Translate.vc / Francês → Turco / Ditch
Ditch tradutor Turco
27 parallel translation
L'abîme Dreyfus!
Dreyfus Ditch!
Ensuite on y a mis le fossé Ribald pour irriguer la terre pour le petit fermier.
Biz de Ribald Ditch'i küçük çiftçi için... toprağı sulamak üzere oraya soktuk.
Et je suis le père spirituel de groupes tels que 2BeRich et Boy-nudo.
Boy-nudo ve New Kids in the Ditch gibi grupların arkasındaki kişiyim.
C'est comme dans "Trahison à la mine du mort"!
... Ahh! Hey! Bu aynı "Double-cross at Dead Man's Ditch" deki gibi, onun bir tren değil araba olması dışında.
C'est fascinant, mais qu'est ce qu'un esprit qui joue à "ding dong ditch" a à voir avec les fantômes de soldats américains qui continuent le même combat en boucle?
Çok güzel, ama böyle bir hayaletin bir çok kez yanyana savaşmış....... bir avuç Amerikan askeri ile ne gibi bir alakası olabilir?
De Sugar Ditch.
Sugar Ditch'ten.
Il faut que je rentre à Sugar Ditch.
Bu yüzden Sugar Ditch'e geri dönmeliyim.
Vous pouvez pas faire ça.
Sugar Ditch'e geri dönemezsiniz.
Voyons Ditch thésaurus, bien?
Eş anlamlı bir kelime bulalım şuna.
Nous avions loué une maison sur la plage de Ditch Plains à Montauk.
Montauk'taki Ditch Plains Sahili'nde bir ev kiralamıştık.
Je cesse pas de dire qu'il faut faire un truc pour ces nids de poule à Ditch Plains.
Ditch Plains'teki yol çukurlarıyla ilgili bir şeyler yapılmasını söylüyorum sürekli. - Ditch Plains mi?
- Ditch Plains.
- Uğradığın için sağ ol dostum.
Que faisait-tu à Ditch Plains ce matin?
Sabah Ditch Plains'te ne yapıyordun sen?
Je t'ai vu au food truck avec une petite brune...
Geçen gün seni Ditch Witch'te küçük bir esmerle gördüm.
Je dis toujours que cette ville devrait faire un truc pour ces nids de poule à Ditch Plains et ils sont genre, "des gens célèbres vivent là-bas?"
Ditch Plains'teki yol çukurlarıyla ilgili bir şeyler yapılmasını söylüyorum sürekli ama onlar " Orada ünlü insan yaşamıyor ki.
Marcher, courir, tu faisais quoi à Ditch Plains ce matin?
Bu yürüyüşler, koşular falan... Sabah Ditch Plains'te ne yapıyordun sen?
Le Hoxton Ditch.
Hoxton Ditch.
J'ai reçu un appel pour une fusillade au Hoxton Ditch.
Hoxton Ditch'deki silah sesi için bir çağrı aldım.
On dirait que le Hoxton Ditch est un casino!
Görünüşe göre Hoxton Ditch bir kumarhaneymiş.
Qu'est-ce que ça a à faire avec le meurtre au Hoxton Ditch?
Bunun Hoxton Ditch cinayeti ile alakası nedir?
Et aujourd'hui, je suis retombée sur lui au Hoxton Ditch où il dirige la salle de jeu.
Bugün de, onunla Hoxton Ditch'de karşılaştım oradaki bir kumar odasını işletiyordu.
Du Dragon Vert vers le Hoxton Ditch.
Yeşil Ejder'den Hoxton Ditch'e.
Vous admettez être entré au Hoxton Ditch et l'avoir abattu avec un Glock 9mm.
Hoxton Ditch'e girdiğini, 9mm Glock tabancayla onu vurduğunu itiraf ediyorsun.
- et qu'il avait menacé ma famille.
Hoxton Ditch kumarhanesine girmek bile en azından bir 2,000 Pound. -... ve ailemi tehdit ediyordu.
Elle avait des vues sur le Hoxton Ditch pour étendre son réseau de blanchiment d'argent, et elle s'est servi de vous pour la débarrasser de Caleb Pursey.
Para aklama operasyonunu genişletmek için Hoxton Ditch'i ayarlayacaktı. Bu yüzden Caleb Pursey'den kurtulmak için seni kullandı.
Don Marianski du Hoxton Ditch, que tu as vu au Dragon Vert.
Hoxton Ditch'deki Don Marianski, Yeşil Ejder'de onu görmüştün.
Ça coûte 2000 Livres rien que pour passer la porte du casino au Hoxton Ditch, alors je ne crois pas vraiment que tu as déjà joué là-bas.
Orada bir kere bile kumar oynadığına inanmıyorum.