Translate.vc / Francês → Turco / Crimson
Crimson tradutor Turco
176 parallel translation
C'est Aigle-Rouge, le guide de M. Meek.
Crimson Eagle. Bay Meek'in rehberi.
Quand il sera d'accord pour vous voir, faites-le aller au Crimson Dragon dans Chinatown.
Sizinle buluşmayı kabul edince Çin Mahallesi'ndeki Crimson Dragon'a gelmesini söyleyin.
Je vous ai dit le Crimson Dragon.
Size Crimson Dragon demiştim.
- Les gars du Harvard Crimson en ont joliment après toi. - Oh?
Harvard Crimson'daki çocukların senin hakkında güzel bir yazısı var.
ASSURANCES CRIMSON
KIZIL SİGORTA
En cette sombre période de l'an 1983, alors que le pays subissait les effets d'une politique monétariste ruineuse, les bons et loyaux employés des Assurances Crimson, jadis une affaire de famille honorable menaçant depuis peu de péricliter,
1983'ün karanlık günlerinde... İngiltere, iflas ettirici mali politikaların pençesinde kıvranırken... eskiden piyasanın duayeni olan... şimdiyse zor günler geçiren aile şirketi Kızıl Sigorta'nın emektarları... yeni şirket yönetiminin zalim boyunduruğu altında eziliyorlardı.
Les Assurances Crimson mirent ainsi le cap sur la haute mer de la finance internationale.
Böylece, Kızıl Sigorta... iş dünyasının dalgalı sularına doğru yelken açtı.
Les Assurances Crimson!
Kızıl Sigorta!
Grayson a intégré Harvard et joue pour leur équipe.
Grayson Harvard öğrencisi ve Crimson'larla futbol oynamaktadır.
Voiture 9, croisement 7e et Crimson.
Burası devriye 2c9, 7.cadde ve Crimson'un köşesindeyim. Acil destek ve tıbbi yardım talep ediyorum.
Je veux des tickets pour le concert de Penelope Lovestocking et Crimson Shroud.
Penelope Lovestocking ve Crimson Shroud konserine bilet isteyecektim.
- Allez Crimson!
- Crimson takımının yuvası.
Enclave Huifang RUBIS
Huifang Enclave CRIMSON
Un rouge à lèvres rouge passion?
- Niçin benim sembolik şeker çubuğum bir Crimson Passion ruj?
Allez, Crimson.
Bastır, Bastır, Kırmızılar...
Les espoirs de Harvard, ligne 2. Chef de nage : Pat McCarry.
Ümit vadeden takım Harvard Crimson ikinci kulvarda kürekçileri Pat McCarry, Kaptan Lisa Littlered Williams.
Je crée une rubrique musicale dans The Crimson.
Crimson'da bir kolon kapabilmek için uğraşıyorum.
J'ai l'honneur de remettre le 1er prix de journalisme de l'année 1985 à Elizabeth Wurtzel pour son article paru dans le Harvard Crimson sur Lou Reed.
Okulumuzun 1985 yılı gazetecilik ödülünü alan kişiyi açıklıyorum... Elizabeth Wurtzel. Crimson'a yazdığı Lou Reed yazısıyla.
Les Doobie Brothers et Kim Crimson!
Doobie Brothers, King Crimson
Ce soir, c'est gratuit pour les dames au Crimson.
- Crimson'da kadınlar gecesi.
C'est pour ça qu'on va d'abord se pomponner.
Bu yüzden önce süsleneceğiz, sonra Crimson'a gideceğiz.
Je dois finir de lire The Crimson Petal and the White pour mon club de lecture.
Kitap kulübüne gitmeden önce Kırmızı Taç Yaprak ve Beyaz'ı bitirmem gerek.
Tu fourniras les références de Lady Stoneleigh, de Curzon Crescent dans le Mayfair.
Etkileyici bir referansın var. Curson Crimson Mayfair'li Lady Stonely'den.
Vous savez où se trouve l'Éléphant cramoisi?
Crimson Elephant nerede biliyor musun?
Vous savez où se trouve l'Éléphant cramoisi?
Crimson Elphant nerede biliyor musun?
- C'est l'Éléphant cramoisi?
- Burası Crimson Elephant mı? - Evet.
La photo du Harvard Crimson après la finale?
Büyük maçtan sonra The Harvard Crimson'ın kapağı.
Avec nous, les rédacteurs en chef du Harvard Crimson, du Daily Princetonian, du Cornell Daily Sun, du Daily Pennsylvanian et du Yale Daily News, tous ici pour nous faire partager leurs réflexions.
Harvard Crimson'ın, The Daily Princeton'ın,.. ... The Cornell Daily Sun'ın, The Daily Pennsylvanian'ın ve The Yale Daily News'un editörleri karşımızda. Hepsi bugün buraya bize akıllarındakileri anlatmaya geldi.
Avant il jouait dans les Crimson Doves.
Crimson Doves'ta çalıyordu
- Crimson Doves.
- Crimson Doves
Comme quand vous jouiez avec, euh, les Crimson Doves?
Tıpkı Crimson Doves'ta çalarken ki gibi mi?
Ça en valait la peine parce que... Voici un lien pour les Crimson Doves.
Bütün bunlara değer çünkü işte Crimson Doves linki
Les Crimson... Peu importe qui c'est, Ils... ils ne peuvent plus jouer de la musique et maintenant ils disent que c'est à cause d'une malédiction?
The Crimson... herneyse denen grup müzik yapamıyor ve bunun için bir laneti suçluyorlar
Crimson Doves. C'était le nom du groupe.
Crimson Doves ( Kumru ).
En fait j'espérais qu'on pourrait discuter des Crimson Doves.
Aslında seninle Crimson Doves hakkında konuşmak istiyordum
In the Spring, a fuller crimson comes upon the robin s breast ( au printemps une couleur cramoisie vient à la gorge du rouge gorge poème de Tennyson )
# Baharda, koyu bir kızıllık ardıç kuşunun göğsüne düşer.
Nous désirons donc vous inviter à affronter Harvard Crimson, ici, à Cambridge.
"... sizi davet ediyor ve Harvard ekibiyle münazaraya çıkmanız için... " "... Cambridge'e bekliyoruz. "
House M.D. Saison 3 Episode 15 "Attardé" Traduction : Elburlador
House M.D. 3x15 "Half Wit" çeviri : crimson
Et une Crimson Akura immatriculée DE 3654.
Diğeri, kestane rengi Acrua. Plakası DE3654.
Je pensais qu'on pourrait faire mieux que Crimson Thorn.
Gerçekten Crimson Thorn'dan büyük olabileceğimizi düşünmüştüm.
Elle bosse au Crimson Kitty, sur la route 8.
Cadde'de Crimson Kitty'de çalışıyor.
On retourne à la musique voici un nouveau tube de l'album "Crimson and Clover".
Müziğe geri dönelim. İşte CrimsonClover albümünden hit bir parça daha.
J'ai présenté mes excuses, dans le Crimson, aux Femmes Noires, à Fuerza Latina et à toutes les femmes de Harvard qui semblent s'être senties insultées.
Üniversite gazetesinde zaten ABHW'den Fuerza Latina'dan ve hakarete uğramış olabilecek bütün kadınlardan özür diledim zaten.
Il nous fait un bras d'honneur dans le Crimson.
Bize gazeteden hareket çekmiş resmen.
Yale, Columbia et Stanford. Ça va paraître dans le Crimson.
Yale, Columbia ve Stanford'u da katıyor.
Un article dans le Crimson...
Okul gazetesinden bir makale.
J'ai un article du Crimson...
Okul gazetesinden bir makale buldum.
C'est moi, l'éclair cramoisi.
Ben Crimson Bolt.
l'éclair cramoisi est ici, le crime.
Karşında Crimson Bolt. Suç.
Encouragés par leur succès initial, les employés modérément violents des Assurances Crimson livrèrent combat jusqu'à ce que,
Elde ettikleri bu başarıdan cesaret alan...
Cramoisie.
Crimson.