Translate.vc / Francês → Turco / Carlyle
Carlyle tradutor Turco
246 parallel translation
Le sénateur Carlyle nous fait la gentillesse de faire passer la ligne Atchison-Santa Fe par notre petite ville dynamique!
Senatör Carlyle Atchison-Santa Fe hattının gelişen küçük kasabamızdan geçmesine karar verdi.
Vive le sénateur Carlyle!
Yaşasın Lyndon City!
Vive Lyndon City!
Yaşasın Senatör Carlyle!
Tu étais ami avec Carlyle?
Sen Carlyle'in arkadasiydin, degil mi?
Je suis au Carlyle, sur le parc.
Parkın diğer yakasında kalıyorum, The Carlyle'da.
Le major Carlyle, colonel.
Bu Onbaşı Carlyle, efendim.
- Carlyle.
- Carlyle.
l'occasion de lui montrer la tombe de Thomas Carlyle.
Ona Thomas Carlyle'ın mezarını göstermek için çok iyi bir fırsat olacak.
Il s'était caché avec une mitrailleuse dans la bibliothèque de la cité universitaire, lisant Carlyle entre les attaques.
Üniversite kütüphanesinde makinalı tüfekle taranmıştı. Saldırıların arasında da Caryle okuyormuş.
Je dois le rejoindre au Carlyle.
The Carlyle'da buluşmak istiyor.
Au Carlyle.
The Carlyle.
Le Carlyle.
The Carlyle.
Je ne connais rien de cet endroit, mis à part son nom, le "Carlyle".
Aslında, bu yer hakkında "The Carlyle" adından başka bir şey bilmiyorum.
Carlysle, établissez la liaison avec le centre, l'est et le sud-ouest.
Carlyle, Doğu ve..... Güneybatı merkez bölgeleriyle bağlantı kuralım.
- Carlysle?
Carlyle?
Carlysle à l'appareil.
Cevap verin. Merkez, ben Carlyle.
On se prend une suite au Carlyle?
Carlyle'da bir süit almaya ne dersin?
M. Carlyle, avant que je sorte faire mon petit tour dans le jardin, vous avez dit que vous viendriez ici préparer le document.
Bay Carlile, ben bahçede gezintiye çıkmadan önce kağıtları hazırlayıp buraya koymaya gönüllü oldunuz? - Evet.
M. Carlyle, après avoir ouvert le coffre et sorti les papiers, avez-vous quitté le bureau ne serait-ce qu'un instant?
Bay Carlile,... kasayı açıp belgeleri çıkardıktan sonra bir anlığına bile olsa, çalışma odasından ayrıldınız mı?
M. Carlyle, confirmez-vous que vous n'avez pas quitté ce bureau?
Bay Carlile,... çalışma odasından ayrılmadığınızda hala ısrarcı mısınız?
Carlyle a toute ma confiance depuis 9 ans.
Carlile, dokuz yıldır benim özel sekreterliğimi yapıyor.
Non, non, M. Carlyle.
Hayır, hayır.
Si Carlyle montait la garde, comment quelqu'un aurait pu entrer?
Carlile sürekli oradaysa o odaya nasıl girdiler aklım almıyor.
M. Carlyle, je suppose que vous êtes au courant, non?
Ve bunu siz de biliyorsunuz sanırım, Bay Carlile.
Mimsy Carlyle, l'oiseau chanteur du bon Dieu. Les pieds célestes de Damon Feather.
Tanrının bülbülü Mimsy Carlyle söylüyor Damon Feather'in tanrısal ayakları.
Avec Mimsy Carlyle.
" Mimsy Carlyle ile.
Les filles Hewitt m'invitent parfois au Carlyle ou au Concorde.
Hewitt'lerin kızları, Carlyle ya da Concorde'da verdikleri partilere beni davet eder.
Vaut mieux que je lui parle.
Bu Şerif Yardımcısı Carlyle. Onunla bir konuşayım.
Carlyle, que se passe-t-il, nom de Dieu!
Carlyle, burada neler oluyor?
Alors, Carlyle, vous nous l'amenez ou quoi?
Hadi Carlyle, onu getiriyor musun, getirmiyor musun?
Nom de Dieu, c'est le shérif-adjoint Carlyle!
Aman tanrım. Bu Şerif Yardımcısı Carlyle.
C'est James Carlyle.
Bu James Carlyle.
Thomas Carlyle, 1864.
- Thomas Carlyle, 1864.
Née à Carlyle, Pennsylvanie, en 1935.
Pennsylvania, 1935 doğumlu.
Tina Carlyle, c'est un plaisir.
Tina Carlyle, tanıştığımıza memnun oldum.
Mlle Tina Carlyle.
Bayan Tina Carlyle.
Je vous en prie. Mais mon nom est Carlyle, désormais.
Rica ederim Komiser, artık soyadım Carlyle.
Mme Pamela Lillian Carlyle.
Bayan Pamela Lillian Carlyle.
Dr Carlyle assure le lien entre les médecins d'Arkham et la police.
Dr. Carlyle bizim Arkham heyetiyle polis arasındaki irtibatımız.
J'ai besoin que tu te renseignes sur un professeur, Steven Carlyle.
GSU'dan bir öğretmeni kontrol etmeni istiyorum. Steven Carlyle.
Vous aussi, Mme Carlyle.
Sana da, Bayan Carlyle.
- Ceux de Carlyle, Chris et Kelly.
- Carlyle'in iki oğlu var, Chris ve Kelly.
J'avais cours avec Carlyle quand son ex-femme les a déposés.
Geçen yıl eski karısı çocuklarını ziyarete getirdiğinde, Carlyle'ın sınıfındaydım.
Je croyais qu'il en avait la garde.
Carlyle'ın gözetiminde olduklarını sanıyordum.
- Dr Carlyle?
- Dr. Carlyle?
Puis, au Dr Carlyle.
Sonra Dr. Carlyle'le benziyor.
Reste avec Carlyle.
Carlyle'le birlikte kal.
Vous ne pouviez pas cloner des filles avec l'ADN de Carlyle.
Onları, Carlyle'ın DNA'sıyla kız olarak çoğaltamazdın.
- Elle connaît la suite. Le jet pour Martha's Vineyard, villa, frigo plein, fleurs, places de théâtre coupe-files, drinks au Carlyle.
Martha'nın üzümbağına jet gezisi, yemek ve çiçek dolu kulübe, bileti tükenmiş gösterilere özel bilet, Carlyle'da içki.
Et une table au Carlyle.
Ve Carlyle'da içki için bir masa.
M. Carlyle et moi-même aurions pu commettre ce vol.
Evdeki tüm insanların arasında o belgeleri sadece siz, Bay Mayfield, Bay Carlile ve ben çalabilirdik, değil mi?