Translate.vc / Francês → Turco / Drag
Drag tradutor Turco
261 parallel translation
Le Black Bottom, le Varsity Drag.
Black Bottom. The Varsity Drag.
Ils suivent un drag.
Kokuyu izlerler, gerçekten.
- C'est quoi un drag?
- Ne kokusu?
- on a suivi un drag.
Kokuyu takip ediyorduk.
Voilà de la viande fraîche.
Drag, ham et kamyonu.
Ça va être une rude journée.
Yine acayip sıcak bir gün olacak Drag.
Oui, Casse-tête.
Tamam, çıkar Drag.
On y peut rien s'il est con.
Eğer jetonu köşeliyse biz ne yapabiliriz, öyle değil mi Drag?
Ça pèse au moins 3 kg.
Drag, elli yumurta nereden baksan 3 kilo gelir.
Il est cuit ton pote!
Senin oğlan bitti Drag. Son onluğumu da yatırıyorum.
J'ai que 3 $ 75.
Pekâlâ, tüm sahip olduğum 3.75 Drag.
- Fais voir la photo, Casse-tête.
- Hey Drag, bakayım şu resme
Fais la voir, quoi!
Haydi Drag, bir bakayım.
Il était comment?
- Nasıldı Drag?
Quand j'ai commencé à y aller, c'était seulement des Drag Queens.
Balolara gitmeye başladığımda drag queen'ler vardı,
Normalement, c'est une catégorie pour les jeunes drag queens.
Bu kategori, genellikle gençler içindir.
J'ai rencontré beaucoup de drag queens, de travestis, qui étaient si belles que je ne croyais pas qu'elles en étaient.
Bir sürü drag queen ve travestiyle tanıştım. Öyle olduklarına inanamadım bile, çok güzellerdi.
Parce qu'elle est gay aussi, et je suis gay, et c'est une drag queen ou autre chose.
O da gey, ben de geyim. O bir drag queen falan.
* Ma maman est une drag queen, regarde!
Annem bir drag queen, bak, ne diyorum
Ils peuvent te traiter de pédé ou de travelo. Tu vas les traiter de quelque chose d'autre.
Sana ibne ya da drag queen diyebilirler, sen de onlara laf atarsın.
La plupart des drag queens qui viennent aux bals... 90 % d'entre elles font le tapin.
Balolara katılan drag queen'lerin çoğu, yüzde doksanı diyelim, fahişe.
je ne veux pas finir en vieille drag queen sans rien d'autre que l'espoir de gagner un Grand Prix à un bal. Oui.
Kendimi eli boş yaşlı bir drag queen olarak bulmak istemiyorum, bir baloda büyük ödül kazanmaya çalışıyorum.
" Oh, on m'a si mal traitée en tant que drag queen.
" Drag queen olarak kötü muamele gördüm.
Les gens sont chez eux et regardent Milton Berle en drag.
Herkes evde oturuyor, ve kadın gibi giyinen Milton Berle'yi izliyor.
# But I soon ended up upon the old main drag #
# Ama bir parçası oldum o malum ortamın #
# For a swift one off the wrist down on the old main drag #
# Anasının gözü biri için, o malum yerde #
# On the old main drag #
# O malum yerde #
# For the old main drag #
# O malum yerde #
# The old main drag #
# Kaçmak, o malum ortamdan #
# For some money to take me from the old main drag # #
# Tek amacım para kazanıp bu malum yerden gitmek # #
Oui, Cindy, il est 9h23 à la pendule du studio... et voici les Buckinghams dans Kind of a Drag...
Haklısın Cindy, bir saat 23 dakika geçti. Ve şimdi Buckingham'da "King of a Drag" ile birlikteyiz.
Une vraie girafe drag-queen!
Sürüklenen bir zürafa gibi.
Connard de drag à talons hauts. Approche.
Seni modası geçmiş, sikik yaratık.
- Opération Drag queen.
- Dönmeler kraliçesi.
Et je suis Drag Queen.
Ayrıca ben bir travestiyim.
Et elle me dit... qu'elle est un homme. Je te le jure. Une beauté renversante, une drag-queen éblouissante.
En utanç verici seks tecrüben...
Moi et ta copine drag-queen, on a quelque chose en commun.
Ve açıkçası, endişelendim. Bu yüzden onu gözetliyorsun?
C'est ton nom de drag-queen, pas de star porno.
Ama o porno değil, travesti adındır.
- Mon nom de drag-queen?
- Travesti adı mı? - Evet.
a quoi bon me déguiser en princesse alors que partout je verrai des drag-queens plus jolies que moi.
Jack, masaldaki periler gibi giyinmenin anlamı ne? Özellikle sokakta yürürken benden daha güzel 100 tane travesti görürsem?
C'est moi ou les drag-queens sont de plus en plus givrées?
Drag Queen'ler her yıl daha da mı çılgın oluyorlar yoksa bana mı öyle geliyor?
Non, ce truc de drag-queen.
- Hayır. Drag Queen işini.
J'aime pas le terme drag-queen.
Ama Drag Queen denmesi hoşuma gitmiyor.
La plupart ne font que défiler, prenant un air fatal.
Çünkü birçok Drag Queen'in yaptığı etrafta kusursuz bir şekilde dolaşmaktır.
Et je suis une drag-queen.
Ayrıca ben bir Drag Queen'im.
J'aurais jamais cru que Walt "Le Mur"
- Öyle. "Duvar" Walt Koontz'un Drag Queen'lerle takılacağı hiç aklıma gelmezdi.
Il a une tête à jouer.
Ham et, poker oyuncusu gibi duruyor Drag.
Laisse tomber.
Haydi Drag, kes artık!
L'ÉCOLE, C'EST NUL!
# If that don't suit ya that's a drag #
une drag-queen!
- Her neyse.
T'es une putain de drag-queen.
Sen lanet olası bir Drag Queen'sin.