English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Comparé

Comparé tradutor Turco

2,628 parallel translation
L'employé passe-t-il beaucoup de temps dans le bureau de son patron comparé aux autres employés?
Çalışan, işvereninin ofisinde diğer çalışanlara göre daha fazla zaman geçiriyor mu?
C'est ridicule, et même si c'était possible, manipuler une lumière n'est rien comparé à manipuler l'appareil.
Hayır, bu saçmalık. Mümkün olsa bile bir ışığı açıp kapamak makinenin yanında devede kulaktı.
Je suis pas assez cool, comparé à un vampire?
Vampirlere kıyasla daha az havalı olmamdan dolayı mı?
- Comparé à quoi?
- Evet, öyleyim. - Neye kıyasla peki?
Mais comparé à une pub télé, ça coûte rien.
Televizyonda yayınlamaktan kat kat ucuza geliyor.
Les célébrités rendent le boulot de flic différent à Los Angeles comparé au reste du pays.
Şöhret kültürü, Los Angeles'daki polis işinin ülkenin kalanından farklı olmasına neden oluyor.
Ça va être de la rigolade comparé au camp d'entraînement.
Eğitim kampının yarısı kadar bile zorlanmazsın.
Kilowog est un instructeur très exigeant mais c'est un rigolo comparé à Deegan.
Kilowog bazı yönlerden zorludur ama Deegan'la kıyaslarsan, solda sıfır kalır.
Après avoir comparé la fleur trouvée à l'appartement du matelot Balfour, à des douzaines d'espèces originaires d'Amérique du Nord, je l'ai identifiée.
Denizci Balfour'un dairesinde bulunan çiçeği Kuzey Amerika'daki türlerle karşılaştırdım ve bir eşleşme buldum.
Mais c'est que dalle comparé à ce que j'ai vécu. Tu crois pas?
En iyi arkadaşımsındır ama bu dediğin benimkinin yanında devede kulak kalmıyor mu?
C'est ironique, on trouvait que Brooklyn Bridge était sûr, comparé à Hillside.
Ne ironik ; Hillside'a kıyasla Brooklyn Köprüsü Parkı'nın daha güvenli olduğunu düşünürdük.
Comparé à quoi?
Neye göre?
Le sang de Brown a été comparé à celui de Chris.
Brown'un kan örnekleri Chris Logan'a uygun gözüküyor.
Comparé aux pervers de cette ville, c'est John Stamos.
Şehirdeki ürkünç tiplere göre bu adam John Stamos sayılır.
Ce qu'il a fait à Savanarola ressemblera à un petit caprice comparé à ce que je vais faire de vous.
Savonarola'ya yaptığımız şey sana yapacaklarımın yanında devede kulak kalacak.
Je ressemble à un abruti comparé à Hanna.
Hanna'nın karşısında bir salak gibi duruyorum.
- Juste comparé à Ratso Rizzo.
Ratzo Rizzo ile kıyasladığımızda evet.
Je suis fier que Jiro respecte mon goût. Mes méthodes et standards sont un peu inhabituelles comparé aux autres vendeurs.
Jiro'nun benim damak tadıma saygı duyması gururumu okşadı.
10 ans pour apprendre le savoir-faire nécessaire est long comparé à d'autres professions.
Gerekli yetenekleri öğrenmek on yıl alır... Başka bir işte gereken süreden çok daha uzun...
Comparé aux chefs de tempura et de soba, les chefs de sushis sont plus intéressants à regarder.
Tempura ya da soba şeflerine göre... Sushi şeflerini izlemek daha ilginçtir.
C'est un agneau comparé à la sorcière dans le miroir. Montre-lui.
Aynadaki cadının yanında Bo kuzu pirzola kalır.
Donc, plus vous êtes pauvre - en commençant par la personne qui reçoit 1 dollar de revenu de moins que Bill Gates... Plus vous êtes pauvre dans ce pays comparé à la moyenne, moins bonne est votre santé.
Yani, ne kadar yoksulsanız, Bill Gates'ten 1 dolar daha az gelirli kişiden başlayarak bu ülkede ortalama ne kadar fakirseniz ortalamaya göre sağlığınız o kadar kötüdür.
J'ai comparé aux liens coupés retenant la victime.
Maktulün el ve ayak bileklerinden kestiğimiz iple karşılaştırdım.
J'ai relevé les empreintes dentaires du conducteur, j'ai comparé avec le nom Ming-Hua.
Sürücünün diş kayıtlarını tarattım. Ming-han ismiyle karşılaştırdım.
Comparé à ce que je faisais à la BNG, ce n'est rien.
GUB'da aldığımla kıyaslanırsa hiç hatta. Aslında ne ile kıyaslanırsa kıyaslansın hiç.
En fait, comparé à rien, c'est rien. C'est rien.
Hiçbir şey almayacağım.
Et j'ai comparé ces tours aux tours que j'ai tiré. Les stries ne correspondent pas.
Ve sonra bu mermileri, bulduğunuz silahtan ateşlediğim mermiyle karşılaştırdım ama yiv izleri uyuşmadı.
J'ai comparé ses appels à sa facture de téléphone personnelle.
Camille Jordanson'ın iş telefonunu buraya yönlendirdim. Yaptığı aramaları telefon faturasındakilerle karşılaştırdım.
- Ce n'est rien comparé à l'organisation d'un mariage.
Ama bunların hepsi bir düğünü organize etmenin yanında sönük kalır. Siz de katılacak mısınız? - Kesinlikle, geleceğim.
Cinq mille dollars la nuit, ce n'est pas très cher comparé à la dépression que j'aurais pu faire.
Geceliği beş bin dolar, o kadar da pahalı değil alternatifinin benim sinir krizi geçirmem olduğunu düşünürsek.
Je t'ai aidé pour une pile de dossiers en peu de temps comparé à ce que t'aurais mis, pour t'assurer d'avoir ta place dans les temps.
Tek başına halletmeye çalıssan uzunca bir süreni alacak bir düzine dosyaya yardım ederek ön koltuktaki yerine zamanında ulaşmanı sağladım.
J'ai comparé le dossier menaces de Kamalei avec les affaires qu'il a jugées avec Chen en me centrant sur les libérés sur parole.
Yargıç Kamalei'nin tehdit dosyasına zorlu faillerle şartlı tahliye edilen suçlulara odaklanarak, hem kendisinin hem Chen'in ortak davalarıyla çapraz başvuru yaptım.
Les passagers disent n'avoir entendu aucune détonation. Donc, on compare le niveau de décibels du coup de feu aux décibels de la musique qu'ils écoutaient.
Mahalle sakinleri hiç silah sesi duymadıklarını söylediler biz de silahla ateş sesinin desibel değeriyle araçta dinledikleri müziğin desibel değerini karşılaştırıyorduk.
Je compare avec des trucs qu'on remue.
Sallayabileceğin diğer şeylerle kıyaslıyorum işte.
Je me compare pas à Sully.
Karşılaştırdığımdan değil ama.
Il faut que j'aille au bureau demain matin et que je compare les entailles avec celles d'autres meurtres en Europe.
Bu herşeyi açıklığa kavuşturuyor. Oraya yarın sabah erkenden gitmeli ve bunları Avrupa'daki diğer tel cinayetleri ile karşılaştırmalıyım.
On se compare?
Boyun uzadı mı?
Le vendredi avant le lundi où je compare pour crimes contre l'humanité.
İnsanlığa karşı işlediğim suçlardan dolayı yargılanacağım pazartesiden önceki cuma günündeyiz.
On compare l'image qu'aux officiers de la Marine.
Sadece Donanma Memurlarında arıyoruz.
Ne compare pas tes sentiments aux miens.
Sakın, hislerini benimkilerle mukayese etme.
on ne compare pas un homme à du bois tendre.
Hiçbir erkek soft ahşap diye anılmak istemez.
Sherlock Moriarty le compare à Hellboy en le qualifiant de "merde fumante".
Vay. Sherlock Moriarty'nin yorumu Hellboy II ile karşılaştırıp "berbat bir film" diyor.
- Ne te compare pas à moi.
- Beni kendinle kıyaslamayı kes.
Compare pas le lasso de Wonder Woman au marteau de Thor.
Wonder Woman'ın kemendiyle Thor'un çekicini kıyaslayamazsın oğlum.
On compare pas un pénis à un vagin.
Penis ile vajinayı kıyaslamak gibi olur.
Quand on compare un thon gras et un thon maigre, de nos jours les gens préfèrent le goût du gras.
Yağlı orkinos ile yağsız orkinosu kıyasladığınızda... günümüzde, pek çok insan yağlı olanın tadını sever.
Rien dans l'histoire ne se compare à ce que nous avons aujourd'hui.
Tarihte hiçbir şey bugün bize yapılanla karşılaştırılamaz.
Je compare le 2e, aux échantillons de Megan, Nate et Lieber.
... ötekini de Megan, Nate ve müdürün DNA'sıyla karşılaştırıyorum.
- C'est à cause de ce scribouillard si les gens aiment ce voleur. Il le compare à Robin des Bois!
Robin Hood benzetmeleriyle haydudun ününün her yere yayılmasından sorumlu olan kişi o.
On nous compare aux Guardian Angels, mais on est très différents.
Genellikle Koruyucu Melekler * ile kıyaslanıyoruz..... ama onlardan daha farklı olamazdık.
Quand tu l'auras fait, compare avec tous les membres connus du gang Cannon dans la base de données.
Bir şey bulunca, Cannon'ın örgütünün bilinen tüm üyelerinden şu an veritabanında kayıtlı olanlarıyla karşılaştır, tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]