English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Deme

Deme tradutor Turco

9,321 parallel translation
Jessica, ne dis pas ça devant les g-o-s-s-e-s.
- O kaşar yok mu! - Jessica ç-o-c-u-k-l-a-r-ı-n önünde aşar deme.
Je n'aurais sûrement plus jamais d'autre chance de le dire, mais... je sais ce que je t'ai fait endurer, et... je suis désolé.
Bunu deme fırsatım olmadı ama başına ne açtığımı biliyorum ve özür dilerim.
Ne m'appelle pas "bébé".
Bana bebeğim deme.
Dis pas ça.
Deme öyle şeyler.
Ne prenez pas cette arme de votre ceinture.
Sakın kemerindeki silahı alayım deme.
- Ne meurs pas là-bas? - Hey, Hunter.
- Orada öleyim deme, tamam mı?
- Tout le "ne te fais pas tuer".
- Bütün o "Orada öleyim deme" leri- -
Ne fais pas "Oh, Fitz".
Hiç "yapma Fitz" falan deme bana. Ben- -
Ne m'appelez jamais comme ça.
- Kendisini. "7 Yıl Önce" - Sakın bir daha bana öyle deme.
Pourquoi? Personne n'est venu?
Sakın kimse gelmedi deme!
Ne jouez pas au poker, vous ne savez pas mentir.
Poker oynayayım deme ayrıca. Yalan söylediğin zaman kulağını ovuyorsun.
Ne tirez pas jusqu'à ce que je vous le dise, M. Jarvis! Howard.
Sana söyleyene dek ateş edeyim deme Bay Jarvis.
- Sans blague.
- Duygusalsın. - Deme ya.
Ne déforme pas les choses.
- Deme öyle. Çevirme lafımı.
Ne m'appelle pas comme ça.
- Lütfen öyle deme bana.
Ne me dis pas ça!
Böyle deme! Tutunabileceğim tek şey o!
Emma, s'il te plait, n'en parle pas à Norman.
Emma, lütfen Norman'a hiçbir şey deme bu konuda.
Ne dis pas ça.
Sakın öyle deme.
Ne dis jamais ça.
Asla öyle deme.
Ne me dites pas que je suis stupide, madame.
SAKIN BANA APTAL DEME, HANIMEFENDİ.
Cole, peu importe ce que tu fais, n'ouvre pas la malette.
Cole, ne yaparsan yap, çantayı sakın açayım deme.
Et ne me dis pas avec de la javel. J'ai pas pu en trouver.
Çamaşır suyu deme, bulamadım.
Non, ne dis rien s'il te plait.
Hayır, lütfen deme.
Désolée.
Öleyim deme sakın.
On n'est pas là pour la charcuterie.
Jambon için de gelmedik deme.
- Arrête.
- Hiç bir araya gelmedim onunla ama oğlunun 18. yaş gününe çağırıldım. - Deme ya.
Ne vous foutez pas de moi. Je suis implacable.
Sakın kafamı bozayım deme, bak acımasızımdır.
- Ne me regarde pas!
- Bana bakayım deme.
T'as pas...
Öldürdüm deme.
Ferme-la.
Ağzını açayım deme.
Major, ne faites rien de stupide.
Major, aptalca bir şeyler yapayım deme.
S'il te plaît, ne m'appelle pas chérie.
Lütfen bana bebiş deme.
- Julio, ne lui dis pas ça!
Ben bir polisim! - Julio, ona öyle deme!
- Oh, Merde. Harry, ne me dites pas cela!
Harry, sakın öyle deme.
- En me laissant un petit garçon à élever.
- Büyütmek için oğlanı da bana bıraktı. - Deme ya.
Ne m'appelle pas Hud.
- Bana Hud deme.
Ne me dis pas de rester calme.
- Bana sakinleş deme sakın!
Ne fais rien de stupide.
Aptalca bir şeyler yapayım deme.
Ne flirtez pas avec mon garçon.
Sakın oğlumla flörtleşeyim deme.
Mais ne t'attache pas trop. Crois-moi.
- Sadece bağlanayım deme, güven bana.
Pour que vous n'ayez pas de regrets.
Satınca pişman olayım deme.
Ne dis pas ça.
Öyle deme.
Ne faites pas ça non plus.
Onu da yapayım deme.
Me dites pas que les prix ont monté.
Ne, fiyatınız arttı deme bana.
- Ça finit quand, la soirée "oui"?
- Evet deme şeyi ne zaman son bulacak?
Est-ce que tu peux ne rien dire à Robert à propos de ta décision tout de suite?
Şimdilik kararınla ilgili Robert'a bir şey deme.
- Ne dites pas ça.
- Öyle deme.
Et me dis pas Milan, car je bosse pas avec ce cannibale.
Sakın Milan deme, ben o yamyam orospu çocuğuyla bir bok yapmam.
Je t'avais pourtant prévenu.
Beni uyarmadın deme.
A cause de toi, Je n'ai jamais eu la chance de dire au revoir à ma fille.
Senin yüzünden, kızıma güle güle deme şansım olmadı.
Ce n'est pas le moment de me faire chier!
Sakın şuan bana bulaşayım deme!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]