Translate.vc / Francês → Turco / Concède
Concède tradutor Turco
116 parallel translation
Car le conseil d'administration vous concède ce titre honorable.
Bu benim tavsiyem üzerine yönetim kurulu üyelerimizin sana verdiği bir onurdur.
Je vous concède tout ce que vous dites.
Söyleyeceğin her şeye inanıyorum.
Agathon, la loi me concède 300 hommes.
Agathon, yasalar 300 adam almama izin veriyor.
C'est dans ce but que notre parti s'est tant battu, afin que le parlement concède un fonds spécial d'aide à notre ville.
Partimizin muvaffak olmak için savaş verdiği şey... Kenti geliştirmek için, parlamentodan özel bir ödenek alabilmek.
Je vous concède une chose : votre cheval est meilleur.
Senin atının daha iyi olduğunu kabul ediyorum.
Ca fait beaucoup de si, je le concède.
Kabul ediyorum, çok fazla eğer var.
Je te concède le titre du "Meilleur des sabreurs".
En üstün silahşör ünvanı senin olabilir
Je te concède un avantage de 3 assauts.
Yaralısın diye, ilk olarak 3 vuruş yapmana izin veriyorum.
Oui. Je vous le concède.
Evet, garanti ederim.
Je le lui concède, la scierie lui appartenait après tout.
Bunu ona çok görmüyorum. Fabrika zaten ona aitti.
pour que, libre de tous tes péchés, il te réconforte dans ce voyage que tu vas commencer et te concède
Bu sayede günahlarından arın. Çıkacağın bu yolculukta seni huzur ve selametine erdirsin.
La défense concède que tous confirmeront les dires d'Hammaker... si la partie civile concède qu'aucun n'était chez mes clients à 16 h 20.
Savunma 22 askerin de Hammaker'ı doğrulayacağını kabul ediyor. Ama hiçbiri 16 : 20'de Dawson ve Downey'nin odasında değildi.
Je concède qu'ils sont avides de profits et que leur attitude envers les femmes est primitive.
Kazanca çok önem verdiklerini kabul ediyorum ayrıca kadınlara yönelik davranışları biraz ilkel.
- Je vous le concède.
- Katılıyorum.
Je te le concède. Assieds-toi.
Bunda haklısın.
Même s'il est dingue et le concède
Sarhoş gibi görünse de
Une arme chétive, je le concède, mais c'est un souvenir de jeunesse.
Kabul ediyorum, pek iyi bir silah değil, ama gençliğimde almıştım.
- Je vous concède l'autorité.
Senin yüzünden otoritem yıkıldı.
- Je le concède.
- Katılıyorum. Onun seviyesinde değil. - Güzel.
"Je vous le concède."
Daha fazla aynı fikirde olamazdım
Tu n'es pas ennuyeux, je te le concède.
Sıkıcı değilsin. Hakkını teslim etmeliyim.
Je concède la défaite.
Dayanamıyorum.
Je concède la défaite à mon coeur.
Kalbim söz dinlemiyor.
Je le concède.
Doğru.
Tu es borné, je te le concède.
- Ondan kurtul dedim. İnatçısın.
Je vous le concède.
Helal olsun.
- Je te le concède!
- Bence de.
Mr Scott, ces gosses sont sous pression, et je concède qu'il se pourrait que ce soit un cas isolé, mais ce pourrait être un problème plus sérieux.
Bay Scott, çocuklar performans konusunda baskı altındalar. Bu sorun bir şekilde çözülür. Ama bu noktada daha ciddi sorunlar var.
Je leur concède ça.
Kabul etmek lazım.
Mais je concède qu'il a du style.
Bir iyi tarafı varsa, yazmayı biliyor.
La loi le permet et la cour le concède.
Hem mahkeme hem de yasalar izin veriyor.
Je vous concède qu'en 1980, c'était pas exactement sur notre radar.
Bu konuda haklısın, 1980'de bu pek radarımızdaydı diyemem.
Elle nous obsède, nous possède, elle est parfaite, on le concède.
Çok klas, çok sevimli, o tam bir T.
Je te le concède, Ella.
Hakkını vermem gerekiyormuş Ella.
Pour cette discussion, je concède le point.
Tamam. bu tartışmanın amaçları için, bu noktayı görmezden geleceğim.
César sait se battre. Je le lui concède.
Hakkını vermek gerek.
Je te concède au moins que tu n'es vraiment pas un ami de César.
En azından hala Sezar'ın dostu olmadığını anlıyorum.
M. Taylor concède qu'il est de l'intérêt de tous d'éviter une action draconienne en justice.
Bay Taylor sert yasal önlemlerden kaçınmanın herkes için daha iyi olacağını kabul etti.
Je te le concède.
Sana şunu söylüyorum.
Elle concède qu'il y a plus qu'une gastroentérite?
O da mide iltihabından başka bir şey olduğunu mu düşünüyor?
- Je lui concède un mètre. - Je lui en concèderais le double.
- 1.2 metre tanıyorum ona.
Taylor concède déjà sept points.
Koç Taylor bir anda kendini 7 sayı geride buluyor.
Tu es fort, je te le concède.
Cidden iyiymişsin.
Ok, je vous le concède, ça se pourrait.
Tamam kabul ediyorum, benim madalyonum olabilir.
Nos propres partisans insistent pour qu'on concède.
Geri çekilmeye zorlanıyoruz.
Dit-il. Je vous le concède.
Öyleyse, istediğinizi veririm.
Bien que je concède qu'il y a plusieurs années, dans des conditions inimaginables,
Yıllar önce, hayal bile edilemeyecek durumlarda, Jed Garrity'nin yaşamak için yaptıklarını kabul etsem bile
- Oui, je vous le concède.
- Belki de düşünüyoruz.
- et te concède le salut. - Amen.
- Âmin.
- Ouais, je te le concède.
Öyledir, eminim.
Fais-le rêver du Ciel, mais ne le lui concède point.
Kendini cennette sansın ama ona verme.