Translate.vc / Francês → Turco / Connaît
Connaît tradutor Turco
20,242 parallel translation
On se connaît depuis toujours. On est nés ici.
İkimiz de buralıyız, birbirimizi tanıyoruz.
Faire des conneries après avoir trop bu, ça me connaît. Ça va.
Sarhoşken işleri mahvetmeye yabancı değilim ben de.
On se connaît, non?
Hey, seni tanımıyor muyum?
On ne connaît rien au jardinage.
Sebzelerden hiç anlamıyoruz.
- Elle ne connaît rien de notre vie.
Sanki hayatımızı biliyormuş gibi.
On ne doit pas montrer qu'on se connaît.
Tamam. Birbirimizi tanıdığımız belli olmasın.
Qu'est-ce qu'un sauvage connaît à ces choses? C'est son seul espoir.
- Çamur doğumlular böyle bir şeyi nereden bilecek ki?
Sans personne qui connaît le chemin, on va se faire manger avant d'y arriver.
Yolu bilen biri olmadan oraya varamadan bizi yemiş olurlar.
Lou me connaît.
Lou beni tanır.
Mon ami M. Franklin connaît le responsable.
Ne var biliyor musun? Arkadaşım Franklin buranın müdürünü tanıyor.
Parce que le bonheur, ça nous connaît!
Evet, çok şanslıyız ya zaten.
Oui, ça te connaît, l'amour.
Sevdiğini biliyorum. Tam bir aşıksın.
Ana est ma partenaire d'entraînement depuis un an. Elle connaît toutes mes forces et mes faiblesses.
Anna 12 aydır antrenman asistanlığımı yaptı.
On ne se connaît pas.
Kusuruma bakma, tanışmamıştık.
Howard s'y connaît bien.
Hem de her şeyini.
Mais une de mes amies qui s'y connaît me l'a conseillé, donc...
Ama ağzının tadını bilen bir arkadaşım gitmemi söyledi, yani...
C'est pas important si elle connaît la différence.
Farkı anlamaması önemli değil.
- Oh, faux. On le connaît depuis plus longtemps que toi.
Onu senden daha iyi tanıyoruz.
Ils nous connaissent mais on ne les connaît pas.
Onlar bizi tanıyor ama biz onları tanımıyoruz.
- Il n'y connaît vraiment rien.
- Hiçbir şeyden haberi yok.
Il ne connaît pas?
"Blister in the Sun" ı bilmiyor mu?
Mais le travail d'Eddie Mannix ne connaît ni jour ni nuit.
Eddie Mannix'in işiyse gecemiş gündüzmüş önemsemez.
On ne les connaît pas.
Fügüranlara güven olmaz.
Il me dit que c'est pour le film de Norman Taurog. Mais Judy Canova est là, et elle connaît Norman.
Bir Norman Taurog filmi için diyor ama Judy Canova orada ve o Norman'ı tanır.
Peut-être que quelqu'un ici les connaît pour de vrai.
O adamları tanıyan birilerinin olabileceği aklına gelmedi mi?
Parce que ta mère connaît bien la douleur que je ressens.
Çünkü annen şu an ne kadar acı çektiğimi biliyor.
On connaît la chanson.
Durumun ne gerektireceğinin gayet farkındayız.
Vous feriez mieux de vous renseigner auprès de quelqu'un qui connaît vraiment la loi, de préférence un homme.
Neden buralarda kanunlardan anlayan ve tercihen erkek olan birine sormuyorsunuz?
[Porte grince] DeGiulio connaît notre informateur.
DeGiullo'nun muhbirimizden haberi var.
L'Abbé connaît-il l'identité des Normands qui ont attaqué la ville?
Abbot şehre saldıran kuzeylinin kim olduğunu biliyor muydu?
Il connaît tous les intervenants, le public respecte l'autorité militaire.
Bütün oyuncuları tanıyor. Halk ordudaki yetkisine saygı duyuyor.
Cette série télé tournée sur l'Île de Man connaît un succès unique.
Man Adası'nda yapılan en başarılı TV programı.
Est-ce qu'il connaît au moins les environs?
Buraları biliyor mu ki?
Là, on connaît pas l'assistante sociale.
Ama artık sosyal görevli yok.
Pas les cheveux... mais elle s'y connaît.
Yani, saçı değil ama. Bu işlerde iyi.
Parce qu'elle s'y connaît?
Bu tip işlerde iyi olduğu için mi?
On ne connaît pas les identités du tireur et de l'agent.
Tetikçinin ya da Gizli Servis ajanının kimlikleri henüz belirsiz.
Une personne qui s'y connait plutà ´ t bien a dà " l'aider.
Arkasında iyi bir teknoloji olduğu açık.
Elle connait ma couverture.
Gizli kimliğimi biliyor.
- Elle connait leurs coutumes, et tu dois l'oublier maintenant.
- Niye? - Yollarını biliyor, ve şu andan itibaren onu unutacaksın.
Je commence à penser que c'est plus dangereux que tout ce qu'on connait.
Daha önce keşfettiğimiz her şeyden daha tehlikeli olduğunu düşünüyorum.
Je suis Wanda. On se connait?
Ben Wanda.
Oui elle te connait, t'es marrant.
Evet tanıyorum, çok komiksin.
Son point de vue. On connait l'Histoire au masculin.
Kelimenin kendisi zaten açıklıyor.
Qui connait l'Histoire au féminin?
Her Story'in hikayesini bilen var mı? - Kim bu adam?
On se connait?
Tanışmış mıydık?
Je suppose qu'il l'a aussi chargé de la sécurité électronique, donc on n'a pas à craquer le mot de passe de Pike, juste celui de Monty, et qui connait Monty mieux que toi?
Tahminimce elektronik güvenlik işini de ona vermiştir yani bize Pike'ın şifresini kırmak gerekmiyor Monty'ninki yeter. Peki Monty'yi senden iyi tanıyan başka kim var?
On se connaît depuis qu'on est gosses.
Bak, çocukluğumdan beri onu tanırım.
Et on connait cette maison les yeux fermés.
Ve biz burada gözü kapalı bile yolumuzu bulabiliriz.
Ou est le Fin Shepard que tout le monde connait?
Herkesin bildiği ve sevdiği Fin Shepard nerede?
Ce sport connait un énorme succès à l'étranger les étrangers l'adorent.
Bu sporun dünyaca ne kadar ünlü olduğunu biliyorsun. Yabancılar buna bayılıyor.