English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Doggie

Doggie tradutor Turco

51 parallel translation
Combien vaut "Ce chien dans la vitrine"?
"Doggie in the Window?" ne kadar sattı?
- Nourriture pour les chiens?
- Köpek maması mı? - Doggie King markası.
- Doggie King. Et alors?
Pekala, ne olmuş yani?
Si on découvre ce qu'on met la nuit chez Doggie King?
- Peki ya biri Doggie King'deki gece çalışanlarının öğütücüye ne attığını fark ederse?
Doggie King!
Doggie King
T'es un doggie bag.
Sen de çöp torbasısın.
C'était pour faire du porte-à-porte... pour "Toutou-caca-dodo".
İnsanların evlerine giden bir köpek eğitim firması. Doggie Do adındaydı.
J'emporte un doggie-bag d'Eric Roberts, vous en voulez?
Şey, ben eve biraz Eric Roberts parçası götürüyorum. Biraz isteyen var mı?
Il y avait des gars du 79ème.
79. Piyade'den Doggie'ler.
Merci, Douggie Houser.
Teşekkürler, Doggie Howser.
Oprah Winfrey fait construire une maison sur Canon St, et Snoop Doggie Dog un manoir sur Main St.
Oprah Winfrey yukarıda bir ev yaptırıyor, ve Snoop Doggy doo doo ana caddede devasa bir ev yaptı.
Moi ou un déchet de la rue que j'ai payé 50 $ pour qu'il te largue?
Onu nasıl buldun? Doggie LoJack. Boynunda çip var.
Oh mon Dieu. Comment l'as-tu fait revenir? Doggie LoJack.
İşle ilgili bir sorun çıktı ve sarıl bana.
Le journaliste vedette de Know, C. Block... le fameux tombeur-bourreau des coeurs... a été vu à la sortie du Copa avec un doggie bag...
Know dergisinin yıldız gazetecisi, Catcher Block, bayanların sevgilisi erkeklerin gözdesi, salon erkeği, dün gece, elinde bir yemek paketi ve üç sahne kızıyla beraber Copa'dan çıkarken görüldü. "
Ce qu'ils aimaient c'était "How Much is that Doggie in the Window?"
How Much is that Doggie in the Window? türü popüler şarkılardı.
Vous avez tiré sur la vieille dame comme vous avez tiré sur Dougie.
Bence o yaşlı bayanı siz vurdunuz, tıpkı... Tıpkı oradaki Doggie'yi vurduğunuz gibi.
Peut-être qu'on aura de la chance et qu'une fréquence de hip-hop jouera Snoop Doggy Dogg.
Belki şansımız yaver gider de hiphop kanalında Snoop Doggie Dogg çalar. Michel, yapma.
Ce qui est bien, c'est que maman va arriver à l'hôtel sentant encore le homard, vu que mon doggie bag est dans le coffre.
- Hayır. Tek iyi şey,.. ... annemin resorta hâlâ ıstakoz kokarak gideceği çünkü artık torbamı arabada unuttum.
Je dois être le chien le plus chanceux du monde, d'avoir une maman comme toi.
Mr. Doggie, henüz işiniz bitmedi mi? Oh, evet annecik. Geçen gün verdiğin çok büyük bir yemekti.
- J'ai dit non. Si tu m'aimais, tu le ferais.
Hayır, ya hadi ama Mr. Doggie.
Bonjour, nous sommes rédactrices chez "doggie style",
Merhaba, biz Doggie Style'ın editörleriyiz.
"doggie style?" Ce magazine existe vraiment?
"Doggie Style?" Böyle bir dergi var mı gerçekten?
Et pas de blague sur Docteur Doogie.
Ve Doggie Hoser şakası da sevmem.
- Santé. - Non.
Adı Down Doggie.
Par chance, on a un sommeil de plomb. D'autres gens auraient été gênés par tout ce bruit.
Doggie deliksiz uyuyabilmemizin çok iyi olduğunu söylüyor çünkü bilirsin başka biri olsa bunca gürültü sorun olabilirdi.
Dougie veut parler à Spence à propos de cette histoire de clôture.
Her neyse, ah, Doggie şu sınır çitiyle ilgili Spence'le olan hakkında kopardığımız yaygara hakkında konuşmak istiyor.
- Un doggie bag.
- Artık yemek torbası.
Bertram m'a dit qu'il voulait tuer un de mes ancêtres.
Ve üçüncü kocan, Doggie Daddy.
T'es seul toi aussi, Mr Doggie?
Bay köpek, sende yanlızsın?
Tu as un don, Mr Doggie.
Hediyen var Bay Köpek.
Doggie!
Köpecik!
Red Doggie!
Red Köpekcik!
Doggie!
Köpekcik!
Da-da, doggie, boo-boo.
Da-da, hav hav, bu-bu.
Oh, alors je suis comme un chien croisé avec Scott Cann et Jamie Kennedy.
Oh, Ben de tıpkı Scott Cann-Jamie Kennedy Combo Doggie'den.
Je vais vous rapporter un "doggie bag".
Sana suşi getireceğim.
Ouais, voyons quelques unes de ces positions du chien se baissant.
Evet, aşağı doğru inmiş kafaları doggie pozisyonunda görelim bakalım.
Des petits chiens qui s'exécutent dans le bureau.
Doggie işleri götürüyor ofiste. Ne?
Bien, si tu dois partir, veux-tu que je mette tout dans un petit doggie bag pour toi?
Madem gitmek zorundasın artan yemeklerden bir paket hazırlayayım mı?
- Tu veux un doggie bag?
- Artanları ister misin?
T'es Doogie Howser ou dans le genre?
Doggie Howser gibi bir şey misin?
Vous devriez envoyer un mail à
Doggie'ye e-posta gönder.
Quand peut-on parler à Doogie en face à face?
Yani Doggie'yle oturup yüz yüze konuşabilir miyiz?
- J'ai fait une demande d'ajout à Doogie et maintenant je lui tweet.
- Tamam, Doggie'ye arkadaşlık isteği gönderdim, şimdi de tweet atıyorum.
Puis-je avoir un doggie bag?
Artık yemek torbası alabilir miyim?
Tu m'as fait un doggie bag.
Demek bana artık yemek torbası yaptın.
- C'est quoi? - ♪ like a doggie ♪
- O ne?
- Je le déposerai chez Doggie King.
- Doggie King'in oraya bırakırım.
Le petit?
Ufak olan, Doggie'yi bacağından vurdu.
Dougie est sans voix, mais le groupe dit :
Doggie ağzını açamadı ama... Sanırım Drool "yakıyorsun" dedi.
"Vous voulez un doggie bag?" et que t'as dit non.
diye sorduğunda sadece "Hayır" dememiş olmanı seviyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]