English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Cile

Cile tradutor Turco

186 parallel translation
Ce n'est pas si difficile.
- O kadar da zor olmasa gerek.
Il l'a mise à ma place, tu vois... et ce fut très difficile.
Henry onu benim yerime koydu, anlarsın ya, bu benim için çok zor oldu.
Je dit, que sera peut-être difficile pour vous.
Bunun sizin için zor olacağını anlatıyordum.
En fait, nous voulons vous confier une autre tâche, plus difficile.
Tam tersine, size daha ağır bir iş vermeyi düşündük.
C'est très difficile.
Bu çok zor bir durum.
Et ce qui est facile pour un rat en cage est bien plus difficile pour un homme en société.
# Kafesteki fare için kolay olan şey... #... toplum içinde yaşayan insan için daha zordur.
Tu sais que L'herbe me rend parano. Allez, imbà © cile.
Her ne kadar özgür olsak bile düşüncelerde hâla köleyiz.
"Mendiant, voudrais-tu mettre un terme à toutes tes souffrances?"
Dilenci, çektiğin tüm bu çile bir son bulsun istemez misin?
Je me suis égarée et me suis prise à rêver. Et voilà que je vis à nouveau dans la lutte et l'amertume.
Bense yıllarca sürüklendim, hayaller kurdum, ve şimdi yine aynı çile ve ızdırapları yeniden çekiyor gibiyim.
Il s'en prenait à moi.
Sonra Johannes bana çile çektirmeye başladı.
Un type vengeant son ami persécuté par un shérif.
En yakın dostuna çile çektiren bir şerifin peşindeki bir adamın öyküsüydü.
Elle souffre à cause de moi.
"Senin için çektiğim onca çile."
Pas de supplice comme dans Camille
# Camille'in sonu gibi bir çile de yoktur.
On pourrait penser qu'étant médecin, voyant tant de douleur et de souffrance, j'ai assez de problèmes comme ça.
Bir doktor olup da o kadar acı ve çile gördükten sonra sanarsın ki bir adama yetecek kadar sorunlarım var.
Je plaisanterais sur toute cette triste histoire si ce n'était pour les problèmes que je t'ai causés.
Sana çektirdiğim onca çile için özür dilesem şaka gibi gelecektir kulağa.
Certaines ont donné la force aux gens lors des pires épreuves.
Bazıları en kötü çile anında insana güç verir.
Nous sommes vendredi, jour de la Passion du Christ.
Bugün Cuma yüce Rabbimizin Çile Günü
Six écheveaux de laine blanche.
Sipariş ettiğin gibi. Altı çile beyaz yün.
on n'y est pour rien, est-ce un crime d'être nés à Montelepre?
Daha ne kadar Montelepreli olduğumuz için çile çekeceğiz?
On a pris beaucoup.
Yeterince çile çektik.
Elle a énormément souffert dans les camps de concentration, ce qui nous embarrasse d'autant plus.
Savaş sırasında toplama kamplarında çok çile çekmiş. Bu da bize daha çok sıkıntı veriyor.
Je sais combien vous souffrez. Votre souffrance n'égale pas la mienne.
Ne çileler çektiğinizi biliyorum ama en çok çile çeken de benim.
Je suis celui dont la vie et l'âme sont tourment.
Ben tüm yaşamı ve ruhu çile dolu bir kulum.
Je ne savais pas que c'était une telle épreuve pour toi.
Onlar yüzünden çile çektiğini hiç düşünmemiştim.
Nous autres, on est malheureux dans ce monde comme dans l'autre.
Bizim gibilerin kaderinde dünya ahiret çile çekmek var.
De la souffrance et de la douleur
Çile ve acı için de.
Jamais il ne s'est mis un "silice".
Asla dikenli zincir ( * ) giyemezdi. ( Opus Dei mezhebinin bir çeşit çile ayini )
Ça fait mal! Supplice et enfer, hein?
- Çile ve cehennem ha?
Ma fuite aura été inutile, comme mes sacrifices et mes souffrances.
Çektiğim onca çile verdiğim onca emek boşa gitmiş olacak.
La folie, ou la mort, sont les deux seules issues possibles pour le malheureux indigène soumis à cette épreuve par le prêtre de sa tribu.
Delilik ya da ölüm,... pek çok yerlinin sonu, kabîle râhiplerinin emriyle bu çile ve korku dolu yolla olmuştur.
Je veux encore m'améliorer pendant environ trois ans.
Üç yıl kadar çile doldurmayı düşünüyorum.
Je ne comprends pas pourquoi Bouddha est venu en ce monde et nous a laissé tant de souffrances.
Buda bu dünyaya gelip niçin bize böyle bir çile vermiş anlamıyorum.
Plus on utilise de ruses, plus on a de chances de réussir.
"Zefere giden yolda çile çeken kutsaldır!"
Le désespoir, la cruauté...
Çaresizlik, çile, zulüm.
Tu t'es trompà © de trou, imbà © cile.
# Daha uzağa bakacağını düşünmüyorum #
Pouvez-vous nous décrire ce que vous endurez depuis le début de cette épreuve?
Bu çile başladığından beri devam eden sıkıntılarınızdan bize biraz bahseder misiniz?
J'aide une fille qui a des problèmes, j'aide une fille qui a des problèmes, j'ai survécu à une épreuve.
Başı dertte olan bir kıza yardım ettim, başı dertte olan bir kıza yardım ettim, bir çile çektim.
Une épreuve?
Çile mi?
Cette épreuve... c'est quoi comme genre d'épreuve?
Bu sizin'çile',... nasıl bir çiledir?
Du genre rendre visite à une petite vieille avec un sale caractère? Ou est-ce plutôt le genre d'épreuve où l'on plonge la main dans l'eau bouillante....... pour voir combien de temps met la peau pour se détacher?
Bayan akrabalarınızın eski tapınakları ziyarete gitmesi gibi bir çile midir,... yoksa, elini sıcak suya daldırmak benzeri bir çile midir, daha çok?
Allons, pourquoi ne pas sauter la partie épreuve?
Bakın, neden şu'çile'olayını atlamıyoruz?
Épreuve?
Çile mi?
Tu n'es en train de passer aucune épreuve, Richard.
'Çile'falan çekmiyorsun, Richard.
J'ai dû passer par une épreuve pour l'obtenir, et je l'ai obtenu.
Anahtarı elde etmek için,'Çile'çekmem gerekti. Ve başarılı oldum.
Et les atroces robes des demoiselles d'honneur, quelle odyssée!
- Bir de nedimelerin o rezalet elbiseleri var. Nasıl bitmez bir çile olduğunu size anlatayım.
Au turbin.
Çile çekmeye devam.
Moi, je peux sentir la moindre souffrance humaine.
Bu yüzden ben farklıyım. Birinin çile çektiğini hemen hissederim.
Pour moi, un homme qui est incapable de m'aimer physiquement... est un puits de malheur, Un gouffre de souffrance.
Beni fiziksel olarak sevemeyen bir adam şanssızlık çukurunda çile girdabındadır.
Quelle épreuve!
Ne çile ama!
Grâce à Dieu, je crois que la galère est finie.
Tanrı'ya şükür! Bu çile bitti galiba!
Je sais, c'est une grande épreuve pour toi.
Anlıyorum. Biliyorsun, tüm her şey senin için büyük bir çile oldu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]