English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Dmt

Dmt tradutor Turco

95 parallel translation
Vous êtes-vous déjà assis pour fumer du D.M.T.?
İçinizde herhangi biriniz oturup bağdaş kurup DMT çekip ne olacağını gördü mü acaba?
DMT STP BMT
Alkol, sigara, öksürük şurubu
- Je suis le président de...
- Ben DMT'nin... - Başkanısın.Harika.
C'est quoi, DMT?
DMT nedir?
{ \ pos ( 192,240 ) } Le truc, c'est que même si DMT a fabriqué ses propres nanites, le code, la programmation... la majeure partie est copiée directement des Réplicateurs.
DMT bile kendi nanitlerini üretti kodlama, programlama... Bunların çoğu doğrudan Çoğalıcılardan aşırıldı.
Et une pipe de DMT avant que tu arrives.
Sen gelmeden hemen önce de bir posta DMT tüttürdüm.
Tu crois que Bruno a des trucs plus forts que le DMT?
Sence Bruno'da DMT'den daha sert bir şeyler var mıdır?
C'est le DMT.
DMT'nin etkisi bu.
Et aussi un peu de DMT.
- Biraz da DMT alırım diyorum.
Est-ce que tu as du DMT?
Elinde DMT var mı?
Du DMT?
DMT?
C'est bizarre, l'effet du DMT ne dure que six minutes.
Tuhaf, DMT'nin etkisi sadece altı dakika sürüyor.
Lis ça avant d'essayer du DMT.
DMT kullanmadan önce bunu bir oku derim.
Est-ce que tu as du DMT?
- Elinde DMT var mı?
J'ai un petit peu de DMT.
Elimde bir miktar DMT var.
Une des choses qui rend... Une des choses qui fait que le DMT me fascine toujours, c'est le fait que c'est une molécule tellement simple.
DMT hakkında beni herzaman etkileyen şeylerden birisi çok basit bir molekül olmasıdır.
N, N-diméthyltryptamine. Si vous regardez la structure de l'anneau du DMT, vous remarquerez qu'il n'y a que quatre points ou vous pouvez attacher quelque chose.
Eğer DMT'nin halka yapısına bakarsanız, bağlama yapabileceğiniz sadece 4 pozisyon göreceksiniz.
Il y a d'autres échanges à base de carbone que vous pouvez générer qui donnera des composés avec certains niveaux de psycho-activité, mais très différents du DMT.
Bunlar da size aktif bileşikleri verir ama DMT'den farklıdırlar. Biosentetik olarak triptofandan 2 aşama farklıdır.
Et tous les organismes ont les deux clés qui conduisent à la synthèse enzymatique du DMT, et ces enzymes sont anciens, ils sont partout, ce sont des éléments clés du métabolisme.
Ve bunlar çok eski enzimlerdir, heryerdedirler ve esas metabolizmanın önemli bir parçasıdırlar. Yani teorik olarak, herhangi birşey DMT'yi sentezleyebilir.
Le DMT est incroyablement disponible dans les plantes et les animaux à travers le monde, mais personne ne sait pourquoi il est là, ou quelque fonctions que ce soit.
Fakat şu ana dek kimse bunun nedenini ya da işlevini bulamadı. 64 milyar dolarlık bir soru bu.
C'est la question de 64 milliards de dollars. Pourquoi le DMT est-il dans notre corps?
DMT'nin insan vücudundaki, bitkilerdeki ve tüm memelilerdeki işlevi nedir?
La connaissance conventionnelle d'il y a 30 ou 40 ans, c'est que ces choses n'avaient pas de fonctions révélantes.
DMT lerin gerçek bir işlevi yoktu ve sadece fizyolojik gürültüydüler.
J'ai été impressionné par la glande pinéale, qui est un organe très petit au centre du cerveau, qui a toujours été un objet d'intérêt et même de vénération pour certains au sein du département de physiologie.
Bu bölge, pekçok ezoterik fizyolojik otorite tarafından ilgi ve önem arzetmiştir. DMT'nin kaynağının pineal gland olması çok da çıIgınca bir fikir gibi gelmemişti.
Je pensais que ce ne serait pas absurde de supposer le rapport entre la glande pinéale et la production de DMT dans laquelle est inscrit dans ma théorie que la glande pinéale est en quelque sorte relié avec les états mystiques spontanées.
Bu da pinealin, doğal olarak oluşan mistik durumlarla bağlantıIı olduğu teorime çok uyuyordu.
Cette hypothèse suggère que la glande pinéale parfois sous un certain stress ou une stimulation, sécrète une certaine quantité d'hormone DMT.
Bu hipotez şunu öngörmektedir : Bazı stres uyarımlarında, pineal gland çok önemli miktarda DMT hormonu salgılar. İşte ruhun vücuda girip çıkmasını kolaylaştıran hormon budur.
Je pense que peut-être Il y a un rôle dans le DMT pour expliquer un certain nombre de phénomènes hallucinatoires que l'homme à experimpenté à travers l'histoire.
Bence tarih boyunca insanoğlunun deneyimlediği halusinasyonla ilgili tüm fenomenlerde DMT'nin rolü var.
Une des autres choses intéressantes sur la pharmacologie de DMT est qu'il est activement transportée dans le cerveau, alors vous pouvez imaginer quel est le rôle du DMT chaque jour, dans chaque perception et dans chaque activité.
DMT farmokolojisiyle ilgili ilginç noktalardan bir diğeri de aktif olarak beyne taşınmasıdır. DMT'nin günlük algısal aktivite üzerindeki etkisini merak ediyorsanız, çok fazla DMT psikedelik bir etki yaratırken, yetersiz DMT ise dünyayı donuk, düz ve gri görmenize yol açar.
Il y a quelque chose pour moi qui à un sens à propos du DMT.
Siz buna "ruh molekülü" diyorsunuz.
Fumer le DMT est comme un "tir" psychédélique.
DMT dumanını çekmek, psikedeliklerin ateşlenmesi gibidir. Bir yerdesiniz, sonra Bang, başka bir yerde..
Lorsque le Dimethyltryptamine est administré cela a un effet très rapide et une très courte durée d'action.
DMT verildiği anda çok kısa sürede aktive olur. Çünkü vücut tarafından temizlenmek üzere çok hızlı parçalanır.
Il peut donc être libre. Le DMT est rapidement dégradé par enzyme du foie appelée monoamine oxydase ( MAO ).
DMT, monoamin oksidas denen, karaciğerdeki bir enzim tarafından çözünür.
Et l'ingrédient visionnaire dans l'Ayahuasca est le DMT. Grâce à une action chimique extraordinaire, cela nous a permis de nous pré-alphabétisés, que les indigènes de l'Amazonie ont pu découvrir.
Amazon yerlileri, yazıIı kimya bilgileri olmaksızın ya tesadüfen ya da bir karışım yaparak DMT içeren bir bitki bir de ayrıca enzim inhibitörü içeren bir bitki buldular.
Mes expériences avec DMT ont été comme viable, Je sens qu'il y a une valeur plus élevée dans ce mode dans laquelle, l'expérience est étendue et devient plus d'espace navigable.
Benim için değerli olan DMT deneyimlerim gibi, bu kavmin, genişleyen ve hareket alanı sağlayan teknolojisinin de çok değerli olduğunu hissediyorum.
Je crois qu'il y a une raison pour laquelle les cultures ont... appris à transformer une expérience de 5 minutes en une expérience de 5 heures. À mon avis l'Ayahuasca a un plan et il est obtenu dans le monde entier le DMT et accessible à des milliers de vies.
Öyle geliyor ki Ayahuskanın bir planı vardı ve bu tüm dünyaya ulaştı, ve DMT'yi binlerce insanın yaşamına soktu.
C'était une façon très amusant de connaître l'existence d'un puissant et intéressant, et sur un sujet anthropologiquement riche, d'un composé comme le DMT, parce que c'est devenu plus comme un concept et pas nécessairement quelque chose que les gens ont besoin d'utiliser.
Bu kadar güçIü, ilginç, antropolojik olarak zengin bir konu olan DMT bileşeni hakkında bilgi edinmenin çok eğlenceli bir yolu vardı DMT, insanlar için, kullanmak zorunda oldukları bir maddeden ziyade artık bir kavram haline geldi.
Durant le flash du DMT, il est évident que la non-conscience du corps est une possibilité.
DMT etkisi, vücuttan ayrıImış bilincin mümkün olduğunu açıkça göstermektedir. Bence tarihteki ve yaşamdaki tüm gerginlikler bedenden kurtulma ile alakalı.
Il semble être d'un autre ordre que le LSD, la Mescaline et les autres choses qui existent.
LSD'den, meskalin ve diğerlerinden farklı bir çeşit olarak görünüyordu. Gerçekten de DMT çok farklı bir deneyim seviyesi sunuyordu.
Rodolphe Lakota Spirit
İşte DMT'nin ya da dimethyltryptamine'nin hikayesi.
Ceci est l'histoire du "DMT" ou Diméthyltryptamine.
İnsan bilinci üzerinde çok etkili, doğada bulunan basit bir bileşik.
DMT signifie Dimethyltryptamine.
- N-Dimethyltryptamine'ni simgelemektedir.
Eh bien, le tryptophane est un acide aminé qui est partout. Donc, tous les organismes ont du tryptophane.
Tüm organizmalarda tryptophan bulunmaktadır, ve bütün organizmalar DMT sentezine yol açan iki anahtar enzime sahiptirler.
Ainsi, en théorie, n'importe quel organisme peut synthétiser du DMT.
DMT, şaşırtıcı birşekilde doğadaki bitki ve hayvanlarda çokça görülmektedir.
Il y a un but dans tout cela. Il y a réellement un sens, que le DMT Pourrait être la base commune d'un langage moléculaire.
Bu amaç DMT'nin ortak moleküler dil olabileceği görüşüne çok uygun..
DMT la "molécule de l'Esprit"
DMT, yani sprit molekülü, bir bilmece, paradoks.
C'est ce que les mystiques juifs ont décrient, dans un langage codé pour littéralement des milliers d'années.
Meditasyon, oruç, ilahi söylemek ya da başka herhangi bir teknik ile özden kaynaklanan DMT seviyesinde bir patlama oluşabilir.
Par la méditation, le jeûne, le chant et diverses autres techniques il pourrait se produire un flux de DMT endogène qui pourraient être des expériences connexes mystique ou de mort imminente ( NDE ).
Bu da mistik ve ölüme yakın deneyimle bağlantıIıdır.
Trop de DMT et les choses deviennent très psychédélique, pas assez de DMT et les choses deviennent grises, plates et ennuyeuses.
Bu nokta da DMT benim için çok önemlidir.
Qui, De toute évidence, est devenu plus populaire dans les 10 ou 15 dernières années.
Ayahuskada bulunan görsel hayal içeriği DMT'dir.
Je ne sais pas comment ils ont trouvé qu'une plante contenait du DMT et autre plante contenaient des inhibiteurs de Mono-Amine d'Oxydase ( IMAO ) et que combinés, ils pourraient consommer du DMT actif par voie orale.
Bunlar karştırıIıp DMT içilebilir. Yarım saat içinde etkinleşir, etkisi de 3-4 saat sürer.
Je pense que beaucoup de gens de ma génération on d'abord entendu parler du DMT par Terence McKenna.
Benim neslimdeki pek çok kişi gibi ben de ilk olarak DMT'yi Terence McKenna'dan duydum.
Le composé qui semble être le meilleur candidat afin de rouvrir la recherche sur les psychédéliques aux États-Unis serait le DMT.
LSD ve benzeri psikedelik ilaçlara verilen aleyhte tepkilerin ne kadar az olduğunu takip etselerdi, psikedelik araştırmalarda ABD cephesini tekrar açabilecek en iyi uyuşturucu, bileşim ya da kimyasalın DMT olduğunu görürlerdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]