Translate.vc / Francês → Turco / Conor
Conor tradutor Turco
622 parallel translation
Un moment, j'ai cru que M. Connors serait mon papa.
Bazen Bay Conor'un babam olduğunu sanırdım.
Enterprise, je suis Aaron Conor.
Atılgan, ben Aaron Conor.
M. Conor, nous ignorions l'existence de colonies dans ce système.
Bay Conor, bu sistemde insan kolonileri olduğunu bilmiyorduk.
On peut étudier ensemble différentes options.
Bu olasılığı sizinle birlikte bulmaktan memnun oluruz Bay Conor.
Si M. Conor est d'accord, j'aimerais en savoir plus.
Bay Conor itiraz etmezse, kalıp daha fazlasını görmek isterim.
Leur chef, Conor, semble être un homme raisonnable.
Şu liderleri, Conor, makul bir adama benziyor.
Avisez M. Conor et formez une équipe.
Öneriyi Bay Conor'a iletin ve gerekli subayları da bilgilendirin.
Préparez-vous à téléporter dès qu'il aura approuvé.
Bay Conor onay verdiği anda ışınlama için hazır olun.
- Victoire, M. Conor.
- Başardık, Bay Conor.
Terminé.
Conor'dan bu kadar.
Conseiller, il est temps que j'aille voir M. Conor.
Danışman, artık beni Bay Conor'la tanışmaya götürmenizin zamanı geldi.
J'ai eu une liaison avec Conor.
Conor'la benim bir ilişkimiz oldu.
M. Conor, nous devons parler.
Bay Conor, sanırım konuşmamız gerekiyor.
Connor et ses chiens policiers ne m'effrayaient pas, en 63!
Beni korkutamazsın. Bull Conor ve köpekleri bile korkutamaz.
Vous pourriez garder Connor ce week-end?
Bana bir iyilik yapmanı istiyorum. Bu hafta sonu Conor'a bakabilir misin?
Retour à Joe Connor qui poursuit son commentaire.
Tekrar Joe Conor ile beraberiz. Sunmaya devam ediyor.
Bonjour, M. Connor.
- Günaydın, Bay Conor. - Günaydın, baylar!
Je m'appelle Conor Donovan
Ben Conor Donovan.
Plus de Conor Donovan!
Conor Donovan artık yoktu.
J'ai vu Conor... dans l'appartement
Conor'ı... dairemde.
C'est quand vous m'avez vue... Et Conor
Bu beni gördüğün zamandı... ve Conor'ı.
Conor, tu ne m'as pas laissé?
Conor, beni terk etmedin.
Oh Conor, tu me manques aussi!
Oh, Conor, ben de seni özledim.
C'est le truc quand on est avec Conor
Conor'la beraber olmak böyle bir şeydi.
Tout se produit pour une raison Et c'est pourquoi Conor est toujours ici
Her şeyin bir sebebi vardır, ve Conor bu yüzden burada.
Conor, laissez-moi être honnête...
Conor, şunu dürüstlükle söyleyebilirim ki.
Je le sais, Conor! Et je sais que vous l'aimez, aussi
Bunu biliyorum Conor ve senin de onu çok sevdiğini.
Conor est ici?
Conor burada mı?
C'est comme si Conor était mon ange de gardien
Conor sanki benim koruyucu meleğim.
Mais j'implore tellement Conor!
Ama Conor'ı o kadar çok istiyorum ki.
Conor...
Conor.
Je t'aime aussi, Conor!
Ben de seni seviyorum Conor.
Non! Non, Conor!
Hayır, hayır Conor.
Conor... Ne fais pas...!
Conor... ne?
Conor?
Conor?
Conor!
Conor?
Vous, tenez l'autre côté!
- Conor! - Gel buraya. Diğer tarafından tut.
Il s'appelle Conor?
- Adı Conor mı?
Saute dans le rideau!
Pekâlâ Conor, bu perdeye zıplamanı istiyorum.
T'en fais pas.
Bir şey olmayacak Conor.
Qu'est-ce que tu fais?
Conor, ne yapıyorsun?
Chris, reviens chercher Conor!
Chris, bekle. Geri gel ve Conor'ı al.
Mets le pied là et va vers Robert.
Conor, adımları takip et ve Robert'e git.
Tu peux te faufiler jusqu'ici?
Conor, buraya çıkabilir misin?
Tu vas y arriver, Conor.
Conor, bunu yapacaksın. Telaşlanma.
Conor, retourne avec Dylan!
Conor, Dylan'ın yanına git!
Conor!
Conor!
Passe-moi Conor!
- Hadi! Conor'ı uzat! - Onu ben alacağım.
Tu m'as déjà sermonné à la naissance de Conor.
Conor'ın doğumuna geç kaldığımı için, ne kadar kızgın olduğunu oldukça belli ettin.
Je ne te juge pas, Julia. Je m'inquiète pour Conor.
Seni yargılamıyorum, Julia. sadece Conor'ın bu durumuna üzülüyorum.
Mais j'en ai marre, de décevoir tout le monde.
Ben insanları hayal kırıklığına uğratmaktan bıktım. Yani, özellikle Conor'ı.