Translate.vc / Francês → Turco / Cousin
Cousin tradutor Turco
6,351 parallel translation
C'est bon de te revoir, cousin.
- Ben de seni oğlum.
Et un cousin du côté de ma mère.
Ve anne tarafından kuzenim.
Mais je suis un cousin éloigné de Beatrix.
Ama Beatrix uzaktan kuzenim.
... Je suis un cousin éloigné de Béatrix.
... Beatrix'in uzaktan kuzeniyim.
Finn est son cousin elle a perdu sa virginité quand elle était adolescente.
Finn eşimin kuzeni. Bekaretini gençliğinde onunla kaybetti.
Je crains que votre père ne soit déçu que je ne sois pas enclin à accueillir votre cousin Shrimpie sous mon toit.
Korkarım baban, kuzeniniz Shrimpie'yi çatımın altında hoş karşılamadığımdan dolayı hayal kırıklığına uğramış durumda.
- Oh? Le vieux lord Hexham était le cousin de mon père.
Eski Lord Hexham babamın kuzeniydi.
Je ne savais pas quoi faire après, je suppose que mon cousin Peter a eu pitié de moi.
Ne yapacağını bilmiyordum, sanırım kuzen Peter bana acıdı.
Je t'aime aussi cousin beezy.
Sende benim, Kuzen Beezy.
Mon cousin.
Kuzenim.
On joue en double avec son cousin qui est lobbyiste et son ami de la CFC.
Komisyoncu kuzeni ve FCC'den arkadaşı ile birlikte çift partnerli oynuyoruz.
Tu sais, je pense que mon cousin avait le béguin pour toi.
Biliyor musun, bence kuzenim senden biraz hoşlanıyor.
Mon cousin gère un studio à Hollywood.
Kuzenimin Hollywood'da bir sahne elbisesi dükkanı var.
Vous et votre cousin allez rendre le Halloween d'un garçon très spécial.
Siz ve kuzeniniz, bir çocuğun Cadılar Bayramını çok özel hale getireceksiniz.
- J'ai un cousin qui est un petit peu..... vous savez..... pas dans la norme. - Ah, c'est bon.
- Sorun değil.
Mon cousin est venu ici récemment.
Evet, bir kaç gün önce kuzenim buraya gelmiş.
Mon cousin n'avait aucun droit de le vendre.
Kuzenimin satmaya hakkı yoktu.
Non, c'est le moment où je te dis que ton cousin travaille comme groom au Grand Aupuni.
Hayır, bu bölümde sana Grand Aupuni'de bellboyluk yapan kuzeninden bahsedeceğim.
Le cousin vient de balancer les deux autres filles.
Kuzen iki kızın yerini söyledi.
Mon cousin Bobo a utilisé une imprimante et du détergeant pour transformer les 5 en 50.
Kuzenim Bobo ev tipi yazıcı ve çamaşır suyuyla beşlikleri ellilik yapardı.
Mon cousin Renzo... c'était le chauffeur.
Kuzenim Renzo, şoför olan oydu.
Non, mais j'ai un cousin qui vit ici.
Hayır, ama buralarda yaşayan bir kuzenim var.
Il a dit avoir un cousin ici.
Ama burada kuzenleri olduğunu söyledi.
Le personnel de commandement a mis en place une force d'intervention pour essayer de joindre chaque tante, oncle, cousin de n'importe qui impliqué dans le procès Bembenek.
Ana merkez Benbenik davasıyla ilişkili kişilerin, teyzesi, amcası, kuzeni artık ne kadar kişi varsa, hepsi için bir güvenlik ekibi oluşturdu.
Ou devrais-je dire une même entreprise "second ( e ) oncle, cousin, sœur, enlevé une fois?"
Ya da tüzel bir "bir zamanlar ortadan kalkmış ikinci amca kuzen kız kardeş" mi demeliyim?
Vous avez dit que c'est la maison de votre cousin?
Burası kuzeninin evi demiştin, değil mi?
Mon cousin Lenny, qui fait la queue à la banque de San Antonio.
Kuzenim Lenny.' San Antonio'daki City Mutual Bank'ta sırada bekliyor.
Nan, c'est mon cousin Lenny.
- Hayır, kuzenim Lenny bu.
Si c'était ton cousin Lenny, faisant la queue, sa gueule aurait été sur CNN dès 6h ce jour-là.
Kuzenin sırada bekleseydi, o gün altıya kadar CNN'e çıkardı.
L'enfant de mon cousin Bruno, qu'il a eu avec une fille à côté.
Kuzenim Bruno'nun çocuğuydu, onun akrabası bir kızdan olmuştu.
Il a du retirer les cartes du corps d'Eric. - À une entreprise d'import de tuiles possédé par le cousin de Luca, Dante Tessaro. - Une livraison pour où?
- Eric'in üzerinden o kartları almış olmalı.
Mon cousin m'a dit comment vous avez géré l'évacuation.
Kuzenim, tüm tahliye süreci boyunca nasıl aklı başında davrandığını anlattı.
- C'est mon cousin.
- Kuzenimdi.
- Qui est votre cousin?
- Kuzenin kim? - Bunu söyleyemem.
Selon son cousin, elle est sortie avec plusieurs jeunes avant Benton, tous la vingtaine.
Kuzenine göre Benton'dan önce de 20'li yaşlarda erkeklerleymiş.
Amuse-toi bien, cousin.
İyi eğlenceler kuzen.
Donc, grâce à ce mariage, tu es le cousin issu de germain de Shakira.
Bu evlilikten ötürü Shakira'yla üçüncü dereceden kuzen oluyorsun.
Merci, cousin.
Teşekkürler, kuzen.
Et ça me vient de mon cousin de El Segundo. Ah!
- Bu da El Segundo'daki kuzenim.
Son cousin se mariait à Hawaii.
Kuzeni Hawaii de evlendi.
Mon cousin qui est banquier en ligne fait ça.
Benim kuzen yatırım bankacıIığı yaparak iyi para götürdü.
Si tu as besoin de voir un docteur, mon cousin de Floride en est un bon, mais le voyage chaotique en bus pourrait te tuer.
Bak doktora gitmeye ihtiyacın olursa Florida'daki kuzenim çok iyidir ama tekrar söylüyorum, sarsıntılı otobüs yolculuğu seni öldürebilir.
Malheureusement, mon cousin devrait être à la maison sous peu.
Ne yazık ki bir kaç dakikaya kuzenim evde olur.
Je suis reconnaissant pour votre honnêteté, Cousin, mais vous n'êtes qu'un homme.
Dürüstlüğün için teşekkür ederim kuzen ama, tek başınasın.
Elle a un cousin juste en dehors de la ville.
Kasabanın hemen dışında oturan bir kuzeni varmış.
Hey, Quoi de neuf, cousin?
N'aber kuzen?
Mon cousin s'et marié sur un radeau.
Kuzenim bir salda evlenmişti.
Ton cousin David. Tu es toujours en contact avec lui?
Hala konuşuyor musunuz onunla?
Vous devriez vous concentrer, mon cousin!
Konsantre olman gerekir, sevgili kuzenim!
J'ai en conséquence décidé, pour la sécurité de notre empire, de nommer mon plus proche cousin, Karl Gustav... mon fils.
İmparatorluğumuzun güvenliği için bu kişinin ilk kuzenim Karl Gustav olmasına karar verdim oğlum.
J'habite chez mon cousin.
- Kuzenimle oturuyorum.