Translate.vc / Francês → Turco / Chèque
Chèque tradutor Turco
4,959 parallel translation
J'aurais mon chèque bientôt?
Çeki yakın zamanda alabilir miyim?
On va recevoir mon chèque, n'est-ce-pas?
Çekimi alıyoruz değil mi?
Donne leur juste le chèque et la maison est à toi.
Çeki ver ve ev senin olsun.
Se rendre à l'évidence et faire disparaître un bon vieux chèque dans nos poches?
Apacik ortada ve sisman yasli adam ceplerinin bosalmasini izleyecek?
Un chèque en blanc.
Açık çek.
Vous n'accorderiez à personne un chèque en blanc.
Siz olsanız kimseye açık çek vermezsiniz.
Je vous ai déjà dit que je ne signerai pas un chèque en blanc.
Açık çek vermeyeceğimi söylemiştim.
Annie ne t'a pas donné mon chèque?
Annie çekimi vermedi mi?
Ce serait dommage qu'un imprévu t'empêche d'empocher un très gros chèque.
Çünkü seninle bol sıfırlı bir çekin arasına başkalarının girmesini istemem.
C'est un chèque de 23,500 $.
23,500 dolarlık çek bu.
Peut-on le virer avant qu'il encaisse le chèque?
Çeki bozdurmadan önce onu kovalım mı?
Je dépends un peu de ton chèque pour le loyer.
Senin kira ödemene bel bağlamış durumdayım.
Reconnaissez vous la signature sur ce chèque?
Bu çekteki imzayı tanıyor musun?
M. Slansky témoignera, que ce chèque de vous à St Moritz, est en fait une partie des gains mensuels de l'hôtel Miramar Playa, versés à trois sociétés écrans avant de se retrouver sur le compte de la Cie Mutuelle Investissement de Minneapolis,
Bay Slansky, senin St. Moritz'e yazdığın bu çekin Minneapolis Ortak Yatırım Şirketi'nin banka hesabında sonlanmasından önce aslında Miramar Playa'nın diğer üç paravan şirkete yazdığı aylık çeklerden biri olduğuna tanıklık edecektir.
Dans la mesure ou tu signe mon chèque de paie.
Maaşımı verdiğin kadar.
J'ai pensé que tu étais en train de te débarrasser de moi avec un chèque.
Çek vererek benden kurtulmaya çalıştığını düşündüm.
Je veux un chèque d'assurance, rapidement.
Olabildiğince çabuk sigorta kontrolü istiyorum.
Est-ce que mon chèque pour tes frais de scolarité a été refusé?
Aman Tanrım. Gönderdiğim çeki kabul etmediler mi?
Peut-on passer les tristes statistiques et passer à la partie où je signe le chèque?
Sıkıcı istatistikleri geçip çek yazacağım sadede gelsek?
Prépares tes valises pour New York, parce que je vais te faire un chèque de 50,000 $.
New York için valizini hazırla çünkü sana 50 bin dolarlık bir çek yazacağım.
Il pourra bien mettre à profit ce chèque de 1 000 francs.
İyi kullanmak için 1,000 franklık bu çeki veriyoruz.
"Hannah, on t'a donné un chèque."
Buralarda hep dalga geçtiğimiz adama dönüşeceğim. Hani "Hannah, sana çek kestik" diyen herifler olur ya.
Il m'est difficile de dire si j'ai dépensé ce chèque ou un autre chèque, donc je vais devoir checker.
Onu mu yoksa diğer çeki mi harcadım emin değilim o yüzden bir ara bakmam gerekecek.
On prononce "Louce chèque".
Lus çek gibi.
Je vais récupérer le bon gros chèque de l'assurance dès...
Güzel ve tatlı sigorta parasını cukalayacağım... Kahretsin.
Même si j'ai apprécié ce chèque-cadeau, comme geste. Je ne savais pas que le directeur était un passif-agressif, La façon dont il me l'a donné.
Ben hediye kartını bir jest olarak kabul ederken, bence müdür kartı verirken biraz agresif davrandı.
Tu peux me remercier avec un chèque de ce montant.
Yazan meblağda çek göndererek teşekkür edebilirsin.
Quand on a travaillé pour elle, il y avait inscrit "coloscopie" sur le chèque.
Ona çalışırken maaş çeklerimizin bilgi kısmına "Kolonoskopi" yazıyordu.
Si vous ne parlez pas, je serai là pour vous protéger. Si vous l'ouvrez, il échange votre tête contre un chèque. Ais-je été clair?
Çeneni kapalı tutarsan seni korumak için yanında olurum ama ağzını açtığın anda Charlie kelleni uçurur.
Apporte ça à la banque et prends un chèque de banque du montant que tu lui dois, plus les intérêts, en dédommagement.
Bunu bankaya götürüp ona ne kadar borcun varsa, artık zahmeti için bir banka çeki al.
Pourquoi as-tu un chèque d'Emily?
Neden sende Emily'den bir çek var?
Elle veut qu'on le transforme en chèque de banque et qu'on rachète le bar à Conrad.
Çeki banka çekine çevirip barı Conrad'den geri almamızı istiyor.
Mais j'ai un concert payant ce soir, et j'ai mon chèque demain.
Bu akşam para kazanacağım bir konsere çıkacağım ve parasını yarın alacağım.
Donc je vais faire ce chèque.
Şimdi, bu çeki yazacağım.
Ce n'est pas un chèque en blanc.
Bu boş çek değil.
C'est toi qui a signé ce chèque à Elena pour acheter la concession Henderson.
Elena'ya Henderson arazisi için sen çek yazmıştın, değil mi?
Et il lui a signé pour la fondation un chèque assez énorme.
Ve vakfı için oldukça büyük bir çek yazmış.
Je peux avoir mon chèque?
Çekimi yakında alır mıyım?
Les comptes de Symchay montrent qu'il a reçu un chèque de 1000 $ la veille de sa mort.
Symchay'nin banka kayıtları, ölmeden önceki gün bin dolarlık bir çek aldığını gösteriyor.
Premier et dernier mois payés d'avances, et un chèque de caution.
İlk ayı, son ayı ve depozitoyu peşin alırım.
A quel ordre, le chèque?
Çeki kime yazıyorum?
Le câble, le loyer, ton carnet de chèque.
Kablolu tv, elektrik, kira. Çek defterinin, imzalandı.
Mais vu que tu l'es... j'envoie à sa famille un chèque tous les mois.
Ama madem sen biliyorsun... Kızın ailesine her ay bir çek gönderiyorum.
Vous trouverez sur votre prochain chèque de paie.
Bir sonraki maaşında görürsün.
C'est ton chèque de dédommagement.
Joey, bu senin işçi tazminat çekin.
Et maman, je vais devoir payer pour cette tenue, donc je vais avoir besoin d'un chèque pour...
Ve anne bu formanın parasını ödemem için paraya ihtiyacım var- -
Je déposerai un chèque.
Danışmaya çekinizi bırakacağım.
Vous avez amené votre carnet de chèque?
- Hepsinin öyle. - Çek defterini getirdin mi?
Fais tes bagages pour New York, parce que je vais te faire un chèque de 50 000 $. Ca a l'air bien.
Yeterli param olursa New York'daki moda haftası için bir defile düzenleyebilirim.
Et as-tu dépensé ce chèque?
- Harcadın mı onu?
Avant que j'oublie voici votre chèque.
Unutmadan işte çekin.