English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Carrion

Carrion tradutor Turco

55 parallel translation
Vous pouvez manger dans votre palace.
Bakın. Siz yemeğinizi bu "Carrion Kuleleri" nde yiyebilirsiniz.
le Dr. Carrion.
- Dr. Carrion.
Il s'avère que le Dr. Carrion n'a jamais eu sa licence.
Dr. Carrion'un hiç lisansı olmamış gibi görünüyor.
Voici Carmen Garcia Carrion.
Bu Carmen Garcia Carrion.
Quelque chose appelé Carrion.
Carrion diye bir şey.
Il se renseignait sur Carrion.
Carrion hakkında sorular soruyordu.
Tu es celui qui a écarté Carrion et l'a mise sur mon bureau
Carrion'ın tozunu silip masama koyan sendin.
J'ai la confirmation que Nolan Ross cache le programme Carrion quelque part à l'intérieur de la société.
Nolan Ross'un Carrion programını şirket içinde bir yerde sakladığını doğruladım.
- Nolan Ross cache le programme Carrion.
- Nolan Ross, Carrion programını saklıyor.
Souvenez-vous de ce qui est en jeu pour vous si vous ne trouvez pas le programme Carrion.
Carrion programını bulamazsanız sizi hangi tehlikenin beklediğini hatırlayın.
Tu veux dire Carrion?
Carrion'ı mı kastediyorsun?
Je t'ai dit ce qu'est Carrion?
Sana Carrion'ın * ne olduğunu anlatmış mıydım?
De la viande pourrie? ( Carrion = charogne )
Çürümüş et mi?
La semaine dernière, Padma parlait de Carrion comme si c'était une personne.
Geçen hafta, Padma Carrion'dan insanmış gibi bahsetti.
Padma n'est qu'un instrument dans l'acquisition de Nolcorp, tout en cherchant Carrion, Et maintenant le dernier achat de Daniel est une société de rétablissement de désastre?
Padma, Carrion'ı ararken Nolcorp'un alınmasında kilit bir rol oynadı şimdi ise Daniel'ın son satın aldığı şey afet yardım şirketi mi?
Padma a parlé de Carion comme d'un programme.
Padma, Carrion'dan program olarak bahsetti.
Souvenez vous de l'enjeu pour vous si vous ne parvenez pas à trouver le programme Carrion.
Eğer Carrion programını bulamazsan seni bekleyen tehlikeyi düşün.
Ils voulaient que je localise un code pour un programme que tu as écrit appelé Carrion.
Carrion adındaki bir program için yazdığın kodu bulmamı istediler.
Disons qu'entre de mauvaises mains, Carrion pourrait pousser des millions d'innocents à souhaiter que je n'ai jamais pris de cours d'informatique en CM1.
Şöyle diyelim, yanlış ellerde Carrion milyonlarca insanın 4. sınıfta Bilgisayara Giriş dersi almamış olmamı dilemesine sebep olurdu.
je sais où est Carrion, mais le programme n'est pas complet.
Carrion'ın yerini tespit ettim ama program tamamlanmamış.
Je pense que tu ne veux pas que je saches à propos de Carrion, et tu préfère être viré que de me raconter ce qu'il fait.
Bence Carrion hakkında bir şeyler bilmemi istemiyorsun ve ne işe yaradığını söylemektense kovulmayı tercih edersin.
Il est venu ici en personne pour me dire de détruire Carrion.
Buraya gelip Carrion'ı yok etmemi söyledi.
J'étais réveillé... toute la nuit travaillant sur Carrion, pour le finir.
Tüm gece ayaktaydım Carrion üzerinde çalıştım bitirdim.
Tu as dit que Carrion peut dépasser n'importe quel ordinateur hôte.
Carrion'ın her sunucu bilgisayarı ele geçirebileceğini söylemiştin.
Donc tu es certain que Carrion peut accéder au compte sans éteindre les alarmes?
Carrion'ın alarmları aktive etmeden hesaplara erişebileceğinden emin misin?
Dans 2 jours, tu dois venir avec le programme Carrion.
İki gün sonra Carrion programıyla beraber gelmelisin. Öğlen gel.
Oh mon dieu.
Carrion nerede?
Où est Carrion? En sécurité.
Kiralık bir kasada.
( souffle ) Bon, je ne voudrais pas paraître insistant mais nous avons tout l'échange Carrion / père de Padma à faire aussi, et j'aurais vraiment besoin de vous.
Muhtaç görünmek istemem ama ama halletmemiz gereken Carrion / Padma'nın babası değişim olayımız var ve yardım etmen gerçekten iyi olurdu.
Padma doit fournir Carrion dans exactement 36 minutes.
Padma'nın Carrion'ı tam olarak 36 dakika içinde teslim etmesi gerekiyor. Ne?
Le marché portait sur Carrion.
Anlaşma Carrion içindi.
Et maintenant qu'il est en possession de Carrion il va nous guetter.
Şimdi Carrion'ı aldığına göre bekleyecektir.
Carrion peut priver Manhattan de courant en moins d'une milliseconde.
Carrion'ın Manhattan'ın tüm elektrik gücünü bir milisaniyeden daha az sürede kesme yeteneği var.
Pas même Carion ne peut casser le code.
Carrion bile kodu kıramaz.
Qu'est-ce que Initiative planifie de faire avec Carrion?
Girişim Carrion'la ne yapmayı planlıyor?
Carrion peut opérer sans ma touche de magie, ce qui signifie que soit tu me sors de là, soit ils le feront.
Carrion benim sihirli dokunuşum olmadan çalışmaz bu da demek oluyor ki beni buradan ya sen çıkarırsın ya da onlar çıkarır.
Carrion ne peut pas marcher sans un mot de passe.
Carrion o olmadan çalıştırılamaz.
Carrion.
Carrion.
Que va faire Americon de Carrion?
Girişim Carrion'la ne yapmayı planlıyor?
Carrion ne peut pas marcher sans moi.
Carrion benim sihirli dokunuşum olmadan çalışamaz.
Le Faucon a dû modifier Carrion. Quand on a hacké la fondation... Ça l'a activé.
Falcon, Carrion'ı değiştirmiş olmalı Amanda Clarke Vakfı'nı hacklediğimizde zincir tepkimesini tetikledi.
Je peux relier Carrion au satellite pour suivre l'enquête.
Ama Carrion'ı uyduya bağlayıp soruşturmayı takip edebilirim.
Le Faucon a reprogrammé Carrion pour qu'il rejette mes requêtes.
Falcon, Carrion'ı benim iletilerimi reddetmesi için yeniden programlamış.
Il va me falloir du temps pour inverser le processus.
- Bu demek oluyor ki Carrion'ın babacığını anneciğinden daha çok sevmesi biraz zaman alacak.
L'ordinateur peut fonctionner tout seul.
Bak, Carrion hata bulmayı otomatik olarak çalıştırabilirim.
Quand avez-vous conçu le programme Carrion?
Carrion programı ilk olarak nereden aklına geldi?
La question qu'il faut se poser, c'est qui a diffusé Carrion. Et pourquoi?
Bakın, sorulması gereken asıl soru Carrion'ı kimin neden çalıştırdığı.
Ça a pris plus de temps que prévu à la sécurité de Carrion de trouver tous les numéros de l'Initative, et de me disculper.
Carrion'ın içine yerleştirdiğim güvenlik mekanizmasının bütün Girişim üyelerine ele vermesi beklediğimden uzun sürdü. Haliyle beni temize çıkarması da.
Le plus important est que ça ait marché, et ne disons plus jamais les mots "Carrion" ou "Initiative"
Önemli olan tek şey mekanizmanın işe yaradığı. Carrion ve Girişim kelimelerine bir daha hiç anmayalım.
Je finissais Carrion.
Carrion'ı tamamlıyordum.
As-tu apporté Carrion?
Carrion'ı getirdin mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]