English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Demir

Demir tradutor Turco

3,736 parallel translation
T'arrive pas à manger les pilules de fer?
Demir hapları yutamıyor musun?
Les os étalés de façon anatomique sur une table en acier inoxydable froide.
Kemikler anatomik olarak soğuklar, paslanmaz demir masadalar.
Si j'ai appris quelque chose, c'est qu'on ne peut pas avoir trop de minerai de fer.
Bir şey öğrendiysem o da çok fazla demir madenine sahip olunmadığıdır.
même aux portes de la mort. nous n'avons pas besoin de têtes qui se battent pour devenir le chef suprême mais de pattes toujours volontaires pour accomplir les tâches les plus ardues. nous ne tomberons pas.
Ülkemizin bağımsızlığına kavuşması için savaşırken bir lider olmayı düşünen kafalara değil tüm çetin görevleri defedebilecek ayaklara ihtiyacımız var. O ayaklar demir gibi dayanıklı, kaya gibi sağlam olursa hangi zorluklarla karşılaşırsak karşılaşalım asla devrilmeyiz.
le Japon n'est parvenu qu'à s'emparer de quelques ports et lignes de chemin de fer.
Japonya Çin seferine yolladığı asker sayısını 1 milyona çıkardı fakat dalga yüzünden donanma yalnızca birkaç liman ve demir yolunu ele geçirebildi.
Il doit y avoir trop fer dans l'eau.
Sularda çok fazla demir olmalı.
Mouillez l'ancre.
Demir at.
J'avais raison, il y a trop de fer dans l'eau.
Gördün mü, size sularda çok fazla demir var diye söylemiştim.
J'ai l'impression de traîner des boulets.
Sizinle olmak, demir atmış gemi gibi olduğu yerde sabit kalmak gibi.
Je vous avais dit qu'il y avait trop de fer.
Söylemiştim Sularda çok fazla demir var.
Nous avons limité les informations sur l'équipe mais nous connaissons le milliardaire Tony Stark, Ironman...
Ekiple ilgili sınırlı bilgimiz var ancak milyarder Tony Stark'ın Demir Adam'ı...
Me voilà sur mon yacht au large du Monténégro.
Benim, teknemdeyim. Karadağ'ın kıyısına demir atmıştım.
Et les nains des monts de Fer, qu'ont-ils dit?
Demir Tepelerin Cücelerinden ne haber?
Je n'échangerai pas un seul de ces nains contre une armée des Monts de Fer.
Ben bu cücelerin her birini Demir Tepelerden gelecek bir orduya tercih ederim.
On est de simples marchands des Montagnes Bleues. On va voir des parents dans les Monts de Fer.
Bizler Mavi Dağlar'dan gelen basit tüccarlarız Demir Tepeler'de akrabalarımızı ziyaret etmek istiyoruz.
Toutes les armes forgées y sont sous clé.
Tüm demir silahlar orada kilit altında.
Mon armure est de fer.
Zırhım demir gibi.
L'unification, de ce grand pays qu'est le nôtre, a son chemin de fer.
Bu güzel ülkemizin birleşmesi demir yolu aracılığıyla olacaktır.
Le peuple américain le connaîtra bientôt sous le nom d'Iron Patriot.
Yakında Amerikan halkı ise onu Demir Vatansever olarak tanıyacak.
Regardez. Et ils l'ont rebaptisé... "Iron Patriot".
Bir de adını "Demir Vatansever" koydular.
"Je suis Iron Patriot!".
- Ben Demir Vatansever.
Quand j'étais garde du corps d'Iron Man, on me riait au nez.
Bak ne diyeceğim, Demir Adam'ın koruması olduğumu söyleyince ne oluyor biliyor musun? Karşıma geçip gülüyorlar.
Iron Man? - Logiquement, c'est moi.
- Teknik olarak ben Demir Adam'ım.
Si je construisais Iron Man et War Machine...
Demir Adam'ı ve Savaş Makinesi'ni ben yapsaydım...
Iron Patriot.
- Onun adı artık Demir Vatansever.
C'est tellement mieux qu'Iron Patriot.
- İşte bu Demir Vatansever'den çok daha iyi.
Iron Patriot est leur cheval de Troie.
Demir Vatansever'i bir Truva atı olarak kullanıyorlar.
Je suis Iron Man.
Ben Demir Adam'ım!
carence en fer : deux par jour
Demir eksikliği için günde iki kez alın.
C'est à cause... d'une carence en fer.
Hayır, bu benim demir eksikliğim yüzünden.
- Et je peux travailler le fer.
- Ben de demir işleyebilirim.
Coque en fer, aucun alliage.
Gövde sırf demir, alaşım yok.
Tu pourrais suivre la boussole d'acier, à la place.
Biliyorsun, onun yerine Demir Pusula yolunu takip edebilirsin.
- La boussole d'acier?
- Demir Pusula mı?
Et ceci? Un bout de métal des puces de Kingali.
Parlak yüzeyli hurda bir demir Bunun kanıtı olamaz.
Voici les vitamines et le complexe de fer.
Vitamin ve demir kompleksi.
Trouve-nous un endroit où accoster.
Demir atacak bir yer bulun.
Ça dépend, Monsieur Oldman, du nombre de pièces rouillées que vous m'apporterez.
Bu size bağlı, Bay Oldman. Kaç tane paslı demir getireceğinize göre değişir.
Médaillé de la Croix de Fer.
Demir Haç madalyasını almıştım.
hydrogène, hélium, oxygène, fer néon, azote, silicium, magnésium et soufre.
Hidrojen, helyum, oksijen, demir. Neon, nitrojen, silikon, mağnezyum. Ve sülfür.
Dès que Tonya s'évanouit dû à la perte de sang, Je kidnappe ses parents et leur fait regarder pendant que je coupe ses cheveux avec ce taille-haie.
Hele Tonya kan kaybetmeye başlasın, bu demir makasıyla kızın saçlarını keserken... ailesini getirip izlemelerini sağlayacağım.
La grande flèche de fer.
Bu devasa demir kule için.
Le fer...
Demir.
Remonte l'ancre.
Demir al.
Mais pour un accro au meurtre, un fer au feu n'est pas assez.
Fakat bir cinayet bağımlısı için, ateşte bir tek demir yeterli değildir.
50 Cent.
- Evet, demir 50 sent.
- C'est...
- O, o Demir Adam mı?
Iron Patriot.
Demir Vatansever iş başında.
Les imbrûlés.
Demir fostat, umm...
Le fer.
Demir.
Le fer!
- Demir!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]