Translate.vc / Francês → Turco / Diéu
Diéu tradutor Turco
149,121 parallel translation
Oh, mon Dieu.
Tanrım.
Oh, tu sais, ce mec a voulu devenir un Dieu, donc on a ouvert un portail sous son cube d'énergie quantique, puis le Ghost Rider l'a entraîné dans une autre dimension avec sa chaîne de flammes.
Adam tanrı olmaya çalıştı. Biz de onun Quantum Enerji küpünün altına bir portal açtık. Sonra Hayalet Sürücü alevli zinciri ile onu başka bir boyuta sürükledi.
Mon Dieu. Qui a fait ça?
Aman Tanrım.
Oh, mon Dieu.
Hayır!
Mon Dieu.
Of.
Dieu lui-même ne peut pas empêcher quelques voleurs de traverser une rivière.
Tanrı bile koca nehri geçen birkaç uğursuzu durduramaz Eli.
Dieu le sait.
Tanrı.
On peut faire ça pour des raisons obscures ou on peut accomplir notre mission. Chercher Dieu.
Net olmayan sebeplerden göğsümüzden vurulabiliriz veya yapmak için geldiğimiz şeyi yaparız ve Tanrı'yı ararız.
Bon, je crois qu'on va chercher Dieu.
Tamam, Tanrı'yı arıyoruz o zaman.
J'en ai besoin pour retrouver Dieu.
Hayır. Tanrı'yı bulmama yardım etmesi için bana lâzım.
Dieu le bannit aux enfers et le condamna à revivre son pire souvenir encore et encore et encore.
Tanrı da onu Cehennem'e sürmüş oraya hapsetmiş ve en acı verici anılarını tekrar tekrar yaşamaya mahkûm etmiştir.
Tu crois que tu travailles pour Dieu.
Tanrı için çalıştığını sanıyorsun değil mi?
"Tue le pasteur et Dieu exaucera tes voeux."
Vaizi öldürürsen Tanrı sana istediğin şeyi verecek.
Dieu te donnera que dalle.
Tanrı'nın sikinde bile değil.
Le vrai Dieu nous a abandonnés.
Gerçek Tanrı bizi Dünya'da kendi başımıza bıraktı.
C'est pas Dieu qui t'y enverra.
Tanrı seni oraya götüremez. ... ve gelecek dünyanın alametlerini bilin!
Il rivalise avec Dieu.
Tanrı'ya denk bir güç.
Que Dieu nous ouvrent.
- Tanrý yolumu açsýn.
Que Dieu reconnaisse mon mérite.
Tanrý beni size layýk etsin.
Que Dieu nous ouvrent.
- Tanrý yolunu açsýn.
Alors, Dieu a envoyé une peste spéciale.
Tanrý da özel bir salgýn yarattý.
La fertilité est un don de Dieu.
Dođurganlýk Tanrý'nýn sizlere bahţettiđi bir armađan.
Que Dieu bénisse votre effort et engendre son miracle.
Tanrý çabalarýný kutsasýn. Tanrý mucizesini göstersin.
S'il vous plaît, Dieu.
Yalvarýrým Tanrým.
Et pourquoi Dieu a-t-il... autorisé une chose aussi horrible?
Peki Tanrý böyle kötü bir ţeyin yaţanmasýna neden izin verdi?
Mon Dieu!
Tanrým cidden mi?
Mon Dieu!
Tanrým!
Que Dieu me rende digne de Lui.
- Tanrı beni size layık etsin.
La fertilité est un don de Dieu.
Doğurganlık Tanrı'nın sizlere bahşettiği bir armağan.
- Oui, Dieu merci.
Şükürler olsun.
Les autres sont avec Dieu.
Diğerleri ise artık Tanrı'nın huzurunda.
Dieu soit loué.
Şükürler olsun.
- Mon Dieu!
- Tanrım!
Mon Dieu, faites que je ne sois pas cette conne.
Yalvarırım Tanrım, o geri zekalı kız gibi olmama izin verme.
Pitié, mon Dieu. Je ne veux pas souffrir.
Yalvarırım Tanrım, acı çekmek istemiyorum.
Au nom de Dieu et de ses Serviteurs sur Terre, l'accusée est reconnue coupable.
O halde Tanrı'nın adıyla, dünyadaki hizmetkarları olarak sanık suçlu bulunmuştur.
Mais Dieu a jugé bon de vous rendre féconde, ce qui nous contraint.
Ancak Tanrı seni kutsal meyvenle ödüllendirdi, buna bağlı kalacağız.
Il y a de l'espoir. Que Dieu ait pitié de vous.
Tanrı sana merhamet göstersin.
Agenouillez-vous et priez pour que Dieu vous ait trouvé une utilité.
Şimdi diz çök ve... seni değerli kılması için tanrıya dua et.
Dieu sait ce qu'il y a dans votre cœur.
Kalbindekileri tanrı bilir.
Chacun doit répondre devant Dieu.
Herkes tanrıya hesap verir.
Dieu ne vous aurait jamais pardonné cette faiblesse.
Tanrı bu zayıflığı aktarmana asla izin vermez.
Dieu vous bénisse.
Tanrı seni korusun.
et mon pays, mes frères, et Dieu tout-puissant.
Kendi vatanım... Kardeşlerim... ve yüce tanrı arasındaki anlaşmayı.
Elle sait qu'il doit offrir un sacrifice à Dieu pour obtenir la rédemption.
Kurtuluşa ermek için tanrıya kurban vermesi gerek. Bunu biliyor.
Pitié, mon Dieu. "
Lütfen Tanrım.
Le monde de Dieu abonde de miracles, n'est-ce pas, mesdemoiselles?
Tanrının dünyası mucizelerle dolu, değil mi kızlar?
Je le sais. Mais... Si Dieu nous accorde sa bénédiction,
Fakat... tanrı bizlere nimetler ve sınavlar sunar.
Mon Dieu.
Tanrım.
- Mon Dieu.
- İnanmıyorum.
Louis, je vais laisser passer ça, car je sais que tu es blessé, mais c'est pour ça que j'ai raison, car si tu peux me parler comme ça, que Dieu aide ces associés.
Louis acı içinde olduğunu bildiğimden bu söylediklerini duymazdan geleceğim. Ama işte bu yaptığın bile benim haklı olduğumu gösteriyor. Çünkü bana bu şekilde konuşabiliyorsan Tanrı o avukatların yardımcısı olsun.