Translate.vc / Francês → Turco / Davide
Davide tradutor Turco
72 parallel translation
Donne-le à Davide pour sa * bar mitzva. ( communion )
Bunu, ayin için David'e verirsin.
La communion de mon nivi, li piti Davide.
- Yeğenim David için.
Davide, commence pas les bêtises.
David, saçmalamayı bırak.
- Davide, viens ici.
- David, buraya gel.
Je te bénis, Davide.
Seni kutsuyorum, David.
Dieu soit avec toi, Davide.
Tanrı seninle olsun, David.
Tu veux payer ou quoi? Non, Davide.
- İlla ödemek istiyorsun, değil mi?
Je ne sais pas si celui-ci est un monde meilleur... maintenant que personne ne m'appelle plus David... maintenant qu'on ne m'appelle plus que "monsieur Verolì,"
Bu dünya daha mı iyi, bilmiyorum... Artık kimse bana Davide demiyor. Şimdi herkes bana sadece Bay Veroli diyor.
Est-ce que je pourrais parler à Monsieur David Verolì?
Bay Veroli ile konuşmam mümkün mü acaba? Bay Davide Veroli.
- avec Monsieur David Verolì.
- Bay Davide Veroli için.
David n'aurait pas dû vous recevoir.
Davide'in sizi görmemesi gerekirdi.
C'était à lui.
- Davide Veroli. Onundu.
David a toutfait pour prévenir le plus de gens possible.
Davide mümkün olduğunca çok sayıda insanı uyarmak için her şeyi yapmıştı.
Calmez-vous, il ne s'est rien passé!
Sakin ol Davide, Bir tehlike yok.
Très bien, je vais le faire, mais maintenant restez tranquille.
Pekâlâ, Davide, uyaracağım. Sadece şimdi sakin ol.
Cher David, depuis que tu n'es plus là, Martina me parle souvent de toi.
Sevgili Davide,.. Bizi sonsuza dek terk ettiğinden beri Martina sık sık seni soruyor.
Souvent, j'ai besoin d'un mot de toi, David, d'un de tes regards, d'un de tes gestes.
Hala tavsiyene ihtiyacım var Davide. Senin bakışlarına, senin jestlerine...
On va juste prier que David ait eu une bonne journée, d'accord?
Davide iyi günler dilemen lazım tamam mı?
- C'est Paolo, Angelica, Davide.
- Bu Paolo... Angelica, Davide.
Il a juré que Davide le lira.
Hayır, bana söz verdi, bir tek Davide okuyacak.
Comme notre célèbre écrivain est ici, c'est pourquoi Davide t'a invité.
Desene bizim üstat gibi... Davide seni onun için davet etti demek...
Il y a des moments comme celui-ci où je me sens heureux. Je ne sais pas pourquoi, mais en voyant Davide avec nos amis, je me sens en sécurité.
İşte böyle anlar var ki kendimi mutlu hissediyorum neden bilmem ama Davide'yi dostlarımızla görmek bana güven veriyor.
Davide déteste la télévision, mais je dois regarder au moins un film chaque soir.
Davide televizyondan nefret ediyor ve yatmak istiyor. Oysa ben en az 1 film izliyorum her akşam.
Tu connais tous les amies de Davide? - Oui.
Sen Davide'nin tüm dostlarını tanıyor musun?
Je dois graisser la patte à trois personnes différentes, mais je ne veux pas que Davide le sache.
3 ayrı ödeme yapmam lazım ama Davide'nin bilmesini istemiyorum.
Lorenzo voulait que Davide lise sa nouvelle, peu importe quoi.
Davide'den, illa onun yazdığı öyküyü okumasını istedi.
Peut-être il est amoureux de quelqu'un d'autre ou peut-être il veut que Davide...
Belki de aşık oldu... Ya da Davide'nin başkasına aşık olmasını istiyor ve karşısına bu Paolo'yu çıkarıyor.
- J'ai une aventure.
- Davide... Bir ilişkim var...
J'ai eu ce que je voulais, Paolo obtiendra L'approbation de Davide, il m'a promis.
Davide, Paolo'ya iltifat edecek, yemin ettirdim.
J'étais sur le point de dire à Davide...
Neredeyse Davide'ye anlatacaktım.
- Je porte ton pull-over.
Davide'nin mi? - Galiba senin kazağını giydim.
Mais Davide n'a jamais quitté la pièce.
Çıkacağı yok 2 gündür yerinden kıpırdamadı.
C'est Davide.
Bu da Davide.
Bon Dieu, Davide!
Üzgünüm Davide. Affedersin...
Il ne nous a pas dit, pas même à Davide.
Bize bir şey söylemedi. Davide'ye bile.
Mais Davide gagne plus d'argent.
Evet ama Davide ondan çok daha fazla kazanıyor.
Ça va être dur, surtout pour vous, Davide.
Çok zor olacak. Özellikle de sizin için... Davide...
Est-ce que vous avez eu des nouvelles de Davide?
Davide'yle konuştun mu? Sana söylüyorum.
Je bégaye juste avec toi, tout ce que j'ai demandé était si tu avais reçu des nouvelles de Davide et Ang....
Bir tek senin yanında böyle kekeliyorum, anlaşıldı mı? Ayrıca ben sadece Davide'yle A...
Si tu veux savoir au sujet de Davide ou d'Angelica, appelle-les!
Davide'yi mi merak ediyorsun, Davide'yi ara. Angelica'yı merak ediyorsan onu ara.
- Davide est absent.
- Burada ne işin var?
- Est-ce que tu n'aurais pas pu téléphoner?
- Davide kayboldu. - Telefon edemez miydin?
Je ne veux pas payer.
- Hayır Davide.
Davide...
Davide...
- Le mien ou le chandail de Davide?
- Bu kazak benim mi?
J'essaierai de le masser aujourd'hui, après que Davide soit sorti.
Bugün biraz hareket ettirmeye çalışacağım. Davide çıksın, bacaklarına masaj yapacağım.
Ses yeux étaient grands ouverts hier soir.
Davide kaç gecedir gözünü kırpmadan başında bekledi.
De quoi parles-tu?
Ne diyorsun Davide?
- Davide s'est endormi.
- Davide uyuyakaldı.
- J'ai demandé si tu avais eu des nouvelles de Davide.
- Ne istiyorsun?
- Appele-le.
Davide'yle konuştun mu, diye sordum.