English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Dommage

Dommage tradutor Turco

11,945 parallel translation
- Dommage.
- Üzgünüm.
Dommage, c'est tout ce qu'on a.
- Yazık o zaman. Elimizde başka bir şeyimiz yok.
Dommage, ses produits ne sont pas des psychotropes.
Kullandığı kimyasalların eğlence için kullanılmaması kötü oldu.
Dommage.
- Kötü olmuş.
Dommage que ça n'ait pas été un tir fatal.
Ölümcül bir atış olmaması kötü oldu.
Et bien, c'est dommage, car on m'a offer un partenariat dans l'entreprise. ce qui signifie que je déménage à New York.
Bu çok kötü, çünkü şirkette ortaklık teklif edildi ve bu da New York'a taşınıyorum anlamına geliyor.
Dommage que tu es quittée la ville avant que le mandat d'arrêt soit signifié.
Ne yazık ki tutuklama emri çıkmadan önce şehirden tüymüşsün.
Dommage que tu ne puisse pas rester.
Kalamayacak olman çok kötü.
Dommage, Tommy Egan.
Çok kötü, Tommy Egan.
Dommage.
Yazık oldu.
Dommage, vous ne serez plus là.
Geri gelecek. Maalesef siz burada olmayacaksınız.
Dommage, j'étais ici de midi à minuit, vérifiez avec mon patron si vous me croyez coupable.
Öğleden gece yarısına kadar burada olmam kötü olmuş. Kız arkadaşını benim öldürdüğümü düşünüyorsanız patronuma sorun.
Ce qui est dommage, à mon avis.
Bana kalırsa büyük bir ayıp doğrusu.
Dommage que le lieutenant Reece nous ait mis des bâtons dans les roues.
Maalesef Baş Komiser Reece bize saçma damgası vurdu.
Dommage.
Yazık olmuş.
Et que ce dommage collatéral pourrait entrainer bon nombre de victimes.
Bu sivil zayiat birçok cana mâl olabilir.
C'est dommage.
Çok kötü olmuş.
Dommage que tu ne puisses pas me voir.
Beni görememene çok kötü.
Dommage cérébral.
- Beyin hasarı.
Ce serait dommage si je la broyai.
Tüm kemiklerini kıracak olmam çok yazık.
Je veux dire, je pense que c'est dommage pour Ana.
Tabii Ana için kötü olur.
C'est dommage qu'elle ne puisse pas voir ça.
Onun bunu göremeyecek olması büyük bir utanç.
C'est vraiment dommage.
Gerçekten çok kötü.
Dommage que Carol n'est pas pu venir.
Carol'un gelememesi çok kötü oldu.
Mes protocoles me forcent à prendre les mesures passives appropriées pour éviter tout dommage, sauf si ces mesures mettent en danger des humains ou quelque chose dont la valeur dépasse la mienne.
Protokolüme göre hasardan sakınabilmek için makul pasif önlemler alabilirim. Tabii ki bu önlemler insan hayatını tehlikeye atmadığı ya da kendimden daha pahalı mülklere zarar vermediği sürece.
Il est dommage de voir à quel point une cité peut être aveugle après avoir récemment souffert de l'excommunication... exclue du reste du pays... sans assurance de sécurité.
Yakın zamanda aforoz edilip, ülkeden soyutlanıp, güvenlik garantisi olmamasına rağmen bir şehrin bu denli dar görüşlü olması ne kadar da yazık.
Dommage que ça ne marche pas vraiment.
- İşe yaramazsa çok yazık olur.
- Quel dommage.
- Çok yazık.
Bien, c'est dommage, on ne peut tous être des génie comme toi.
Hepimizin senin aksine dahi olamaması çok yazık.
Dommage pour lui, le héros gagne dans la BD.
Onun için çok kötü, kahraman sadece çizgi romanlarda kazanır.
Quel dommage.
Ne kadar ayıp.
Bien, c'est dommage, parce qu'il n'y a personne par ici.
Bu çok kötü çünkü burada başka kimse yok.
Mais c'est dommage que personne ne réponde plus.
Ama bu notlara cevap verecek kimsenin olmaması yazık oldu.
Dommage qu'elle soit revenue.
Ne yazık ki geri gelmesi gerekti.
C'est dommage qu'elle ne revoit plus jamais la route.
Yine de bir daha yola çıkamayacak olması büyük kayıp.
Sacrément dommage.
Lanet utanç.
C'est dommage.
- Çok kötü olmuş.
Dommage qu'il ne pleuve pas des mecs!
Erkek yağmuru olmaması kötü oldu!
Dommage qu'on n'ait pas un fusil.
Tüfeğimizin olmaması kötü oldu.
Oui, c'est dommage.
Evet, kötü oldu.
Vraiment dommage que vos hommes aient dû s'enfuir avant d'obtenir ce que nous voulions.
Adamlarının istediğimizi almadan kaçmış olmaları yazık olmuş.
Quel dommage qu'il y ait eu cet embranchement tragique sur la route.
Böyle trajik bir yol ayrımına geldiğinizi görmek çok üzücü.
Ce serait dommage s'ils leur arrivaient quelque chose.
Onlara bir şey olursa kendinden utanmalısın.
Dommage que maman n'ait pas vu ça.
Keşke annem bu günleri görebilseydi.
Dommage je ne puisse pas le poursuivre ou bien je mettrai en faillite toute votre famille.
Ne yazık ki onu mahkemeye veremiyorum. Aksi takdirde tüm ailenizi batırmıştım.
Dommage que les seuls témoins soient Chinois.
Tek tanıkların Çinli olması ne yazık.
Dommage que tu ne sois pas là.
Burada olmaman çok kötü.
- Dommage.
- Tüh.
Dommage.
Sana pasta yapmadığım için üzgünüm!
Dommage.
Yazık.
Dommage que je sucre les fraises.
Keşke titremeseymişim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]