalet çapında bir arama başlattık.
Une moyenne de 107 pas à la minute donne un périmètre d'environ 800 m.
Dakikada ortalama 107 adım, bize 800 metre üzerinden bir arama yarı çapı verir.
Ça coupe tout le courant dans un rayon de 3 mètres.
3 metre yarıçap civarında elektriği keser.
Diamètre de 6cm, 25mm dans le mur, un demi cm par charge.
Üç inç çapında, çeyrek inç duvar, yarım inç yükleme.
53-Yard radius. C'est correct?
- 48 metre yarıçap, doğru mu?
On dirait que la sauce piquante va devenir nationale.
Acı sos ülke çapında satılacak gibi gözüküyor.
Mademoiselle Jones, nous voilà au lancement de votre tournée de supermarchés dans tout le pays.
Bayan Jones, burada sizin ülke çapındaki alışveriş merkezlerine yapacağınız turun açılışındayız.
Alors que vous vous préparez à un été rempli d'autographes, d'apparitions en centre commerciaux et d'évènements luxueux dans les hôtels Marriott de notre fabuleux pays, comment vous sentez-vous?
Yaz için planladığınız ülke çapındaki, imza günleri alışveriş merkezi konserleri ve Mariott Otelindeki muhteşem etkinlik hakkında neler hissediyorsunuz?
Dans un rayon de 500 m dans chaque direction.
Her iki yönde de yarım blok yarıçapında.
Comme des centaines de femmes dans notre pays.
Ülke çapındaki binlerce kadın gibi.
Et RD a besoin d'un esprit de ta trempe.
R ve D senin çapında bir zekaya ihtiyaç duyuyor.
Et a contribué à élever des milliards. Pour des organisations non lucratives partout dans le monde.
- -dünya çapında kâr amacı gütmeyen milyonlarca şirketin kurulmasına yardımcı oldu.
C'est un domaine que Skouras Worldwide explore avec grand intérêt.
Dünya çapında buna benzer yerlerde, bu dünya, büyük bir ilgi ile keşfediliyor.
La zone la plus réglementée se situe dans un rayon de 15 km autour des télescopes.
En çok kısıtlanmış alan teleskop çevresinde yarıçapı 10 millik bir alan.
Le diamètre de la balle est... de 7,62 millimètres, elle parcouru, quoi, 270 mètres, à un angle très aigu, à une vitesse de... presque trois...
Kurşunun çapı 7.62 mm... 300 metreye yakın mesafe alıyor keskin bir açıdan... hızı neredeyse 3 bin...
Sérieusement, si vous enlevez ce bandeau et que tout le monde est nu, Je vais tuer tout le monde dans un rayon de 3 mètre.
Gözlerimi açtığımda biriniz çıplak olursa 10 adım çapımdaki herkesi öldürürüm cidden.
Il est un peintre en bâtiment de classe mondiale qui excelle dans la "Mort Blanche", c'est faire disparaître des gens.
İnsanların ortadan kaybolduğu beyaz ölümde uzman dünya çapında bir badanacı.
Un rayon d'un demi bloc dans toutes les directions.
Her iki yönde de yarım blok yarıçapında.
Ensuite nous allons créer une marque et se franchiser dans tout le pays.
Ülke çapında markalaşıp imtiyaz sahibi olacağız.
J'ai planifié une année entière d'aventure pour tous les deux à travers le monde... si tu es intéressée.
İkimiz için dünya çapında, tüm yılı kapsayan bir macera planladım. Tabi ilgileniyorsan.
Pendant une heure, toi et moi resterons attachés, dans le rayon l'un de l'autre, comme des planète en orbite.
Gelecek saat boyunca seninle bağlı kalacağız. Birbirimizin yarıçapı içinde olacağız. Yörüngeli gezegenler gibi.