English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Diger

Diger tradutor Turco

61,228 parallel translation
Et j'ai pensé à tous les autres mecs.
Ve diğer erkeklerin hepsi aklıma geldi.
Ton père doit être au courant grâce aux autres agents.
Baban diğer memurlardan bir şey duymuştur.
Mais si vous ne l'affrontez pas, la seule option est de passer à autre chose.
Ama o çocukla yüzleşmeyeceksen diğer seçeneğin, hayatına devam etmek.
Si on doit empêcher qu'on nous vole ou voler à notre tour, je m'en fous.
İster bizden çalan insanlara engel olmamız gereksin ister diğer insanlardan çalmamız gereksin umurumda değil.
Puis je finirai de le brûler au visage, jusqu'à ce qu'il meure.
Sonra da Dwight ölene kadar yüzünün diğer yarısını da yakarım.
Ou d'autres rescapés.
Belki de diğer insanlara karşı.
Je veux 12 rôdeurs, ou "morts" en jargon local, pour étendre la clôture, et que ça saute.
Bir düzine daha aylak istiyorum. Halk dilinde namıdiğer "ölü olanlar". Tel örgü protokolünü genişletmek için.
Et la fois d'avant.
Diğer sefer için de.
Et encore l'autre fois.
Diğer sefer için de.
Tous les fonds futurs passeront par le service de clientèle, comme les autres revenus de Stussy, quelques milliers par mois, plus ou moins.
Gelecek fonlar merkez büronuz üzerinden yapılacak. Tıpkı diğer Stussy gelirleri gibi. Her ay aşağı yukarı birkaç bin.
Dale est mon nouveau papa, maintenant?
O zaman Dale benim diğer babam mı oluyor?
Alors que Teach, Jennings et les autres géants furent acclamés comme les pères de la république pirate, c'était en réalité un autre homme qui lui avait donné naissance.
Teach, Jennings ve diğer devler korsan cumhuriyetinin kurucuları olarak göklere çıkartılırken aslında ana damarı kesen başka biriymiş.
Comprenez ma confusion. Le premier roi de Nassau vous avait humilié consciencieusement et publiquement et avait interdit qu'on vous recrute.
Nassau'nun ilk kralının herkesin içinde seni utandırdığı ve diğer ekiplerin seni mürettebat olarak almasını yasakladığını göz önünde bulundurunca şaşkınlığımı anlıyorsundur.
La milice arrivera bientôt. Elle aura entendu l'alerte.
Alarmı duyan diğer mülklerdeki milislerin gelmesi an meselesi.
Les familles furent dispersées parmi diverses plantations. Aucune communauté ne peut se révolter et toutes doivent défendre leur plantation. Sinon, les maris, les femmes et les enfants, hébergés dans d'autres plantations, seraient punis très sévèrement.
Aileler adadaki diğer çiftliklere dağıtılınca bir topluluk ayaklanırsa veya bir mülkün düşürülmesine tepkisiz kalırsa diğer çiftliklere tutulan kocaları karıları ve çocukları en sert şekilde cezalandırılacakmış.
Nous libérerons les autres plantations. Les sept autres domaines?
- Çabucak ilerleyip, diğer çiftlikleri de ele geçiririz. - 7 farklı mülkü mü?
Quand j'entends que des couples se cassent l'urètre...
Ama sonra diğer çiftlerin üretra parçaladığını duyduğumda...
C'est parce que les autres ont pas le droit de jouer avec toi?
Diğer çocuklara seninle oynamamaları söylendiği için kalbin ağrıyor olabilir mi?
C'est de l'autre côté de la colline.
Rivermouth Köyü. Tepenin diğer tarafında.
Et ce gars que Maurice a tué?
Peki ya Maurice'in öldürdüğü adam. Diğer Stussy?
Pourquoi ne pas juste mettre l'autre paire complète?
- Neden diğer teklerini giymiyorsun? - Çok sık oluyor.
- J'ai déjà tout dit à l'autre.
- Diğer bayana her şeyi anlattım.
L'autre...
Diğer...
J'aurais préféré que nous soyons assis à la vraie table.
Keşke diğer masada oturmayı kabul etseydin.
Un jour, elle est solvable, le lendemain, elle ne vaut plus rien.
Bir gün paha biçilemezken, diğer gün değersiz oluyor.
Voyez-vous, Emmit Stussy, que vous rencontrerez, est un grand homme, un philanthrope, un meneur, et récemment, il parle beaucoup et de plus en plus souvent de se vouer à ses œuvres de charité,
Tanışacağın Emmit Stussy, büyük adamdır, Bir hayırsever, bir lider, ve, son zamanlarda, Kendini iyi işlerine adamakla ilgili konuşur oldu, diğer bir deyişle, insanlığın iyiliği.
On demandait 100 000 pour qu'elle ne sache rien, maintenant je demande 200 000 pour lui dire l'autre vérité.
Onun bilmemesi için 100 bin dolar istiyorduk, şimdi ona diğer gerçeği söylemek için 200 bin dolar diyorum.
Et le prix pour la convaincre de l'autre vérité, c'est 200 000.
Ve onu diğer gerçeğe inandırmanın, bedeli 200 bin dolar diyorum.
Et le monsieur dans le bureau à côté, c'est monsieur...
Ve yan ofisteki diğer beyefendi, o Bay...
J'aurais besoin de lui parler également, ainsi qu'à vos autres cadres supérieurs.
Oh, anlıyorum. Onunla da konuşmalıyım, ve personelinizin diğer üst düzey üyeleriyle.
J'ai été très claire avec votre collègue, la dernière fois.
Bir önceki sefer diğer memurla çok açık konuşmuştum.
Pas de traitement de faveur parce que je suis riche.
Zengin olduğum için özel bir muamele istemiyorum. Bana diğer her suçlu gibi davran.
Allons.
Ve diğer günler,
De l'autre côté!
Diğer taraf!
Le reste viendra d'autres offres, toutes seront nouvelles.
Kalanı diğer girişimler, tüm yeni işlerden gelecek.
Il était un héros sur terre et méprisé partout ailleurs.
Dünya ve küçümsenen diğer yerler için bir kahramandı.
Un organisme qui peut remanier d'autres formes de vie et les utiliser pour évoluer.
Diğer yaşam formlarını başka amaçlarla kullanıp onları evrimleştirecek bir organizma.
L'autre chose que vous devez faire, Si ça ne me dérange pas de dire...
Söylememde sakınca yoksa yapmanız gereken diğer şey....
Mais sinon, c'était l'isolement!
Fakat diğer seçenek koğuşa kilitlenmendi.
Qu'y avait-il de si urgent?
Bu kadar acil olan neymiş? Şehrin diğer ucundan buraya gelebilmek için yolda kavga etmek zorunda kaldım.
- Vous avez parlé?
Diğer radikallerin ismini mi verdin?
Nous disions que c'était encore une accusation abusive.
Bu sonuç hem bu davada hem de diğer suçlamalarda başından beri söylediklerimizi doğruluyor :
Tu as passé la frontière.
Diğer tarafa geçtin.
Mais on est à la maison et tu vas à l'école. Comme d'habitude.
Ama şimdi evdeyiz ve diğer günler olduğu gibi okul için hazırlanma vakti geldi.
Que d'une manière ou d'une autre, je n'étais pas fière de lui ou du sacrifice que lui et tant d'autres ont fait dans cette guerre.
Bu savaşta onunla ve diğer bir çok kişinin gösterdiği fedakarlıkla gurur duymadığım izlenimi.
L'altenative, c'est la prison, ou l'asile psychiatrique.
Diğer seçenekler hapis ya da akıl hastanesi.
Dès que j'ai le reste de l'argent, je disparais.
Paramın diğer yarısını alır almaz gideceğim.
Ils vont me traiter de traître, ils voudront savoir si j'ai déjà parlé, je suis déjà allé de l'autre côté, vendre des secrets au plus offrant.
Bana vatan haini diyecekler. Diğer tarafa geçmekten veya en çok para verene sırları satmaktan hiç bahsettim mi diye soracaklar.
Andrew Keane a perdu plus d'hommes que n'importe quel autre commandant pendant le déferlement.
Andrew Keane akın sırasında tüm diğer komutanlardan fazla adam kaybetti.
- Andrew Keane a perdu plus d'hommes que n'importe quel autre commandant durant l'affrontement.
Andrew Keane akın sırasında tüm diğer komutanlardan fazla adam kaybetti.
Et le reste de mon équipe?
Peki ya diğer çalışanlarım?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]