English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Dart

Dart tradutor Turco

533 parallel translation
Lancez une fléchette et gagnez un magnifique prix.
Dartı at ve harika bir ödül kazan.
J'ai mangé du caviar à Cannes, joué au baccarat à Biarritz...
Cannes'da havyar yedim ve köpekle, sosis. Biarritz'de bakar oynadım ve başkanlarla dart.
Ou préférez-vous jouer aux fléchettes?
Yoksa dart oynayalım mı?
Et nous voyons Vulcain, forgeant des éclairs et les remettant au roi de tous les dieux, Zeus, qui s'en sert pour jouer aux dards.
Ve sonra, Vulcan'ı görüyoruz yıldırımları tavlıyor.. ve tanrıların kralı Zeus'a yolluyor, o da onlarla dart oynuyor.
M. Darcy? - Et ma leçon?
Bay Darcy, bana dart dersi verecektiniz.
- Va le dire au chef. - Tu viendras samedi?
- Cumartesi dart oynar mıyız Joe?
Un genre de jeu de fléchettes!
Dart oyunu gibi bir şey.
Que j'allais au club jouer aux fléchettes.
Dart oynamak için kulübe gittiğimi.
Elle joue aux fléchettes avec l'oncle Fétide au salon.
Misafir odasında, Fester amcayla beraber dart oynuyorlardı.
Et une grande joueuse de fléchettes.
Ayrıca muazzam bir dart oyuncusudur.
Effrayé par un simple jeu de fléchettes.
Dart gibi basit bir oyundan korktu.
Saviez-vous par exemple, dans des situations extrêmes, quand sa vie est en danger qu'une Raxacoricofallapatorienne peut décocher un dart empoisonné de son doigt?
Mesela şunu biliyor muydun? Uç durumlarda, hayatı tehlikedeyse kadın Raxacoricofallapatorian'ın, parmağından zehirli bir ok üretebildiğini?
La veille de son départ, il a pris une de mes épingles en forme d'hirondelle.
Ortadan Kaybolmadan önceki gece Benden bir kırlangıç dartı almıştı
Tu tiens à cette épingle?
Neden bu kadar çok Altın Kırlangıç dartın var?
Après avoir tué et incendié, tu laisses une de tes épingles.
Altın Kırlangıç, Her katliamdan sonra.. Kırlangıç dartını arkanda bırakıyordun Şimdi bunu inkar mı ediyorsun?
Frère Xiang maîtrise bien les armes secrètes.
Dart yeteneğiniz inanılmaz
Beaucoup de gens rêvent de faire ça à leur patron.
Bir çok insan patronuna dart atmak ister.
- On me prend une photo.
Dart, buraya gel. Bekle, fotoğraf çekiliyor.
Peux-tu voir ce qu'a ce nègre? Que veux-tu, Wayne?
Dart, gidip şu siyahın ne istediğine baksana.
Salut, Dart.
Merhaba Dart.
Les Plumes de Paon n'existent pas?
Ne? Yani tavuskuşu dartı diye birşey yok mu?
Les voici!
Bu gerçek tavuskuşu dartı
On dit qu'à l'instant où la plume explose, une lumière jaillit. Ses victimes ne comprennent pas ce qui leur arrive. Jamais personne n'en réchappe.
Dart savrulduğunda gizemli ve güzel ışınlar yayar ve kurban gizemli bir şekilde ölür ve ondan kimse kaçınamaz
Deux seulement sont encore actives. Ce sont celles que l'on peut détacher.
kullanılabilir olan sadece 2 dart kaldı
Prends-lui les Plumes de Paon!
Tavuskuşu dartını alın ondan
Seules fonctionnent les deux plumes qu'on peut détacher. Je le sais.
Aralarından sadece 2 tanesi... gerçek tavuskuşu dartıdır biliyorum
C'était son dernier recours.
Tavuskuşu dartı son bir şans verir
Il ne t'en reste qu'une seule. Pour te tuer, cela est amplement suffisant.
yani sadece 1 işe yarar dartın var biri yeter de artar
Non, il est tout seul, là-bas.
Hayır. Arka tarafta tek başına dart oynuyor.
Fléchettes?
Dart okları mı?
- Champion de fléchettes, Denver 1987.
- Dart Şampiyonu, Denver, 1987.
L..., j'ai été champion aux fléchettes.
Bu dart şampiyonluğum için.
son dart m'a bien troué le cul.
Popomu soktu.
C'est mieux que de jouer aux fléchettes dans les bars.
Barda dart oynamaktan daha iyi.
Six fléchettes en plumes de dinde.
Altı tane hindi tüyünden dart.
Lance une fléchette par la fenêtre et tu toucheras mieux que moi.
Pencerenden dart atıp benden iyi birisini vurabilirsin.
- Sors les fléchettes.
- Moe, Dartı getir. Oynamak istiyorum.
C'est mieux que le Jour des Fléchettes.
Dart gününden daha iyidir.
Quoi que je fasse... une partie de billard ou autre... je me sens brusquement envahi... par le besoin de gagner.
En eften püften işi yapıyor olabilirim. Dart atıyorum veya bilardo topuna vuruyorumdur. Sonra aniden üstüme geldiğini hissederim.
- Vous jouez aux fléchettes?
Dart oyununa var mısın?
Le but est de lancer la fléchette sur la cible.
Amaç bu dartı atıp şu tahtayı vurmak.
- Nous voulons notre cible.
- Sadece dart tahtamızı geri istiyoruz.
C'est notre cible.
Bu bizim dart tahtamız ve onu geri istiyoruz.
Laissez-moi deviner. Votre cible porte-bonheur?
Yoksa şans getiren dart tahtanız mı?
Le base-ball, la bière, les fléchettes, les bombes atomiques.
Hakkınızda her şeyi biliyoruz beysbol, kök birası, dart okları, atom bombaları.
J'ai l'impression de décider de la trajectoire de la fléchette.
Kaybetmem mümkün değil hissi. Dart okunu nereye istersem oraya atabilirim hissi.
Darto!
Dart.
Un moment, Brewster.
Dart.
Tu veux boire son sang ou récupérer les Plumes de Paon?
Tavuskuşu dartının yerini öğrenmeliyiz?
- Fléchette tranquilisante.
- Uyuşturucu dart.
- Les fléchettes.
Dart.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]