Translate.vc / Francês → Turco / Diablé
Diablé tradutor Turco
13,915 parallel translation
Pourquoi diable lui accorderions nous cela?
Neden böyle bir şey yapayım ki?
Où diable est Antoine?
Antoine hangi cehennemde?
Mais que diable ai-je sur le dos?
Ben ne giyiyorum böyle be?
L'endroit me parait plus... un chambre d'étudiant que d'adorateur du diable
Mekan daha çok... bir satanistin yerinden çok tıp öğrencisininkine benziyor.
Parole du diable.
Adını anmışken...
Penses-tu que je suis le diable car je suis diabolique par nature ou juste car mon Père l'a décidé?
Sence Şeytan olmamın sebebi tabiatımda kötülük olması mı yoksa sevgili babamızın öyle olduğuma karar vermesi mi?
Que penses-tu qu'il arrive quand le Diable quitte l'Enfer?
Şeytan cehennemi terk edince ne oluyor sanıyorsun?
Ai-je... vendu mon âme au diable?
Ruhumu Şeytan'a sattım mı?
Cela impliquerait que le diable soit intéressé par ton âme.
Şeytan'ın ruhuna ilgi gösterdiği anlamına gelirdi bu.
Donc c'est le diable qui t'a fait faire ça, c'est ça?
Tabii. Bunları sana Şeytan yaptırdı yani.
Sans le blues, il n'y aurait pas de musique du diable.
Blues olmasaydı Şeytan'ın müziği diye bir şey de olmazdı.
Comme le diable?
- Şeytan olan gibi mi?
- Vous êtes le diable!
- Şeytansın sen ya!
Qui est le diable maintenant?
Bir de bana Şeytan derler.
Qui diable êtes-vous?
Kimsin sen ya?
Tu es le diable.
Şeytan'sın sen.
Renoncez-vous à la diable et tout son travail?
- Şeytanı ve tüm işlerini terk ediyor musun?
Qui diable est ce Bhakbhakaun?
Su kahrolasi Bhakbhakaun da kimmis?
Nous avons fait un diable d'une équipe, hein?
Muhteşem bir ikiliydik.
En parlant du diable...
Iti an çomagi hazirla.
Le diable en personne.
Geri dönüyorum.
Je pensais pouvoir connaître le diable sans en devenir un.
Şeytanı, şeytan olmadan evvel öğrenebilirim dedim.
Je me fais l'avocat du diable.
Evet ama şeytanın avukatı burada...
Ma question est, comment diable sait-il pour le Hooper?
Benim sorum şu : Hopper'ı nereden biliyordu ki?
Comment diable Goro s'attend-il à ce que je trouve cette somme?
Goro benden o kadar parayı vermemi nasıl bekliyor ki?
Au diable tout ça.
Lanet olsun.
- Comme l'avocat du diable.
- Şeytanın avukatı olarak.
- Oui, mais qui connait mieux le dossier de l'avocat que le diable?
- Evet, ama şeytandan daha iyi avukatın davasını kim bilebilir?
J'ai déjà vu ce diable.
Şeytan dövmesini daha önce gördüm.
Va au diable.
- Cehenneme git!
L'avocat du diable : Elle m'a dit que tout ce dont elle a besoin est moi.
Tamam, şeytanın avukatına göre tek ihtiyacı olan şeyin ben olduğumu söyledi.
Allez au diable, Grinder!
Lanet olsun sana Grinder!
Allez au diable!
Lanet olsun sana!
Où diable est le Dr. Katz? !
- Dr. Katz nerede kaldı?
Qu'es-ce diable ça signifie.
Ne demek bu?
- Qui diable êtes-vous, de toute façon?
- Sen de kimsin?
Qui diable êtes-vous?
Kimsin lan sen?
Pourquoi diable sont-ils là?
- Neden oradalar ki?
Pourquoi diable feraient-ils ça?
- Neden böyle bir şey yapsınlar ki?
Par les dents du diable.
Yok artık.
- Le diable, tu dis?
- Şeytandan mı bahsediyorsun?
- Le diable en effet.
- Ta kendisinden.
Je ne voudrais pas voir mon reflet si je ressemblais au derrière du diable.
Şeytan götüne benzesem ben de kendimi görmek istemezdim.
Alors qui diable êtes vous?
- Siz kimsiniz peki?
Que diable?
- Neler oluyor?
Tu es un magnifique diable de premier rang.
Ama bir numaralı yakışıklı şeytanın tekisin.
- Va au diable.
- Cehennemdeyim zaten... d let me take you there d d wait a minute till ya d d aw hey d - Cehenneme kadar yolun var!
- Le Diable est en elle!
O kızın içinde bir şeytan var!
C'est un pacte avec le Diable.
Hiçbirimiz yapamayız. Bu şeytani bir anlaşma.
Dieu a besoin de moi pour aider à remettre le diable dans sa boîte.
Çünkü tanrı onu yeniden hapsetmek için yardımımı istiyor.
Comment diable ont-ils perdu un prisonnier?
Lanet olası bir mahkumu nasıl kaybederler?