Translate.vc / Francês → Turco / Dugan
Dugan tradutor Turco
180 parallel translation
Si nous pouvons trouver le gaucher qui a peint ce tableau... nous aurons Le procès de Mary Dugan avec son.
Bu solağı bulursak "Aşk Cinayeti" filmi ortaya çıkar, hem de sesli.
- Surveillez-le, Dugan.
- Gözün üstünde olsun, Dugan.
Dugan, tu sais toi?
Duggan, sen?
Dugan, écoute-moi!
Duggan, beni dinle.
Toujours rien de neuf?
- Bu davayla ilgili bir şey bilen yok mu? - Sessiz ol. - Hadi, Dugan.
- Du gâteau?
Skor ne, Dugan?
Sergent Dugan.
Çavuş Dugan.
Extradition.
Suçluların iadesi. Sağol, Dugan.
Merci, Dugan. La prochaine fois t'auras du gâteau.
Gelecek sefere pasta alırsın.
Dugan à l'appareil.
- Ben Dugan.
Tu te souviens du service que je t'ai rendu au sujet du type avec les dés pipés?
- Sana da. Dugan bana bir iyilik borçlu olduğunu söylemiştin hatırlarsan hani şu hileli zar kullanan adamı söğüşlediğimizde?
Merci.
Teşekkürler Dugan.
C'est Dugan.
Marlowe? Ben Dugan.
D'accord, Dugan.
Tamamdır Dugan.
Sadie, qui t'a déguisée en Bécassine?
Sadie Dugan, ne oldun böyle, arap bacı mı?
Vous connaissez MIle Dugan.
Görüyorum ki Bayan Dugan'ı tanıyorsunuz.
Mon prénom seulement.
Sadece soyadımın Dugan olduğunu bilmiyordu.
- J'ai vu la liste des invités.
Bak, Sadie Dugan'ı garson olarak tuttuklarında bir davetli listesi verirler.
Je vous ai ratés à la maison.
Sizi evde göremedim. Dugan, American Press.
Laisse tomber, va, Dugan.
O adamlara bulaşma.
Dugan, ma vieille, tu crois au pére Noël.
Dugan, yine hayal kuruyorsun.
Vous, Dugan!
Dugan! Ya sen?
C'est pas trop grave, Dugan?
İyi misin?
Une demi-heure plus tard, Dugan allait en douce chez les poulets de la brigade des docks, et là c'est lui qui l'a ouvert.
Yarım saat sonra, Timothy J. Dugan diye biri Suç Komisyonuyla gizli bir toplantı yapmış, orada da hep o konuşmuş.
Qu'est-ce qu'il sait, Dugan?
Dugan ne bilir ki?
- ll a eu le discours complet de ce salaud.
- Timothy J. Duganın bütün eserleri.
Il faut faire quelque chose pour museler Dugan, ou ça sentirait mauvais pour trop de gens en ville.
Dugan'ı susturmak için bir şey yapmak lazım. Yoksa bütün kenti ayağa kaldıracak.
Kayo Dugan est mort.
Şimdi Kayo Dugan öldü.
Faire tomber une élingue sur Dugan, qui en avait assez dans le ventre pour dire ce qu'il savait, c'est encore crucifier le Christ.
Yarın her şeyi anlatacağı için... Kayo Dugan'ın başının üstünde halatları koy vermek onu çarmıha germektir.
Là, agenouillé prés du corps de Dugan. Le Christ est partout avec vous.
Şu anda burada, Dugan'ın yanında çömelmiş, hepinizle birlikte şöyle diyor :
Ce qu'ils ont fait à Joey, à Dugan, ils l'ont fait à Jésus, et à vous.
Joey ve Dugan'a yaptıklarını sizlere de yapıyorlar. Sana, sana...
Vous savez, ce que vous avez dit, de Dugan, de ceux qui se taisent quand ils sont au courant.
Kayo Dugan'dan söz ettiniz ya hani gerçekleri bildiği halde konuşmayanlardan.
D'abord Joey, puis Dugan, maintenant Charley. Le prochain...
Önce Joey, ardından Dugan, şimdi de Charley, sırada...
- Améne-toi! - T'as fait descendre Joey, Dugan, Charley, qu'était un de tes hommes.
Joey'i temizledin, Dugan'ı temizledin kendi adamın Charley'yi bile temizledin.
- Où est Dugan? - Il est à l'étage, dans sa chaise. La seule chose qu'il soulève, c'est son porte-papier.
- Bir arkadaşımın evine gidiyordum vefat eden bir arkadaşım, ona verdiğim bir şeyi almak için.
- J'en sais rien.
- Bay Dugan.
– M. Dugan...
- Bay Dugan...
– M. Dugan, je voulais...
- Bay Dugan, ben...
M. Dugan?
Bay Dugan?
Et maintenant, l'entraîneur des Peaches... six fois champion des circuits au niveau national... Jimmy Dugan!
Şimdi de Şeftalilerin antrenörü, altı kez Milli Lig tam tur vuruş şampiyonu, Jimmy Dugan!
Voyons si Jimmy Dugan donne le feu vert, sur ce 3 à 0... ou fait signe d'arrêter.
Bakalım Jimmy Dugan ona 3-0 için yeşil ışık mı yakacak yoksa tut işareti mi verecek.
Jimmy Dugan, maître stratégiste... lui a dit de dévier.
Strateji ustası Jimmy Dugan, topu uzağa attırdı!
Jimmy Dugan sort sa tête du banc de touche.
Jimmy Dugan, kulübeden dışarı başını çıkarıyor.
Jimmy Dugan. "
Jimmy Dugan. "
Merci, M. Dugan.
Teşekkürler, Bay Dugan.
Spike Dugan, un boxeur.
Spike Dugan, dövüşçü.
SALLE D'ENTRAINEMENT DE SPIKE DUGAN
SPIKE DUGAN'nın Antrenman salonu
Bonjour, Dugan.
- Merhaba Dugan.
Dugan,'American Press.
Lober, Press Dispatch.
Tu veux que je te récite une prière mortuaire?
Son duğanı mı okumamı istersin?
- Qu'est-ce que tu fiches ici, toi? - Vous êtes Dugan?
Davey, ne hoş bir hediye.