English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Conditions

Conditions tradutor Turco

3,974 parallel translation
Et oui, j'ai observé du verglas sur la route cette nuit là, mais avec ces conditions de route,
Ve evet, o gece o yolda ben de gizli buzlanma gözlemledim,... ama bu yol koşullarında,
Ils viennent d'appeler El-Masri avec les conditions.
Az önce El-Masri'yi şartlar için aradılar.
Mes conditions.
Şartlarım.
Je ne peux pas travailler dans ces conditions.
Bu şekilde çalışamam.
Elle m'a donné ses conditions comme si elle y avait réfléchi longtemps à l'avance.
Bana taleplerini sıraladı. Böyle olacağını biliyormuş gibi hepsi dilinin ucundaydı sanki.
À certaines conditions.
Birkaç şartı var.
Piste fermée en raison de conditions dangereuses.
Tehlike Nedeniyle Yol Kapalı
Et si certaines conditions sont respectées, elle a pu être étranglée sans casser son os hyoïde.
Eğer şartlar oluşmuşsa, dil kemiği kırılmadan boğularak öldürülebilir.
Je ne suis pas sûr que qui que ce soit soit apte à jouer dans ces conditions.
Sahneye çıkacak durumda olan var mı hiç emin değilim.
Les conditions sont plus souples pour l'usage vétérinaire.
Veterinerin dinlendirmek için kullandıkları düzeydeler.
La somme totale de cette énergie destructrice est bien plus grande que celle qui aurait été produite si ils étaient restés séparés, créant ce que les météorologistes appellent parfois les conditions parfaites pour une tempête mortelle.
Yıkıcı enerjilerinin toplamı her birinin daha önce sahip olduğu enerjiden çok daha büyüktür. Böylece meteorolojistlerin de dediği gibi ölümcül bir fırtına için mükemmel durumu yaratırlar.
Les conditions de ma probation m'interdisent d'utiliser Internet ou de me mélanger avec d'autres délinquants sexuels.
Şartlı tahliyemin koşulları, internet kullanmamı ya da diğer seks suçlularıyla görüşmemi yasaklıyor.
Qui peut vivre dans ces conditions?
Kim böyle yaşayabilir ki?
Paye merdique, conditions de travail misérables, mais la possibilité de changer la vie d'un élève spécial.
Bok gibi bir maas, acinasi çalisma sartlari ama öte yandan özel bir çocugun hayatini degistirebilme sansi.
Mm. Mais avec les conditions du marché étant ce qu'elles sont, certaines fluctuations peuvent provoque un ralentissement...
Ama piyasa koşullarında bazı dalgalanmalar, krize neden olabilir...
Vous connaissiez les conditions en venant ici.
Buraya gelirken şartları biliyordun.
Quand les usagers utilisent leur GPS pour la première fois, ils se retrouvent sur un écran de'termes et conditions'.
Müşteriler ilk başta GPS için izin verdiklerinde "hükümler ve koşullar" kısmına geliyorlar.
Je ne travaillerais pas dans ces conditions.
- Bu şartlar altında çalışamam.
Cette caricature de casier dernier cri, ou encore "caricasier", simule les conditions d'un véritable casier.
Bu teknolojinin son harikası çakma soyunma odası ya da "çak-ma" odası gerçek bir soyunma odasını simule eder.
Laisse l'étude revenir à l'hôpital sans conditions.
Çalışmanın hastaneye taşınmasını istiyorum, kısıtlama olmadan.
Je t'ai donné mes conditions.
Kısıtlamamı az önce duydun.
À certaines conditions.
Kesin koşullarla tabii.
Non, non, écoute, ne fais pas ce truc de fille ou tu dis que tu vas bien parce que tu ressens comme si tu avais accepté certaines conditions.
Hayır, hayır. Sakın şu kızca şeyi yapma. Sanki bazı koşulları kabul etmişsin gibi hissedip, hâlinden memnun olduğunu söyleme.
Les conditions peuvent changer.
Koşullar değişebilir.
On a manipulé ces filles en leur promettant de meilleures conditions.
Kızlar sessizliğe zorlandılar. Durumlarında iyileştirme olacağına dair sözler verildi.
L'argent de la famille vient toujours avec des conditions.
Aileden gelen para, yanında bağlılık da getiriyor.
Mon client dit qu'il accepte de vous donner le code de désamorçage, mais... il a des conditions.
Müvekkilim size kapatma kodunu vereceğini söylüyor ama,... birkaç isteği var,
Si j'aurais eu un choix dans cette affaire, jamais je n'aurais accepté ses conditions. Il vous a menacé.
Başka bir şansım olsaydı şartlarını asla kabul etmezdim.
Je sais qu'on était dans des conditions spéciales aujourd'hui donc tous les projets dont on a pu parler, je comprendrais si tu ne voulais pas les réaliser.
Bugün baskı altındaydık biliyorum o yüzden her ne planlar yaptıysak eğer gerçekleştirmek istemezsen anlarım.
Ce sont mes conditions.
Benim koşullarım bunlar.
Ce sont mes conditions.
Bunlar da benim koşullarım.
J'ai décidé de... répondre à toutes ces questions stupides Emma me l'a demandé- - à deux conditions- - même si cela signifie que tout le monde dans ma classe va me détester pour toujours.
Emma'nın o aptal sorularını cevaplamaya karar verdim ama iki şartım var.
Quelles sont vos deux conditions?
Şartların neler?
Nous avons accepté toutes vos conditions.
Tüm şartlarını kabul ettik.
Ne voulez vous même pas entendre mes conditions?
Şartlarımı duymak istemiyor musun?
Michael, voit ça comme un test de ton habilité à agir sous des conditions de challenges.
Michael, bunu yeteneklerinin zor şartlar altığında denendiği bir test olarak düşün.
Malheureusement il y a un problème dont nous n'avons pas encore parlé et nous pensons que cela peut avoir un impact sur les conditions de vie de Charlie.
Ne yazık ki ortadabir sorun var ve Charlie'nin ev ortamına uyumunu etkilemesinden endişe ediyoruz.
Donc vous avez déposé plainte à propos des conditions de travail risquées à Blowtorch juste après la mort de votre mari?
Demek kocanızın ölümünün hemen ardından Blowtorch'daki tehlikeli çalışma koşulları... -... hakkında şikayetinizi içeren bir dava açtınız?
Le roi insiste pour que tu te reposes dans de meilleures conditions.
Kral daha iyi şartlar altında istirahat etmeniz konusunda ısrarcı.
Dites-moi vos conditions.
Kendi şartlarını koyabilirsin.
Pour répondre aux conditions de résidences pour posséder un téléphone public, je suppose.
Ankesörlü telefon sahibi olmak için gereken şartları sağlamak için sanırım.
Mes conditions étaient claires.
- Daha fazla zamana ihtiyacım var.
Voici mes conditions.
Ama bunlar da benim şartlarım.
Le taux de succès moyen pour un tireur qualifié qui tire sur une cible à 15 mètres dans des conditions idéales est supérieur à 99 %.
Eğitimli bir nişancının uygun şartlar altında 15 metredeki bir hedefe isabet oranı % 99'un üzerindedir.
Voici nos conditions.
- İste sartlarimiz.
Non, voici mes conditions.
Hayir, sen bizim sartlarimizi dinle.
D'ordinaire, cela devrait ne prendre qu'une semaine, mais dans ces conditions, plusieurs mois.
Gemi yörüngeye girmeli... yoksa farklı bir noktadan atmosfere girecek demektir, ve ancak bir hafta içinde yörüngesine dönebilir, ve bu yoldan sadece bir ayda dönebilir.
Nos agents sont prêts mais ce sont des conditions extrêmes.
Hazırda ajanlarımız var ama dışarıda kar fırtınası şartları var.
Je ne pense pas que vous êtes en position poser vos conditions, M. Westen.
Sanmıyorum ki, bulunduğunuz pozisyonda böyle taleplerde bulunabilesiniz Bay Weston.
Monsieur, je ne peux pas opérer dans ces conditions.
Hocam, bu şartlar altında ameliyat yapamam.
On ne vient pas d'enseigner aux Syriens comment opérer dans ces conditions?
Daha yeni Suriyelilere bu şartlar altında ameliyat yapmayı öğretmedik mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]