Translate.vc / Francês → Turco / Drive
Drive tradutor Turco
1,148 parallel translation
Au Bronx, par l'East River.
Bronx. Doğu River Drive'dan git.
Un meurtre au 232, Alden Drive.
Alden Drive 232'de bir cinayet işlendi.
Celui qui a un long drive.
Şu uzun topa vuran adam.
Un drive de 450 m, c'est impressionnant.
Ama 450-yardlık vuruşu inanılmazdı.
Je mendiais dans la rue, sur Wacker Drive, et l'évêque Rushman est passé dans sa Cadillac.
Wacker Drive'da yolda dileniyordum. Piskopos Rushman Cadillac'ı ile geldi.
Jade Angelou, 32 Stenston Drive, San Francisco.
Jade Angelou 32 Stenson Drive, San Francisco'da oturuyor.
C'était les Vicksburgs, "Drive Faster".
"Drive Faster" i Vicksburgsdan dinlediniz.
Un rapport de Fairview signale qu'elle a dévasté un drive-in.
Tabii ki hortumlar devam ediyor. Fairview'dan gelen haberlere göre bir arabalı sinema yıkılmış.
En fait, je servais aux caisses du drive-in.
Araba servisi kasiyeriydim sadece.
- Chic, alors! Je ne serai plus assis dans la gadoue au drive-in.
Artık açık hava sahnesinde pisliğin içinde oturmak yok.
Et toi, tu serviras mes mômes dans un drive-in.
Sense tatile giderken yolda durduğumuz hamburgercide çalışacaksın.
Il a dû aller dans un drive-in voir un de ces films de série B... où on égorge les gens.
Ve belki de arabalı açık hava sinemasında kalitesiz bir şiddet filmi izlemişti.
Sur Afternoon Drive. La plus grosse station de leur groupe.
Öğleden sonra programı, en büyük radyo istasyonu.
1630 Robello Drive.
1630, Robello Yolu.
Un fois, j'attendais des frites, à un drive-in et un mec m'a menacée avec un couteau, il voulait mon portefeuille.
Bir keresinde arabalı büfedeydim... ... ve serserinin biri suratıma bıçağını dayadı. Cüzdanımı istedi.
Et dans les restos drive-in...
Ya arabalı lokanta? Bekle.
Ils nous donnèrent un aperçu... du train de vie royal dans l'ancienne Égypte... et nous poussent à continuer nos fouilles... afin de continuer à apprendre.
Bize, eski Mısır'daki krallık hayatına kişisel bir göz atma verdi and feuled our drive to continue searching... to continue learning.
Ma voiture a été attaquée et je suis coincée là, sur Phoenix Drive... 364.
Arabam saldırıya uğradı ve Phoenix Yolu'nda kalakaldım. 364.
364 Phoenix Drive, au 538-0398.
364 Phoenix Yolu numara 538-0398.
Je l'ai suivi jusqu'au 6 Horizon Drive.
Onu 6 Horizon Drive'a kadar takip ettim.
Contente de voir que ta mère ne travaille plus au drive-in pour t'habiller.
Tanrım! İyi ki annen, fast food restoranmdaki işinden vaktinde ayrıIıp seni giydirmiş.
"La Malédiction" passe au drive-in.
The Omen açık hava sinemasında oynuyormuş.
Ca passe au drive-in. Oui.
Bu açık hava sinemasında.
Il t'a invitée au drive-in...
Senden açık hava sinemasına gelmeni istedi.
Donna et moi allons au drive-in.
Donna ve ben sinemaya gidiyoruz.
On va au drive-in!
Sinemaya gidiyoruz.
Un drive-in. Un cinéma à ciel ouvert.
- Bu bir arabalı sinema.
L'intimité, c'est ce qu'il y a de mieux dans un drive-in.
Çünkü arabalı sinemalar mahremiyetle ilgilidir.
Service drive-in.
Stajyerim. Affedersin.
Q.G. 1 : FDR Drive et Bridge.
Herkes hazırlandı mı?
Très étonnant, à peine un vaisseau spatial, des alliages primitifs, pas de Hetch-drive, ce truc devait être au musée, pas dans l'espace.
Hiç şaşırtıcı değil, uzayda dolaşmaya pek değmez, ilkel alaşımlar, hetch-sürücüsü yok bu şey bir müzeye layık, uzaya değil.
C'est au 13, Gnome Drive.
Evet. Normdrive, on üç.
Actuellement au Drive-in de Springfield en nocturne.
Şimdi Springfield açık hava sinemasında... alaca karanlıkta.
/ / Drive past your house / /
/ Drive pastyour house /
20 mn avec elle, au cinéma, et un bon repas!
Onunlar drive-in restoranında 20 dakika yemek için neleri vermezdim. Kahretsin, Chicago'daki en kötü restaranı bulmasaydın.
Bienvenue à Maple Drive.
Fıstıkçamı Sokağı'na hoş geldiniz.
Et si vous aviez le choix... entre vivre dans un manoir de Highland Park... dont vous seriez le chauffeur... où vivre dans un abri dans Wacker Drive... dont vous seriez le roi, que choisiriez-vous?
Diyelim ki hepinize bir seçim şansı verildi. Highland Park'ta bir köşkte yaşayacaksınız, ama şoför olarak. Ya da Whacker Yolu'nda bir barınakta yaşayacaksınız ama oranın kralı olacaksınız.
Elle est au chômage depuis la mort de Herrero, mais elle a acheté un appart à Alexander Drive.
Herrero'nun ölümüyle işsiz kaldı, ama... 18 ay önce Alexander'dan bir yer aldı.
Une explosion a détruit cet immeuble d'Alexander Drive hier soir, tuant deux personnes.
Geçen gece Alexander Drive'daki bir binada korkunç bir patlamada, iki insan öldü.
Ca faisait longtemps que j'étais pas passée par un drive-in.
Arabalı yere gelmeyeli çok olmuştu.
Des jeunes agités au magasin de bonbons de Wazir. 22 McDonald Drive. Allez voir le plaignant.
Güney McDonnell Yolu, yirmi iki numaradaki şikâyetçiye uğrayın.
Ça, oui. Sur Maple Drive.
Akçaağaç Yolu'nun orada.
7152 Maple Drive.
7152 Maple Caddesi.
On est pas au Drive-in.
Olur mu öyle şey? Burası arabayla fast-food alınan bir dükkan değil ki?
Et ton affreux studio en sous-location de Riverside Drive?
- Ya Riverside'daki stüdyon?
Mulholland Drive
Mulholland Çıkmazına
Seulement pour voir s'il y a eu un accident dans Mulholland Drive
Sadece Mulholland Çıkmazında bir kaza var mı diye bakmak için.
C'est au sujet d'un accident, hier soir, dans Mulholland Drive
Ben dün gece Mulholland Çıkmazında olan bir kazayı soracaktım.
- Fusillade.
- Drive-by.
A 1 9 h 30. - Au 22 Seafare Drive.
Eğer bu işçi için biraz olsun merhametin varsa,... bana Capeside'n güzel yüzünü göstereceğini söyle.
Et son drive au Nord-Sud.
- Deliler.