English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Cause

Cause tradutor Turco

48,115 parallel translation
Et à cause de son allergie, elle commence à étouffer.
Şimdi de alerjileri nefes borusunu tıkıyor.
L'incident avec la taupe de la Cause a bouleversé notre programme.
Dava'nın köstebeği ile olan olay programımızı geciktirdi.
C'est à cause de...
Bunun sebebi...
Cette fois, je ne décevrai pas la Cause.
Bu sefer, Dava'yı hayal kırıklığına uğratmayacağım.
C'est très important pour le recensement, l'analyse démographique, et bien sûr, pour garder un œil sur la Cause.
Bu, nüfus sayımı kontrolü, nüfus analizleri ve doğal olarak, gözümüzün Dava'nın üstünde olması için önemli.
- On a attrapé une unité de la Cause.
- Dava'dan bir birim yakaladık.
- Il n'est pas avec la Cause!
- O Dava'nın adamı değil.
Non, les membres de la Cause.
Hayır, Dava üyelerini.
Est-ce que vous allez renoncer à tout à cause d'elle?
Onun için her şeyi bir kalemde silecek misin?
Je suis avec la Cause.
Ben Dava'nın adamıyım.
On dirait un rebelle de la Cause.
Daha çok Dava isyancılarınınki gibi.
Surtout si mon fils est un sceptique de la Cause qui a abandonné!
Özellikle oğlum Dava yüzünden Süreç'i bırakan bir kuşkucu olursa!
N'est-ce pas elle qui a assisté à l'exécution d'un infiltré de la Cause?
Bir Dava casusunun infazına tanık olan o değil miydi?
Inutile de dire qu'elle était avec la Cause.
Onun Dava'dan olduğunu söylemene gerek yok.
Je dois réussir à cause du fauteuil roulant.
Ben geçmeliyim... Tekerlekli sandalye yüzünden.
Vous êtes tous les deux de la Cause?
İkiniz de Dava'dan mısınız yani?
- La Cause est un groupe de criminels.
- Dava bir suç örgütü.
Les gens de la Cause sont les seuls à se battre pour un monde meilleur.
Dava'dakiler, daha iyi bir dünya için savaşan tek insanlar.
La substance est celle que la Cause utilise.
Madde, Dava'nın kullandığıyla aynı.
- Quelqu'un de la Cause est là?
- Burada Dava'dan biri mi var?
Vous détenez encore quelqu'un de la Cause?
Nasıl hâlâ Dava'dan birini tutarsın?
- Sans doute un salaud de la Cause, mais ne vous en faites pas.
- Muhtemelen Dava'dan bir pislik.
Un infiltré de la Cause.
Dava'dan bir casus.
Pas après cette tragédie avec un des membres de la Cause.
Dava üyelerinden biriyle yaşadığın trajediden sonra değil.
J'ai dû apprendre ça, à cause de la douleur.
Ağrım yüzünden bunu öğrendim.
Cet homicide a été perpétré par la Cause.
Bu cinayet, Dava tarafından işlendi.
- est utilisé exclusivement par la Cause.
- sadece Dava'nın kullandığını gösterdi.
Quelqu'un de la Cause s'est introduit dans votre Processus.
Dava'dan birisi Süreç'ine sızdı.
Quelqu'un de la Cause s'est introduit dans votre Processus, il y a longtemps.
Aslında, Dava'dan birisi yıllar önce senin Süreç'ine sızdı.
Aline, membre de la Cause, s'est infiltrée dans notre société.
Aline, yıllar önce topluluğumuza sızan bir Dava üyesi.
On a capturé récemment un membre haut placé de la Cause.
Bir süre önce üst düzey bir Dava üyesini yakaladık.
Peu à peu, on lui ferait confiance, elle monterait les échelons, jusqu'à ce qu'elle puisse aider la Cause de l'intérieur.
Yavaş yavaş, insanların güvenini kazanıp Dava'ya yardım edebilecek fırsatı yakalayana kadar yükselecekti.
Et la Cause le reconnaît.
Dava da bunu kabul ediyor.
Pour la Cause.
Dava için.
Il était avec la Cause.
Dava'dandı.
Ton frère, André Santana, était avec la Cause?
Abin André Santana, Dava'dan mıydı?
Ton frère n'a jamais été avec la Cause.
Kardeşin hiçbir zaman Dava'nın adamı olmadı.
"Rejoins la Cause pour venger la mort des innocents et abolir la ségrégation."
"Masumların öcünü almak ve ayrımcılığa son vermek için Dava'ya katıl."
J'étais avec la Cause, Michele.
Ben de Dava'dandım Michele.
À part toi, y a-t-il un autre infiltré de la Cause?
Senin haricinde, Dava'dan olup da sızan biri var mı?
- C'est arrivé à cause de nous.
- Bunun oluşu bizim suçumuz.
On est là à cause de moi.
Benim yüzünden buradayız.
C'est à cause des éclaboussures et du ruissellement.
Hem deniz suyu serpintisi hem de akıntı alanı.
Je pouvais me réintégrer comme bon docteur, mais à cause de vous, j'ai encore tout perdu.
Doktor olarak kazandığım güveni tekrardan kaybettirdiğiniz için size teşekkür ederim.
À cause de ma maladie chronique, je suis devenu un expert dans la gestion de la douleur... ce qui le cause, et ce qui l'empêche.
Kronik hastalığım sayesinde ağrı tedavisinde bir çeşit uzman haline geldim. Nedir ne değildir, her şeyi öğrendim.
Je parle de ce qu'il est devenu à cause de son obsession pour toi.
Bahsettiğim konu sana olan takıntısı yüzünden nasıl bir adam haline geldiği.
À cause de ce nuage mortel, nous devons évacuer le cimetière immédiatement.
Yani bu ölümcül bulut nedeniyle mezarlığı acilen boşaltmamız gerek.
La terre est une véritable poudrière à cause de la sécheresse.
Bu topraklar kuraklıktan çıra gibi oldu.
Personne ne peut retenir sa respiration assez longtemps, à cause de l'énergie nécessaire pour porter 50 kilos de sels d'Epsom.
Kimse nefesini 45 kiloluk Epsom tuzunu taşımaya yetecek kadar uzun süre tutamaz.
Vos traders ont été renvoyés à cause d'un canular.
Bence borsacılarınız bir aldatmaca yüzünden evlerine gönderildiler.
Elle n'est pas cause de mon dilemme, mais... il juge impératif de partager sa vie professionnelle avec son partenaire amoureux et réciproquement.
Kadının yaşadığım ikilemde hiç bir önemi yok, ama Marcus göre, insan mesleki hayatını duygusal arkadaşı ile paylaşmalı ve bu da karşılıklı olmalı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]