Translate.vc / Francês → Turco / Dee
Dee tradutor Turco
2,129 parallel translation
Merci, Dee.
Sağ ol, Dee.
Je n'y serais pas arrivé sans toi.
- Sen olmasan yapamazdım, Dee.
Ça fait trois fois!
- Hadi, üç defa dinledin, Dee.
En quoi te mettre une balle va aider Dee?
Kafana bir kurşun sıkmak nasıl Dee'ye yardım edecek?
Dee.
Dee.
Quoi, Dee?
Dee'ye ne oldu?
Ici Billy Dee Williams. J'adore ce que vous faites.
Tracy, ben Billy Dee Williams, sadece işini çok sevdiğimi söylemek istemiştim.
Il a fait des erreurs mentales. Le coach Dee s'en est bien pris à lui.
Koç D. de ona bayağı yüklenmişti.
Dee, tu sais que ça n'arrivera pas.
Bu olmayacak biliyorsun.
Ma hanche s'est brisé en millions dee morceaux, et ils l'ont remplcés avec du métal.
Kalça kemiğim parça pinçik oldu ve onun yerine metal taktılar.
Un mélange d'After eight et de Lando Carlossian.
Billy Dee ile çikolata karışımı gibi.
Attends, Dee.
Bi saniye, Dee.
Officier... Dites au Dr Dee de chercher un faux-cil.
Hey, memur, doktoru arayıp cesette takma bir kirpik olup olmadığını kontrol ettir.
"Les noix de Dee." Je comprends pas.
Dee fıstıkları. Anlamıyorum.
"Les noix de Dee"?
Dee Fıstıkları mı?
Dee, l'objet le plus tranchant du bar, il me le faut, tout de suite!
Dee, bardaki en kesici şeyi ver. Lazım, hemen!
Dee, on ne sait même pas ce que tu fiches ici.
Dee, ne iş yaptığını bilmiyoruz.
Nous allons consacrer nos vies aux crabes, Dee.
Yengeçle yaşıyor, yengeçle ölüyoruz Dee.
Je sais, mais, Dee, je veux dire...
Biliyorum, Dee, yani...
En attendant, nous avons besoin de trouver un remplaçant pour Dee.
Bu arada, Dee'nin yerine birini bulmamız gerekiyor.
Dee, si tu peux nous prouver que tu peux renverser 10 gobelets d'affilée, sous pression, tu reviens dans l'équipe.
Dee, baskı altında 10 bardağı fiskelemeyi başarırsan takıma geri dönersin.
Dee, Dee, ça devient dur à regarder.
Dee, Dee, izlemesi gittikçe zorlaşıyor.
C'était étonnant, Dee, et tu m'as donné une idée.
İnanılmazdı, Dee, ve bu sayede aklıma bir şey getirdin.
Et je pense qu'avec la récente découverte des talents de Dee au flip cup, nous pouvons embarrasser à se chier dessus ces petites putes.
Ve Dee'nin yeni keşfettiği fiske yeteneğiyle o küçük sürtükleri yerin dibine sokabiliriz.
Donc, Dee, je veux que tu commences. Vraiment?
- O yüzden Dee, senin başlamanı istiyorum.
Tu ne vois pas, Dee?
Anlamıyor musun, Dee?
Oui, Dee, nous avons empoisonné la bière.
Biraya zehir mi kattınız? Evet, Dee, zehir kattık.
Sans oublier la maman de Roger et son adorable sœur, Dee.
Bunlar da Roger'ın annesi ve sevgili kız kardeşi Dee.
Chantant, diddle-dee, doddle-do, doodle-dum!
# Söylüyorlar... #
Tu as dit que tu ressemblais à un Billy Dee Williams blanc.
- Ona beyaz Billy Dee Williams'a benzediğini söyledin.
Je l'ai pa vu par ici.
Annen mi? Evet, Dee Dee'yi buralarda görmüştüm.
J'ai entendu dire que tu vivais de l'autre côté de la ville. Ouais, c'est ce que dit Dee Dee.
Şehrin diğer tarafında yaşadığını duydum.
Elle dit que t'as trouvé une nouvelle maman.
Dee Dee'nin dediğine göre artık yeni bir annen varmış.
La Terre en ruine, Dee morte, les suicides en hausse, la pagaille dans la flotte, la présidente aux abonnés absents, mais veillons au bien-être des Cylons.
Dünya kül olmuş, Dee öldü intiharlar arttı, filo berbat bir halde Başkan ortalarda yok ama Cylonlara iyi bakılıyor.
Pour avoir... aidé Dee dans sa tentative de révolte. J'ai passé huit ans en prison.
Dedektif Dee'nin ihanet davasına karıştığım için sekiz sene hapis yattım.
Elle est originaire de Yang Qui, dans la cité de Dee.
Venüs Di Şehri'nin Yang Qui'sinden doğmuştur.
Partie depuis 8 ans, originaire de la cité de Dee...
Saray'ı 8 seneliğine terk mi etmiş? Dee Şehr'inden doğmuş, öyle mi?
Cette personne, serait-ce le juge Dee?
Keşiş, Dedektif Lee mi demek istiyor?
Dee s'opposait à votre régence et il fut emprisonné.
8 sene evvel, Dee saltanat naipliğinize karşı çıktı ve vatan hainliği suçuyla hapsedildi.
Allez voir si Dee est encore en vie.
Dee hayatta mı değil mi öğrenin.
Votre Majesté, voici le juge Dee.
Majesteleri, Dee'yi huzurunuza getirdim.
Dee, vous êtes fidèle à vous-même.
Dedektif Dee hiç değişmemişsiniz.
Je rencontre enfin l'illustre Dee.
Seni bekliyordum Birader Dee.
Dee, prenez cet insigne militaire.
Dee, asker künyeni al.
Mon cher Dee, le Grand Officier est là, je vais vous laisser.
Seninle konuşmayacaktım ancak madem buradasın...
- Merci encore, Dee.
- Sağ ol, Dee. Şaka mı ediyorsun?
Je suis le Dr Dee, et voici mon frère, le Dr Dum.
Yüzüğü nereye sakladığını söyle.
OK, je vais te dire.
Kovuldun, Dee. Tamam, bakın ne diyeceğim.
Allez, Dee, vas-y!
Hadi, Dee, yapabilirsin! Hadi ama, Dee, hadi!
Dee, détends-toi!
Dee, hızlan!
- Dee!
D.