Translate.vc / Francês → Turco / Devon
Devon tradutor Turco
1,045 parallel translation
Après réflexion, tu devrais peut-être appeler Devon.
Düşündümde belki de Devon'ı arasan iyi olur.
Devon, ils m'ont inculpé de meurtre au second degré.
Devon, beni ikinci dereceden cinayetle suçladılar.
Devon, tu as quelque chose?
Devon, şans varmı?
Tu as dit que s'il n'y avait pas de non-lieu à l'audience préliminaire et que je devais aller au procès, ce procureur allait passer ma vie au peigne fin.
Devon, kendin söyledin. Bu suçlamaları ilk davada çürütemezsem, kefalete bağlanırsam, savcı geçmişimi büyüteçle araştıracaktır.
Devon attend à Long Pine.
Devon, Long Pine'da bekliyor.
11484, rue Devon.
11484 Devon Caddesi.
Et fouillé chaque étable, enclos, carrière et cave du sud du Devon.
Ayrıca güney Devon'daki her ahır arazisini, taş ocağını ve mağarayı araştırdılar.
Dès que ça ira mieux, on ira tous se reposer à Devon.
Sen iyileşir iyileşmez, hep beraber Devon'a tatile gideceğiz.
"M.J. Schlegel, The Rise State Fleming, Devon."
M.J Schlegel, Rise, Fleming bölgesi, Devon.
Le parc de North Devon, Washington Street.
North Devon Park, Washington Street.
"Devon, Angleterre"
DEVON - İNGİLTERE
Je viens d'un petit village du Devon, très éloigné.
Devon'da küçük bir köyde büyüdüm. Taşrada ıssız bir köydür.
- Je devais voir Devon, mais il n'est pas là.
- Güzel. Ben de Devon'la buluşacaktım ama ortada yok.
J'ai dit à Devon : " Ça, un intérieur cuir?
Devon'a dedim ki, " buna mı deri döşeme diyorsun?
- Il se fait appeler "Devon", maintenant.
- Evet. Bu günlerde "Devon" ismini kullanıyor.
Devon, je serai au bal ce soir, mais je suis pas une de tes groupies.
Devon bu akşam baloda olacağımı söyledim sana. Ama o senin küçük hayranlarından biri değilim.
Tia, Sandrah, Devon et Carla.
Tia, Sandrah, Devon ve Carla.
Liam, Devon. Je vous présente Ross.
Liam, Devon, bu Ross.
Devon
Devon.
Devon a dit qu'iI est venu chercherses affaires.
Devon, Oz'un eşyalarını aldırdığını söyledi.
Devon, ils ne sont pas censés danser?
Devon, dans etmeleri gerekmiyor mu?
Devon est sorti avec elle, mais elle était trop bizarre pour lui.
Devon bir süre onunla çıkmıştı. Ama Devon için fazla sıra dışıydı.
Devon, voilà Joey.
Devon, bu Joey.
C'est Devon.
Joey, Devon.
- Le cours de dessin?
- Devon'ı resim dersinden hatırlarsın?
Toi, Devon, tu es en colère.
Ve Devon, sen sinirli bir kızsın.
Et toi, Devon, tu es... Tu te sens incomprise.
Ve Devon, tamamen yanlış anlaşıldığını düşünüyorsun.
Tout ne tourne pas autour de Devon!
Yoksa dünya Devon etrafında mı dönüyor?
Je vais passer chez Devon, voir s'il peut m'héberger, mais j'avais espéré qu'on pourrait discuter.
Devon'a gidip yatacak yeri olup olmadığına bakacağım. Ama seninle konuşmayı umuyorum.
Devon Bradley, acteur, danseur, chanteur.
Devon Bradley. Aktör, dansçı, şarkıcı.
Une voix d'homme : " Un homme s'est effondré au Devon.
Bir erkek, " Devon'da bir adam yere yığıldı.
Je suis là!
Buradayım! Devon!
Devon est là-haut!
Devon, orada mısın?
- Le Devon est le plus approprié.
- Devonshire en iyi yer.
Mais pour m'assurer qu'il s'agissait bien du même garçon, je me suis rendu dans le Devon.
Ama düşündüğüm çocuğun aynı çocuk olduğunu görmek için,
Il y a une convention de sorcières très puissantes dans le Devon.
Devon'da çok güçlü bir cadılar meclisi vardı.
- Mon nom est Devon
- Benim ismim Devon.
C'est juste que c'est dur pour elle car tu t'appelles Devon.
Bu onun için çok zor. İsmin Devon ya.
Devon, on est pas ton méchant beau-père.
Devon, biz senin kötü kalpli üvey baban değiliz.
- Lord Thomas de Devon.
- Devon Lordu Thomas.
Devon appelle.
Devon arıyor.
- En sécurité avec Devon à Long Pine.
- Long Pine'da Devon'ın yanında sağlıklı ve güvende.
Devon a la cheville fragile.
Devon'un ayak bileği zayıf.
Devon, viens!
Devon, haydi!
- Modèle.
Adım Devon.
- Je m'appelle Devon.
- Selam...
- Attends, Devon.
- Bir dakika!
Pardon.
Bir dakika, Devon! Özür dilerim.
Devon!
Devon!
- Nous venons du Devon.
- devonshire'dan geldik.
Désolé Devon.
Kusura bakma Devon.