Translate.vc / Francês → Turco / Complètement
Complètement tradutor Turco
19,328 parallel translation
Ce que j'ai vu là-bas... cette femme ridicule... était complètement évitable.
Orada gördüğüm şey... O saçmalık kadın tamamen önlenilebilirdi.
J'en veux à cet horrible bonhomme qui traite les gens biens ainsi et s'en fiche complètement.
Korkunç insanların iyi insanlara o şekilde davranıp bunun yanlarına kâr kalmasına kızgınım.
C'est complètement fou!
Delirmişsin sen!
Vous avez complètement échoué à mon consoler, maintenant.
Evet beni avutma konusunda ciddi şekilde batırdın.
Tu es complètement effondré.
Hepten dağılmışsınız.
Tu es complètement accro, Eric.
Ciddi bir uyuşturucu sorunun var Eric.
On dit que la chanson raconte ce qui arrive quand on meurt. On ne disparaît pas complètement.
- Çoğunluk der ki öldüğümüzde neler olacağına ve nasıl yok olmayacağımıza dair ezgiler söylerlermiş.
Complètement déchiré, le mec.
Bir şey onu fena parçalamış.
- Il était complètement bourré.
- Sakinleştirmeliydin.
Vous devez lui apparaître complètement pur et respectable.
Ona tamamıyla saf ve şerefli görünmelisin.
JE SUIS complètement pur et respectable.
Zaten tamamıyla saf ve şerefliyim.
Tu sais, nettoyons un peu la maison, on leur sert un bon dîner, on leur montre qu'o, n s'en sort bien et je verrais comment est Frank à propos de ce pari, qui en y réfléchissant est complètement ridicule.
Buraya çeki düzen veririz güzel bir yemek hazırlarız, ne kadar iyi gittiğimizi göstermiş oluruz. Bu iddia konusunda Frank'i bir yoklarım ki düşününce, bu iddia acayip saçma.
Mec, c'est genre, complètement autre chose.
Bu bambaşka bir mevzu.
- Complètement.
- Kesinlikle.
C'est complètement normal de ressentir ceci après avoir été relâché de thérapie.
Buradan çıkarken böyle hissetmen çok normal tabii.
- Tu es complètement fou.
- Delirmişsin sen.
- Tant qu'à faire, dites-moi comment Victor Fries, laissé ici complètement mort, court les rues déguisé en cosmonaute?
Neden cesedi buraya getirilen Victor Fries hayatta ve uzaylı gibi giyinmiş?
On dirait qu'on a tous les deux eu de super partenaires qu'on a complètement oublié.
# Senin o yasaları çiğnediğin paranla epey eğleniyorum # Bu güne gelmemizi sağlayan harika ortaklarımız olmuş yani.
Je suppose qu'ils ne sont pas complètement nus avec le pelage.
Sanırım, tamamen çıplak değiller kürkleri var.
C'est bon. Je dois complètement disparaître.
Adamım buraya kadar, yok olmalıyım.
Leurs dossiers ont été complètement effacés.
İkisinin de dosyası tamamen silinmiş. Daha önce hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım.
C'est complètement absurde d'enlever un étage. Et pourquoi?
- Çözmeye çalıştığın sorunu anlamadım.
Une fois que c'est fait, tu ne peux pas revenir au simple flirt et quand tu te donnes à la fois mentalement et physiquement, tu deviens complètement vulnérable. "
Bir kez başlarsan, geriye dönemezsin, ve hem zihinsel hem de fiziksel olarak kendine verdiğin zaman, yani, tamamen savunmasızsındır. "
La mère était complètement... - Défaite.
- Annesi bayağı perişandı.
J'ai complètement sous-estimé Deirdre.
Deirdre'yı da hafife almışım.
Complètement.
Kesinlikle sevmişti.
Et... complètement enfermé dans ma bulle d'égoïsme depuis un bail. Alors, je comprends.
Ve uzun bir süre kendi boş alanımda bencillik yaptım bu yüzden anlıyorum.
Pardon. " Honnêtement, j'en ai un peu marre, tu te fiches complètement de ce que je ressens.
Dürüst olmak gerekirse kendimi mağdur gibi hissediyorum. Duygularım umrunda değil, gerçekten değil.
- C'est complètement platonique.
- Tamamen platonik.
Oui, mais je l'ai récupéré d'une manière complètement castratrice.
Evet, en hadım edilmiş şekilde.
Plus de rotules, la pauvre. Complètement fichues.
- Zavallı ihtiyarın dizleri gitti, tamamen mahvoldu.
La CIA a été complètement laissée de côté.
Rex, Langley bu konuya bütünüyle mecbur edildi.
Joel suggère de l'enterrer complètement.
Joe adamımızı tamamen yakmamızı önerdi.
Le moins qu'on puisse dire est qu'Ann... est exigeante, mais ça devient complètement fou à un autre niveau.
Biliyorum, Ann zorlayıcıdır diyebilirim en azından ama bu deliliği tamamen başka bir seviyeye taşıyor.
Complètement indépendante.
Tamamen özerk.
Il a été complètement défiguré.
Açık bir şekilde yarılmış.
Brûlé complètement quand?
Ne zaman yandı?
Aiguise l'esprit, aides quand d'autres parties n'est pas complètement bien rangé plus.
Zihni keskinleştirir, diğer kısımların artık pek tertipli olmadığı zamanlarda yardım eder.
Je ne suis pas complètement comme à l'intérieur de comme j'étais.
- Eskiden olduğum kadar içinde değilim bu işin.
L'hôpital où je suis né à Rome... brûlé complètement.
Roma'da doğduğum hastane de yanmış.
Chéri, je suis complètement et totalement...
Hayatım ben tamamen...
Oh, c'était complètement...
Bu tamamen...
Les acheteurs peuvent littéralement débarquer n'importe quand, et dire, "Oh, la maison a des fuites, et il y a 20 putains d'adolescents complètement timbrés qui vivent à côté."
Alıcılar her an uğrayabilirler diyebilirler ki "evde bir kaç sorun var ve yan evde 20 tane sikik psikopat ergen yaşıyor."
C'est "Dhundee". C'est complètement différent.
"Dhundee." Tamamen farklı isim.
C'est complètement irresponsable.
Tamamen sorumsusuz.
Quand tu verras la comtesse Rostova, dis-lui qu'elle était et qu'elle est complètement libre, et que je ne lui souhaite aucun mal.
Kontes Rostova'yı gördüğünde, geçmişte de şimdi de tamamen özgür olduğunu söyle ona ona hiç kin beslemiyorum.
Complètement.
Hem de nasıl.
Et vous vous en foutez complètement si il meurt dans le processus.
Ve ölse de umurunda olmaz.
Pour une femme saine d'esprit, elle pouvait se montrer complètement folle.
Demek istediğim, aklıselim bir kadının aksine, onun cepleri ağzına kadar delilikle doluydu.
Tu es complètement nu.
Tamamen çıplaksın.
Il faut revoir complètement notre approche.
Bence komik değildi.